Antalya'da fethin sembolü Kesik Minare (Korkut) Camisi, 122 yıl sonra ilk kez kapsamlı bir restorasyondan geçirilerek ibadete açılacak.
Vakıflar Antalya Bölge Müdürü Hüseyin Coşar,Kesik Minare Camisi'nin 122 yıldan bu yana restore edilmemesinin içlerini acıtan bir durum olduğunu söyledi.
Camide zaman zaman küçük çaplı restorasyonların yapıldığını ancak yapının yavaş yavaş yok olmasının önüne geçilemediğini kaydeden Coşar, "Birkaç yıldan bu yana acil güvenlik önlemleri alarak yıkılmaya devam eden yapının çökmesini önledik. Bu süreçte buranın açık hava müzesi veya başka bir yapıya dönüştürülmesi tartışmaları restorasyon çalışmalarını daha da geciktirdi. Son olarak Danıştay burayla ilgili nihai kararı vererek, yapının aslına uygun ibadethane olarak onarılmasını kararlaştırdı." dedi.
Coşar, 800 yıllık caminin aslına uygun restore edilmesi için azami gayreti gösterdiklerini belirterek, özel bir bilim ekibi oluşturularak şartnamenin hazırlandığını ve çalışmaların bu heyetin kontrolünde titizlikle yürütüleceğini vurguladı. Gezgin ve seyyahların yazılı kaynaklarının tarandığını, restorasyonunun aslına uygun olması için azami tüm gayretin gösterileceğine dikkati çeken Coşar, bunun için 12 milyon 243 bin lira bütçenin ayrıldığını dile getirdi. Coşar, caminin 3 yıl içerisinde ibadete açılmasının öngörüldüğünü anlattı.
Fethin sembolü
Kaleiçi Hesapçı Sokak'ta bulunan ve milattan sonra 6. yüzyılda Roma tapınağı olarak inşa edilen yapı, Bizanslılar döneminde bazilikaya (Hristiyanlığın ilk dönemlerinde ibadethane olarak kullanılan yapı) çevrildi.
Selçukluların Antalya'yı fethinden sonra yapıya Camii Cedid (Yeni Cami) adı verilerek fethin sembolü oldu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde 2. Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut'un Teke Sancak Beyliği'ne atanması sonrasında tamir ettirilen cami, "Korkut Camisi" adını aldı. Şehzade Korkut, camiye bir de minare ekletti.
Cami, 1890'da çıkan yangında büyük hasar gördü. Minaresinin ahşap külahının yanması üzerine cami, halk arasında "kesik minare" olarak anılmaya başladı. 1974 yılında kısmı restorasyon yapılan ve yıkılmaya yüz tutan bazı alanların çökmesi engellenen caminin çevresi, aynı dönemde demir parmaklıklarla çevrildi.
Kaleiçi Kentsel SİT (korunmasında kamu yararı bulunan kentsel ve kırsal çevre) ve 3. derece arkeolojik SİT alanı içinde yer alan cami önceki yıllarda restorasyon için ihaleye çıkarılmış, ancak bazı sivil toplum kuruluşlarının itirazı nedeniyle restorasyon gerçekleştirilememişti.