Kentsel dönüşüm çalışmalarının kent dokusuna katkısı olmadığna dikkat çeken Erkurtoğlu, “Afet Yasası sayesinde binalar sağlamlaştırılıyor, depreme dayanıklı hale getiriliyor. Ama İstanbul’a ve özellikle de kentsel dönüşümün en yoğun yaşandığı Kadıköy’e baktığım zaman Kadıköy’ün eski çehresini yitirdiğini görüyorum. Her taraf şantiye alanına döndü. Yeşil alanlar beton yığınlarına dönüşmeye başladı. Aynı parselde bulunan 10 katlı binayı yıkıp yerine 12 katlı yeni bir bina yapmak kentsel dönüşüm değildir.” derken, kentsel dönüşümle birlikte Kadıköy’de ikamet edenlerin sayısının ve buna bağlı olarak da trafik yoğunluğunun artacağını ifade ediyor.
“İnsan ve trafik yoğunluğu hesaplandığı zaman kentsel dönüşümde bu yoğunluğu kaldıracak alt yapı, yol, yeşil alanlar ve rekreasyon alanları yaratılmıyor. Dolayısıyla İstanbul’un her tarafı maalesef beton yığını haline gelecek. Yazın camlarımızı açtığımızda bile bir rüzgar esintisi hissedemeyeceğiz. Çocuklarımıza yeni oyun alanları yaratılmamış olacak. Umarım mevcut alanları koruyabiliriz. Bunun için de imar yasasının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.” açıklamalarında bulunan Mimar Ahmet Erkurtoğlu, yanlış kentsel dönüşüm uygulamaları nedeniyle 50 sene sonra İstanbul’da yeniden bir kentsel dönüşümün zorunluluk haline geleceğini sözlerine ekliyor.