26 Kasım 2024 Salı
Ana SayfaSektörden Haberler14. Gayrimenkul Zirvesi sektör temsilcilerini ve iş dünyasını buluşturdu

14. Gayrimenkul Zirvesi sektör temsilcilerini ve iş dünyasını buluşturdu

Türkiye Gayrimenkul sektörünün gündemini belirleyen en önemli platform olan Gayrimenkul Zirvesi, sektörün yoğun katılımı ile 3 Aralık, Çarşamba günü Hilton İstanbul Bomonti Otel’de gerçekleşti. 

AÇILIŞ KONUŞMALARINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

14. Gayrimenkul Zirvesi, gayrimenkul ve ekonomi alanındaki önemli isimlerin ve uzmanlarının katıldığı panel ve oturumlarla sektörün nabzını tuttu.

Gyoder Başkan Yardımcısı Turgay Tanes ise emlakdream.com Yayın Yönetmeni Ayla Özer'e toplantının programı ile ilgili bilgi verdi.

RÖPORTAJI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Sermaye Piyasası Kurulu Dr. Vahdettin Ertaş ve GYODER Başkanı Aziz Torun’un Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin canlı bağlantı ile açılış konuşmalarını yaptığı Zirve’de  “Gayrimenkul Sektörünün Algı ve İtibarı, “Sektörde Balon Var Mı?”, “Herşey Göründüğü Gibi Mi?: Doğru Bildiğimiz Yanlışlar”, “İş Dünyası Gayrimenkul Platformunda”, “Bina ile Güveni Birlikte İnşa Etmek” gibi konu başlıkları, konusunda duayen olmuş birçok konuşmacı tarafından değerlendirildi.

Zirve’nin açılış konuşmasını yapan GYODER Başkanı Aziz Torun, sektörün sermaye piyasası araçlarını kullanması gerektiğine dikkat çekerek, "Zayıf karnımız olan öz sermaye yapısını güçlendirmek için, halka arz, yabancı fonlar, kira sertfikası, gayrimenkul sertifikası, tahvil gibi uzun vadeli sermaye piyasası araçlarını kullanarak gelecekteki bir yol kazasına engel olmalıyız" dedi.

Sektörün, Türkiye ortalaması üzerinde büyüdüğünü ve lokomotif sektör konumuna geldiğine işaret eden Torun, "Gelişen, büyüyen Türkiye ekonomisinde gayrimenkul sektörü, durağan ve rant kapısı bir sektör değil, üreten istihdam sağlayan, vergi veren, dinamik reel bir sektör olarak kabul edilmeli. Geliştiricisi, inşa edeni, mimarlık, danışmanlık, yönetim gibi hizmet birimleri ve 200'ü aşkın tedarikçi ve üreticisi ile yan iş kolunun gayrimenkul sektöründen beslendiğini dikkate aldığımızda ne kadar önemli,  lokomatif ve reel bir sektör olduğu anlaşılacaktır. Son 3. çeyrekte işsizlik rakamlarının 9,2 den 10,4'lere yükseldiğini göz önüne alırsak sektörün ne kadar önemli olduğu bir kez anlaşılmış olacak” dedi. 

Aziz Torun, Türkiye'nin büyüme hedefleri içinde sektörün önemli bir işlevi olduğuna işaret ederek, 3'üncü köprü ve havalimanının da menkul olarak kabul edilemese de, gayrimenkul altyatırımı olarak saymanın mümkün olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) bakanlar toplantısında "Gayrimenkul Borsası Kurulması" yönündeki söylemini hatırlatan Aziz Torun, "Sayın Cumhurbaşkanı artık gayrimenkul kıymetlerinin dünyada yeni bir değer olduğunu ifade ettiler. Bu beyanı Türkiye'deki gayrimenkul sektörü oyuncuları için çok önemli, anlamlı, pazarı büyütecek bir tesbit ve tavsiye olarak görüyorum. Evet biz Türkiye olarak gayrimenkul sektörü olarak önce gayrimenkul portföyümüzü çeşitlendirmeli zenginleştirmeliyiz” şeklinde konuştu.

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş konuşmasında başka gayrimenkul sektörü olmak üzere iş dünyası için önümüzdeki döneme dair uyarılarda bulundu. Ertaş, “Başta gayrimenkul sektörü olmak üzere iş dünyamızın yeni döneme hazırlıklı girmesi, küresel ölçekte müşteri ihtiyaçlarını dikkate alan yeni projeler üretmesi, mali yapılarını güçlendirmesi, birleşme ve satın almalar yoluyla bölgesel güç olması,  imaj, algı ve kalitelerini yükselterek küresel marka olma yolunda hızlı adımlar atması gereken bir döneme giriyoruz. Bu kapsamda, gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren şirketler için öz kaynak yoluyla finansman yöntemlerinin yaygınlaştırılmasını, geleneksel gayrimenkul yatırım ortaklıkları yanında yeni Sermaye Piyasası Kanunu’yla düzenlemesi yapılan alt yapı gayrimenkul yatırım ortaklıkları, kira sertifikaları, gayrimenkul sertifikaları, gayrimenkul yatırım fonları gibi yeni araç ve kurumların kullanılmasını bir ihtiyaç hatta bir zorunluluk olarak görüyoruz ” dedi.

Açılış konuşmalarından sonra konuk konuşmacı olarak Zirve’ye katılanDenizBank CEO’su Hakan Ateş, Türkiye’nin ekonomisi, bugünü ve geleceğini değerlendirerek, “Global ekonomik büyüme 2008 yılı küresel krizi sonrasında eski büyüme hızlarını yakalayamadı. Bu sadece Gelişmiş Ülkelerde (GÜ) değil; özellikle 2010 sonrasında Gelişmekte Olan Ülkelerde(GOÜ) de  belirgin şekilde hissedilen bir durum. Neyse ki GÜ merkez bankalarının gevşek para politikalarının devam etmesi, global ekonomik görünüm ve piyasalar açısından pozitif bir gelişme. Türkiye bu ortamda potansiyelinin biraz altında büyüyor olsa da cari açığın alınan makro-ihtiyati önlemlerle yönetilebilir seviyelere çekilmiş olması Türkiye adına önemli bir kazanım. Özellikle enerji fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak enflasyon ve cari açıkta 2015 yılında iyileşmenin süreceği görülüyor. Bu doğrultuda Merkez Bankası’nın para politikasında biraz gevşeme yaparak büyümeyi desteklemesi için uygun bir ortam olabilir. Kısa vadeli sorunlar aşıldıktan sonra Türkiye’nin orta ve uzun vadede güçlü büyümesini sürdürebilecek avantajları fazlasıyla var. Bu yıl 14.sü gerçekleştirilen Gayrimenkul Zirvesi de sektörün dinamiklerini doğru okumak, ekonominin bugünü ve yarınlarını daha iyi anlamak noktasında iş dünyasına kıymetli bir platform sunuyor” dedi.


Zirve’de iş dünyasından da önemli isimler yer aldı. Hürriyet Gazetesi, Ekonomi Servisi Müdür Yardımcısı Sadi Özdemir’in moderatörlüğünde platforma gelen Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı; 2000’li yıllarda kendi mekânlarımızı oluşturmaya başladık. Marka konutlar önem kazanmaya başladı. Türkiye’de gayrimenkul sektöründe yeni bir çağ başlıyor. Ekonomimizinde büyümesiyle gayrimenkul sektörü reklam verenler anlamında son 5 yılda birinci sırada yer alıyor. Geliştirdiğimiz alt yapı, otoyol demiryolu projeleri dünyanın ilgisini çekiyor. Özellikle İstanbul’un değerini bulacağını düşünüyorum. Gayrimenkul sektörü şu an bir numaralı sektör olarak öne çıkıyor. Bu sebeple sektörün tüm oyuncularını kutluyorum.

Türkmedya Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ise “Gayrimenkul sektörü gelecek 20 yıl için hayati önem taşıyor. Sektörün geleceği için tarihten ilham almak gerekiyor. Gayrimenkul sektörünün hak ettiği değeri bulmadığın düşünüyorum. Sektörü,  müteahhitlik veya yap-sat olarak düşünmemek gerekiyor. Bürokratik anlamda yatırımcıların önlerinin açılması ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz topraklarımızda uygarlığı simgeliyorduk. Uygarlık şimdi yine yer değiştiriyor. Batıdan Asya Pasifik’e doğru bir gidiş var. Bu yer değişikliğinde İstanbul’un yeni bir altın dönemi başlıyor. İstanbul aynı zamanda öğretmen bir kent diğer şehirlere de örnek oluyor. Nüfusu 1 milyonu geçen 16 şehrimiz var. Bu sebepten dolayı kentleşme açısından geleceğimiz için gayrimenkul sektörü büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.

'Bina ile güveni birlikte inşa etmek'

GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Sur’un yönettiği “Bina ile Güveni Birlikte İnşa Etmek” isimli oturumda iş sağlığı ve güvenliği konusu tartışıldı. Haluk Sur konuya ilişkin, “Sektörün yeniden yapılanmasını sağlamak için GYODER olarak 15 yıldır toplantılar, zirveler yapıyoruz. Son dönemde farklı negatif ayrımcılığın hat safhada olduğu bir döneme rastladık. Birbiri ardına yaşanan iş kazaları neticesinde sevgi ve nefret tarafı ortaya çıktı. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin problemlere bakıldığında ne yazık ki yeterli eğitim ve bilinç düzeyine sahip olunmadığını görüyoruz. Burada işveren, işçi ve denetleyen ayağının tavizsiz, kuralları hassasiyetle ve tespit edilmiş regülasyonu harfiyen uygulayan bir yapıda olması gerekiyor. Şu an ise bunun olmadığı bir yerdeyiz. İnşaat sektörü orta gelir tuzağının içeriğine bakılmadan bunun sorumlusu olarak algılandı. Ülkemiz son 30 yıldır orta gelir tuzağından kurtulmanın yollarını arıyor. Ancak inanıyorum ki zamanla ekonomimiz daha güçlü bir hale gelecek” dedi.

'2015 yılı yeni bir dönem olacak'

Dr. İbrahim Oğur, DETAM Grup konuşmasında gayrimenkul sektörünün istihdama katkısını vurguladı. Oğur konuşmasında “Gayrimenkul sektörü ülkemizin en fazla istihdamını yaratan bir sektördür. Bu anlamda istihdama katkıda bulunan işçilerimizin hayatlarına katkıda bulunmak önemli bir yer tutuyor. İş kazalarının yaygınlaşması tarafları hareket geçirdi. 2015 yılı İSG için yeni bir dönem olacak. Bu çerçevede hükümetimiz bir dizi yasal düzenleme çalışmalarına başladı” dedi. Oğur, GYODER Yönetim Kurulu iş sağlığında ne yapabilirizin çalışmalarını başlattı sözleri ile konuşmasını tamamladı.

'Her gün en az 5 çalışan iş kazalarında hayatını kaybediyor'

MSGSÜ Kentsel ve Bölgesel Planlama Fakülte Üyesi Aslı Odman ise iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin, “Bugün Türkiye'de kayıt altına alınabilen alanda, her gün en az 5 çalışan hayatını önlenebilir iş kazalarında kaybediyor. Uluslararası hesaplamalara göre, kayıt altına alınmayan meslek hastalıkları, psikososyal risklerin sonuçları ve iş kazalarını da dikkate aldığımızda, Türkiye'de günde en az 20 insan çalışma kaynaklı hayatını kaybediyor. İnşaat sektöründeki kayıpların tablosunun gösterdiği gibi bir hepsi önlenebilir olan kaza ve hastalıkların, yapısal nedenlerine dikkat çekilmeli. İşçiler için kaza sonrası soruşturmaların kamu güvenliğini ve toplumsal adaleti tesis ettirecek şekilde işletilmemesi, 'cezasızlık' gibi sorunlar iş güvenliği konusundaki başlıca problemler olarak öne çıkıyor” dedi.  

Çalışma Bakanlığı Eski Baş İş Müfettişi Vedat Reha Mert ise konuşmasında yeni iş güvenliği mevzuatına değindi. Mert, “Yeni bir mevzuat geldi, bütün mevzuatımız AB mevzuatına uygun oldu. Mesele mevzuat değil, mevzuatın nasıl uygulandığıdır. İş güvenliği sadece mevzuatı düzenlemek değildir. Türkiye Sanayi Devrimi’ni geçemedi ve bir sanayi işçisi üretilemedi. Bizim işçimiz tarladan geliyor, bizim bunlara iş güvenliği kültürünü aşılamamız lazım. İş sağlığı güvenliğini bir yaşayış biçimi ve hayat nizamı haline getirmeliyiz” şeklinde konuştu.

İMS Proje Danışmanlık İcra Kurulu Başkanı Serdar Güçar konuşmasında, “Mevzuat, eğitim-kültür ve çevresel şartlar iş sağlığı ve güvenliği konusunun gündemini oluşturuyor. İSG denetimi, İSG altyapısı, eğitim-oryantasyon, denetim-refakat olayın ana unsurlarını oluşturmaktadır. Olayın diğer unsurları otorite denetimi, koordinasyon ve bireysel davranıştır. Altyapı ile ilgili çalışmalarda Türkiye’de ilerlemeler var. Eksik denetim de diğer önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda genel yapımızdan kaynaklanan bilinçsiz, duyarsız, bireysel davranış sorunumuz var” dedi.

PWC Şirket Ortağı Ersun Bayraktaroğlu, “Her Şey Göründüğü Gibi Mi? Doğru Bildiğimiz Yanlışlar” sunumunda gayrimenkul sektörü ile ilgili yanlış bilinen konulara açıklık getirdi.

'Sektörde balon var mı?'

İş GYO Genel Müdürü Turgay Tanes’in yönettiği “Sektörde Balon Var mı?” isimli oturumda ise tüketicinin alım gücü ve arz talep dengesi, sektör verileri neyi gösteriyor ve fiyat balonunun ne olduğu tartışıldı. Eva Gayrimenkul Değerleme Danışmanlığı tarafından hazırlanan “Gayrimenkul Sektörünü Verilerle Konuşalım” adlı sunumda sektörü bekleyen rasyonel olmayan arsa fiyatı gibi sorunlara dikkat çekildi. Eva Gayrimenkul Değerleme Danışmanlığı Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Balon ortamlarında konut fiyatları fiyatların artacağı beklentisi ile sürekli yukarı doğru ivmelenir ancak maliyetler aynı orada artmaz veya sabit kalır. Ülkemizde ise fiyatlar yukarı çıkarken maliyetler hem inşaat hem de arsa açısından hızla yukarı çıkmaktadır” dedi.

Wisconsin-Madison Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Yavaş ise emlak balonunun tarifsizliğine dikkat çekti. Türkiye’de konut sektöründe balon var mı sorusundan yolan çıkan Yavaş, Türkiye’de olası bir balon patlarsa ne olur sorusunun yanıtlarını aktardı. Yavaş ayrıca Emlak Balonunun içindeki zehirli gaz: krediler başlığı adı altında konut kredisi konusuna açıklık getirdi. Yavaş: Konut Sektöründe Balon Var mı? Sorusu bize has bir sorun değil, her yerde konuşuluyor. Burada ana faktör konut kredileridir. Krediler risk anlamında en önemli faktördür. Balonu ürkütücü yapan arkasında ne kadar kredi kullanıldığıdır. Türkiye kredi anlamında ABD ve Avrupa’ya göre daha sağlam bir konumda bulunuyor.

'Her sene 600 binden fazla konut üretilmesi gerekiyor'

Aynı oturumda Türkiye’nin dünyada demografik yapısıyla ön plana çıktığını vurgulayan Garanti Mortgage Genel Müdürü Murat Atay, konuşmasında, “GYODER’in yaptığı analizlere göre her sene 600 binden fazla konut üretimi gerekiyor. 2004 sonu itibarıyla Türkiye’de mortgage sektöründen bahsetmek mümkün değilken, şu anda katılım bankaları ile beraber 110 Milyar TL’yi aşmış durumda. Geçen 10 yıl boyunca çift haneli büyümeye imza attı, yılda ortalama olarak %25 artış gösterdi” diye konuştu.

Atay konuşmasının devamında, “Suni bir talep patlaması söz konusu değil; ancak nüfusa paralel doğal bir arz artışından bahsedebiliriz. Fiyatlarda bir yükseliş var; reel bazda bakıldığında ise alarm verecek bir gelişme mevcut değil. Sektörde balon diye tanımlanan sorunun en büyük kaynağı, söz konusu arz-talep arasındaki fark. Garanti Mortgage olarak, Türkiye’de bir balon sorunu olduğunu düşünmüyoruz. Belirli segment ve bölgelerde arz-talep dengesizliği kaynaklı arz fazlası mevcut. Ancak burada oluşan fazla stoğun fiyatlarda olabilecek düzeltme veya bölgenin çekiciliğinin artırılmasıyla eriyebileceği kanaatindeyiz” dedi.

Tüketicinin alım gücü ve arz talep dengesini anlatan EYG Gayrimenkul Yatırım, Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk ÇELİK ise “Türkiye’de konut talebinin yüzde 80’i orta ve alt gelir grubunun talebinden oluşuyor. Ancak üretilen konutların yüzde 80’lik kısmı orta ve üst gelir grubuna yönelik projelerden oluşuyor. Türkiye’de alınan ruhsat sayıları 800 binlerde, ancak gelen talep 600 binlerde. Bunlara bakınca arz ile talep arasında 150-200 adet konut üretiliyor gibi gözüküyor, bu da balon hissi uyandırıyor. Oysa kentsel dönüşüm, yeniden yapılan binalar özetle yıkım ruhsatlarını bilmeden balondan bahsetmek de zor. Yani yıkılan 1 dairenin yerine 2 daire yapılıyorsa biri yıkılan evin sahibine verildiği için pazara satış için bir daire geliyor. Bir başka açıdan da her yıkılan daireyi ya konut ihtiyacına eklemek ya da satışa sunulan daireden düşmek lazım. Önümüzdeki 5-10 hatta 20 yılda da her yıl 600-700 bin konut ihtiyacı artarak devam edecek gibi gözüküyor. Konut geliştiricilerinin de üretim iştahı yerinde, üretim 800 bin adet gibi gidiyor” dedi.

Gayrimenkul Sektörü ve Sektörel Algı Araştırması Raporu Açıklandı

GYODER, İNDER ve KONUTDER işbirliğiyle gayrimenkul sektörünün mevcut algısının ve itibar düzeyinin tespit edilmesi amacıyla ERA Araştırma ve Danışmanlık’a yaptırılan “Sektörel Algı ve İtibar Araştırması’nın sonuçları  Zirve’de kamuoyu, sektör ve basın ile paylaşıldı.”

Araştırmada gayrimenkul sektörüyle doğrudan ya da dolaylı ilgisi olan 14 farklı paydaşın görüşlerine başvuruldu. Bu 14 paydaşı temsilen 501’i kamuoyundan oluşmak üzere toplam 953 kişinin görüşleri yüz yüze ya da telefonla görüşme yöntemi ile alındı. Kamuoyu paydaşında görüşmeler 30 yaş ve üzeri,  hane halkı geliri 4,000 TL ve üzerinde, geçtiğimiz 2 yıl içinde ev alan ya da önümüzdeki 2 yıl içinde ev almayı düşünen kişilerden oluşan toplam 501 kişi ile gerçekleştirildi.

Araştırmaya göre; Gayrimenkul sektörü denildiğinde kamuoyunun ilk aklına gelen %45,7 ile konut/daire/ ev olmuştur. Yatırım ise %24 ile ikinci sırada yer almıştır. Görüşülen kişilerin %97’si gayrimenkul sektörünü tanıdığını, %64’ü ise gayrimenkul sektörüne güven duyduğunu ifade etmektedir. Görüşülen kişilerin %92’si gayrimenkul sektörü ile ilişkide bulunmuş ve %76’sı gayrimenkul sektörü ile bu ilişkisinden memnun kalmıştır. Gayrimenkul sektörü hakkında sık bilgi alınan ve güvenilen bilgi kaynakları sıralamasında ilk sırada ‘arkadaş ve tanıdıklar’ yer almış ve “Billboard, afiş, pano gibi açık hava reklamları” ikinci sırada gelmiştir.

Sektörümüzün genel olarak ne derece beğenildiğini anlamak için görüşülen kişilere 9 sektör içinde Gayrimenkul sektörünü ne derece beğendikleri soruldu. Sektörümüzün doğrudan ilişkili olduğu paydaşlarda, finans çevresi, gayrimenkul hizmet firmaları, kamu kurumları ve yerel yönetimler, ofis/ AVM kiracıları, sektör çalışanları, sektör liderleri, taşeron firmalar ve tedarikçi firmalar sektörler beğeni sıralamasında sevindirici olarak gayrimenkul sektörü ilk sıralarda yer almaktadır. Bankacılık/ finans ve havayolu taşımacılığı da beğeni sıralamasında daha çok yer alan diğer sektörlerdir.

Sektörel Algı Araştırması’nda ilişki yönetiminin gitgide önem kazandığı günümüzde paydaşlarla kurulan ilişkideki başarı önemli fayda sağlamaktadır. Gayrimenkul sektörü için tanınma ve beğeni düzeyinden oluşan algı haritaları incelendiğinde gayrimenkul sektörünün birçok paydaşta en tanınan ve beğenilen sektörler arasında olduğu görülmektedir.

 

 

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI