Gayrimenkul sektörünün ulusal ve uluslararası en önemli oyuncuları, İstanbul’da düzenlenen 12. Gayrimenkul Zirvesi ve ISTANBUL REstate Gayrimenkul Fuarı’nda buluştu. GYODER tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı himayelerinde, DenizBank’ın Zirve Sponsorluğunda 10-11 Mayıs tarihlerinde düzenlenen Zirve ve Fuar, iki gün süre ile gayrimenkulün nabzını tuttu.
Yaşanan önemli gelişmelere paralel olarak bu yıl farklı bir konsept ve özel bir mekanda düzenlenen 12. Gayrimenkul Zirvesi ve ISTANBUL REstate Gayrimenkul Fuarı, “Değişim, Dönüşüm; Devamlılık” teması ile Hasköy İplik Fabrikası’nda gerçekleştirildi. Zirve ve Fuar, iki gün süre ile gayrimenkulün ulusal ve uluslararası buluşma noktası oldu.
“Türkiye’nin Gayrimenkul Platformu” GYODER (Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) tarafından düzenlenen 12. Gayrimenkul Zirvesi ve ISTANBUL REstate Gayrimenkul Fuarı’nda, gayrimenkul ile ilgili tüm taraflar; kamu – özel sektör, ulusal ve uluslararası önemli isimler bir araya geldi. Zirve ve Fuar, 13 ülkeden 1.224 katılımcıyı ağırladı. Fuar alanında yer alan 64 stantta ise ulusal ve uluslararası firmalar iki gün süre ile projelerini tanıttı.
12. Gayrimenkul Zirvesi ve ISTANBUL REstate Gayrimenkul Fuarı’nın açılışında GYODER Başkanı Işık Gökkaya, inşaat sektörünün önemine de değinerek “Eğer Türkiye 2023’de ‘dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi’ arasında olacaksa; kentsel dönüşüm bu anlamda büyük önem taşımaktadır” dedi. Son KDV düzenlemelerini sağlıksız bulduğunu ve kayıt dışılığı arttıracağını da söyleyen Gökkaya, Afet Yasası ile ilgili de “Siyaset üstü bir yaklaşımla konsey oluşturulmalı” açıklamasında bulundu. , “Bugün ‘teğet bile geçmedi’ diyebiliyorsak, sebep inşaat sektöründeki büyük başarılardır” açıklamasında bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’da her alanda ciddi heyecan ve gelişimin başladığına dikkat çekerek, “Bu sinyalleri doğru kullanabilirsek, doğru hareket edebilirsek çok daha farklı, İstanbul ve Türkiye oluşturabiliriz” şeklinde konuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise Afet Yasası’nın ana eksenini, “Bu yasa ile vatandaşın, kendi riskli evini kendisinin tespit etmesi ve dönüşümü sağlamasıdır” olarak açıkladı. “Kendisine güvenen bir ülke” olarak mütekabiliyetin kaldırıldığına da değinen Bayraktar, yaşanan gelişmelere paralel olarak Türkiye inşaat sektörünün de olağanüstü büyüyeceğini belirtti.
Kentsel dönüşümün 2023 vizyonuna katkısı büyük
“Değişim, Dönüşüm ve Devamlılık” temasıyla örtüşen Hasköy İplik Fabrikası’nda gerçekleşen Zirve’nin ilk konuşmasını yapan GYODER Başkanı Işık Gökkaya, gayrimenkul sektörünün 2003 yılından itibaren büyük gelişme sergilediğini ifade etti. Gayrimenkul sektöründe konut piyasasının kurumsallaşmaya başladığına ve ticari gayrimenkul sektörünün önem kazandığına dikkat çeken Gökkaya, “Eğer Türkiye 2023’de ‘dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi’ arasında olacaksa; kentsel dönüşüm bu anlamda büyük önem taşımaktadır. Şu anda GSMH içindeki payı yüzde 5,8 olan inşaat sektörünün, 2023 yılı itibari ile bu katkı payının yüzde 11 ile 12 seviyelerine kadar artacağı öngörülmektedir” dedi.
Kentsel dönüşümle birlikte; ekonomik ve sosyal açılardan dengeli ve sağlıklı kentler oluşturmanın hedef olması gerektiğini belirten GYODER Başkanı Gökkaya, “Kentleşmesi devam eden ve bu konuda hızlı şekilde planlama yapan ülkelerin, hem ekonomilerinde, hem de enerji alanlarında çok büyük tasarruflar görülmektedir” şeklinde konuştu. Ancak bu süreçte yaşanan belirsizliklerin sağlıksız olduğunu ifade ederek KDV belirsizliğine değinen Gökkaya, pahalı konutlarda vergilerin artacağının duyurulması ve değerlerin net olarak belirtilmemesinin kayıt dışılığı artıracağı uyarısında bulundu.
Siyaset üstü bir yaklaşımla konsey oluşturulmalı
Kentsel dönüşümün yanı sıra afet yasasına da değinen Gökkaya, “Beklenilen İstanbul depremi de göz önüne alındığında, tasarının önemi ortadadır. Bu süreç, yıllar içinde tamamlanabilecek, uzun ve yoğun çalışmalar gerektirecektir. Bu sürecin başlatılmasında gecikilen her günün bedeli, insan hayatı ile ölçümlenebilecek ağır sonuçlar doğurabilecektir. Tüm bu sebeplerden ötürü bu tasarı üzerinden birtakım tartışmalara girilmesi son derece yanlıştır. Siyaset üstü, partiler üstü bir uzlaşma ile yasama süreci bir an önce tamamlanmalı ve tasarı acilen yasalaşmalıdır” çağrısında bulundu. TOKİ döneminde kentsel dönüşüm projelerini başlatan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın sektör açısından büyük bir şans olduğunu söyleyen Gökkaya, ”Sağlıklı hukuki altyapı tamamlanarak kamu, özel sektör ve STK’lar bir araya gelerek bir konsey oluşturulmalıdır. Bu konsey ile birlikte, oyunun kuralları tekrar gözden geçirilmelidir. Ayrıca, imar hakları ve ruhsat haklarının müktesep hak olarak alınması gerekmektedir. Ve bu hakların her zaman kullanılması gerekmektedir. Bu hem yurt içi hem de yurtdışı yatırımcı için çok önem arz etmektedir” dedi.
2013 yılından itibaren yabancılara yapılan konut satışının 5 milyar dolara ulaşabileceğinin beklendiğini söyleyen Işık Gökkaya, “Yabancıya yapılan konut satışı, cari açığın küçülmesine de katkı sağlayacaktır. Ancak konut kredi stoku halen olması gereken seviyede değildir. 2023 yılında konut kredi stokunun, 233 milyar dolara çıkmasını beklemekteyiz. Bu oran ile şu anda GSYH içindeki payı yüzde 5,8 olan konut kredilerinin 2023 yılında payının yüzde 16,8 olması beklenmektedir” açıklamasında bulundu. Gökkaya konuşmasında ayrıca, GYODER olarak Yatırım Ajansı, İMKB ve SPK ile birlikte Körfez Ülkelere ve Londra’ya Türkiye’nin gayrimenkul sektörünün anlatılması ve potansiyelinin vurgulanması için önemli seyahatler planladıklarını da belirtti.
“Teğet bile geçmedi” diyorsak, sebebi inşaat sektörünün başarıları
GYODER tarafından gerçekleştirilen Gayrimenkul Zirvesi’nin İstanbul’un geçmişten günümüze taşıdığı Hasköy İplik Fabrikası’nda yapılıyor olmasının çok büyük anlam taşıdığına dikkat çeken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise Türk inşaat sektörünün başarısına dikkat çekti.
İnşaat sektörünü ekonomi açısından lokomotif olarak nitelendiren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “Bütün sanayiyi harekete geçiren, her alanda ciddi mesafeler aldıran, şu anda Türkiye’de ekonomik krizi ciddi anlamda hissetmedi isek, ‘teğet bile geçmedi’ diyebiliyorsak, sebep inşaat sektöründeki büyük başarılardır” dedi. TOKİ marifeti inşaat sektöründe çok ciddi anlamda yapılmış olan yatırım ve çalışmaların olduğunu hatırlatan Başkan Topbaş, “Bu anlamda biz de fırsatlar vermeye çalıştık ve ön açtık. Taassup göstermedik. Bu hareketliliğin temelinde bu yatmakta” şeklinde konuştu.
Kentsel dönüşüm ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Topbaş İstanbul’un her alanında ciddi gelişim ve heyecanın başladığına da dikkat çekti. Bu durumu önemli bir hareketliliğin sinyali olarak değerlendiren Topbaş, “Bu sinyalleri doğru kullanabilirsek, doğru hareket edebilirsek çok daha farklı, İstanbul ve Türkiye oluşturabiliriz. Önümüzde, başta deprem olmak üzere dikkate aldığımız kentsel dönüşüm süreci başlatmamız gerekiyor. Burada kentsel dönüşüm demek, ‘alanları yok ederek, yeni binalar dikmek’ değil” açıklamasında bulundu. Kentsel dönüşüm ile ilgili Fikirtepe ve Cendere Vadisi örneklerini veren Topbaş, “İstiyoruz ki bütün ilçelerde belediye başkanlarıyla birlikte, kenti yeniden ayağa kaldıralım. Gerçek anlamda bir yaşam alanı haline getirelim. Sadece binalar yapmak değil. Oradaki insanların her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak bir şehir konseptini ortaya çıkarmak. Burada özellikle inşaat sektörümüze önemli görevler düşmekte” dedi.
Bakan Bayraktar “Türkiye’de artık taşlar yerine oturuyor”
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise değişim ve dönüşümün yaşandığı bir dönemde GYODER’in önemli bir Zirveye ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Konuşmasında Türkiye olarak taşların yerine oturduğunu ifade eden Bakan Bayraktar, “Türkiye’de olması gereken hususlar, kendi kaidesi üzerine, kendi mecrasına birer birer oturmaya başlıyor. En son 2B yasasını çıkarttık. Yabancılara gayrimenkul satışı ile ilgili ufak tefek engelleri pürüzleri ortadan kaldırmaya çalıştık. Yine tapu satışlarında uzaktan satışın, tapu dairesinden değil, hatta yurt dışından satışların yapılmasının önünün açmaya çalıştık. Bunları daha dinamik, reel yapı üzerinde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Ne kadar çok şeffaf, açık, dünya ile beraber yaşarsak, o kadar çabuk kalkınırız” şeklinde konuştu.
“İnşaat sektörü en kuvvetli sektörümüzdür”
2008 krizin sebebin yine gayrimenkul olduğunu hatırlatan Bakan Bayraktar, “İnşaat sektörü, bizim en kuvvetli sektörümüzdür. Dünyada sayısal bakımdan en çok iş yapan firmalar Çin’den sonra Türklerdir. Bu avantajımızı mutlaka kullanmamız lazım” açıklamasında bulundu. Türkiye’nin çok büyük bir kalkınma, gelişme, büyüme, ekonomiyi canlandırma hamlesinin arifesinde olduğunu da belirten Bakan Bayraktar, afet riski altındaki alanların dönüşümünün önemine işaret etti. Türkiye’de şu anda kasaba ve şehirlerde olan yaklaşık 20 milyon konutun röntgeninin çekilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, “Enerjiyi savurduğu için bu binalara bakmak zorundayız. Bize modern bir binanın sağladığı konforu sağlamadığı için bu binaya bakmak durumundayız” dedi.
Deprem konusunda yapılan analizlere de değinen Bakan Bayraktar, “Bizim yapmış olduğumuz analizlerde; Türkiye’de deprem aksı üzerinde olan 6,5 milyon konutu önümüzdeki 2-5-7-10 senelik 20 senelik bir zaman dilimi içinde mutlaka yenilememiz lazım. Gölcük ve Düzce depremlerini yaşadık. 18 bin insanımızı kaybettik. Türkiye’nin ekonomisi 30 saniyede yüzde 4 küçüldü. Mutlaka el birliği ile beraberce, elimizi başımızı taşın altına koyarak bu yola girmemiz lazım” açıklamasında bulundu. Bu konuda en önemli işin de belediyelere düştüğünü de vurgulayan Bakan Erdoğan Bayraktar, “Biz Bakanlık olarak işi kucaklayarak götüreceğiz. Fakat belediyelerimizle, valiliğimizle, TOKİ ile diğer kuruluşlarla bu işi yürütmek zorundayız. Yasa üzerinde bir iki hususu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Yasanın ana ekseni, bu yasayı vatandaşın kendisinin konfirme etmesidir. Bu yasa ile vatandaşın, kendi riskli evini kendisinin tespit etmesi ve dönüşümü sağlamasıdır” dedi
“İnşaat sektörü olağanüstü gelişecek”
Bugün dünyada kentsel dönüşüm probleminin sadece Türkiye’de bulunmadığını, ekonomik bakımdan zorlanan, ekonomik bakımdan büyüme gayreti içinde olan Brezilya, Meksika gibi ülkelerin de kentsel dönüşümde çok zorlandığını belirten Bakan Bayraktar, “Meksika, bizden çok daha kötü durumda. Brezilya’da, çok büyük gettolaşmış bölgeler var. Brezilya, bu işe 520 milyar dolar para ayırdı, yine zorlanıyor. Diğer taraftan Tayland’da, Hindistan’da, Pakistan’da, Mısır’da aynı şekildedir. Ama biz, onlardan iki adım öne geçtik. Biz AB’nin desteği ile İspanya’nın başardığını, hakikaten dünyaya model olan Kore’nin kendi gayreti ile başardığını başarmak zorundayız. O noktadayız. Yasanın kaynak noktasında, bir takım argümanları devreye sokacağız. Afet riski altındaki alanların dönüşümü ile Türkiye, büyük bir kalkınmayı yakalayacak. Biz afet riskinden selden, yangından, depremden, heyelandan binalarımızı kurtarmaya çalışırken, Türkiye’nin gelişmesini, kalkınmasını, büyümesini de tetikleyeceğiz. Burada, inşaat sektörümüz olağanüstü gelişecek” şeklinde konuştu.
“Mütekabiliyeti kaldırdık. Kendimize güvenen ülkeyiz”
Yabancılara mülk satışı ile ilgili yapılan düzenlemeye de değinen Bakan Bayraktar, “Yabancılara mülk satışında ‘mütekabiliyet’i kaldırdık. Ama burada da, stratejik konumu, askeri bölgelerin önemi, tarihi dokunun önemine dikkat ederek, Bakanlar Kurulu’ndan karar almak sureti ile bu işi yürüteceğiz. Yoksa her ülkenin vatandaşı, istediği gibi elini kolunu sallayarak gelip buradan gayrimenkul alamayacak. Ülkemizin menfaatleri doğrultusunda olacaktır. Artık Türkiye güvenilir limandır. Hem komşularımız Körfez ülkeleri olsun, Ortadoğu ülkeleri olsun, Orta Asya ülkeleri olsun hatta Balkanlar olsun, Türkiye’ye yatırım yapmak istemektedirler. Türkiye’den gayrimenkul almak istemektedirler. Biz bunun önünü açmak durumundayız. İspanya, yabancılara gayrimenkul satışından 500 milyar dolar kazandı. Bu korkunç bir rakam. Biz de bunu yapmak durumundayız. Biz de yabancılara mütekabiliyet olmadan satış yapan ülkeler; dünyanın en gelişmiş ülkeleridir, özgüveni en yüksek olan ülkeleridir. Türkiye’nin gelişmesi için, kalkınması için, çocuklarımız refahı için, bilimsel dünya ne yapıyorsa onu yapacağız. Burada gayrimenkul son derece önemlidir. Çünkü insanların servet edinme noktasındaki nihai yatırımları, taşınmaz maldır. O bakımdan taşınmaz malı, bir gergef nasıl dokunursa işlememiz lazım” açıklamasında bulundu.
“Enerjiyi savuran binalardan kurtulmamız lazım”
Türkiye’deki salaş yapı stokunun silinip atılması gerektiğini ifade eden Bayraktar, “Enerjiyi savuran bu binalardan kurtarmamız lazım. Şu anda yapmış olduğumuz 240 milyar dolar ithalatın, 65-70 milyar dolarını enerjiye veriyoruz. Bu enerjinin yüzde 40’ı, binalarda kullanılıyor. Binalarda kullanılan enerjinin yüzde 40’ı da savruluyor. Binalarımız, ısı yalıtımı yönünden yeterince tecrit edilmiş değil. Bu dönüşümü yaparken tabii ki yoğunluk artmamasına dikkat edeceğiz. Bunu da halkımızın bilmesi gerekiyor. Şehrin merkezi bölgelerinde yoğunluk artışı kimse beklemesin. Mümkün olduğu kadar, halkımızın hiçbir kesimini mağdur etmeden bu dönüşümü gerçekleştireceğiz. Bu bakımdan bu toplantı son derece önemlidir. Biz, devlet olarak konuyu artık kolaylaştırarak basitleştireceğiz” şeklinde konuştu.