25 Ocak 2016 tarihinde Türk-Alman Üniversitesi Kampüsü ihalesinin ikinci oturumunun yapılacağını açıklayan TOKİ Başkanı M. Ergün Turan, 1. etap kampüs binaları inşaatları ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi” ihalesi kapsamında Fen Fakültesi ve Fen Bilimleri Enstitüsü, Mühendislik Fakültesi, eğitim ve Merkezi Araştırma Laboratuvarları, A Blok derslik binası, B Blok derslik binası, genel bilgisayar mekânları, kütüphane, kafe ve yemekhane, misafirhane inşaatlarının yer aldığını belirtti.
Bilimsel, iktisadi ve kültürel işbirliğine katkı sağlayacak
Türkiye ve Almanya’nın yükseköğretim alanındaki başarılarını ve kazanımlarını birleştirerek, iki ülke arasındaki bilimsel, iktisadi ve kültürel işbirliğine katkı sağlayacak üniversitenin Beykoz’da inşa edilecek kampüsünün ihalesi, 25 Ocak 2016 tarihinde gerçekleştirilecek. Türkiye ile Almanya arasında imzalanan anlaşma kapsamında 2010 yılında kurulan Türk-Alman Üniversitesi, faaliyetlerini İstanbul’un Beykoz ilçesinde yaklaşık 120 bin metrekarelik alan üzerinde TOKİ’nin inşa edeceği yeni kampüsünde sürdürecek.
Rektörlüğün inşası sürüyor
Kampüs inşaatı çerçevesinde daha önce üniversite tarafından yapımı başlayan Yabancı Diller Yüksek Okulu binası tamamlanma aşamasına gelirken, Rektörlük binasının inşası ise sürüyor. Üniversite kampüsünün ikinci aşamasında ise İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Kültür/Sosyal Bilimler Fakültesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kongre Merkezi ve Bilgi İşlem Merkezi ile spor tesisleri inşa edilecek.
Farklı kültürleri bir araya getirecek
TOKİ Başkanı M. Ergün Turan: “Kampüsün tasarımında eğitimin sadece bilimsel araştırma alanlarında değil, doğrudan ve dolaylı olarak kampüsün her alanında devam edebileceği, farklı kültürleri bir araya getirecek, değişimlere açık ve uzun süre yaşayabilecek bir yerleşke inşa edilmesi hedeflendi” dedi.
Binalar doğal dokuyu bozmayacak
Turan sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversite yerleşkesi araziye uyumlu olarak çizgisel ve yürünebilir, ulaşılabilirlik ölçütlerine uygun kurgulandı. Motorlu araç trafiği yaya trafiğinden ayrıldı ve araçların sadece arazi sınırında oluşturulan çevre yolundan yerleşke alanına ulaşımı sağlandı. Yerleşkeye ulaşım otobüs hatlarıyla ve Beykoz’dan deniz yoluyla sağlanabiliyor. Mevcut yeşil dokunun korunması, arazi ve iklime uyumlu yerleşim dikkate alındı. Yapıların kurgularında esneklik ve fonksiyonellik ön plana alındı. Binalar doğal dokuyu bozmayacak şekilde tasarlanırken, yapılarda mümkün olduğu ölçülerde doğal malzemeler kullanılması planlandı. Arazinin yakınında tarihi bir köşk olduğu için tüm cepheler Anıtlar Kurulu tarafından onaylandı."
