İstanbul denildiğinde, aklımıza deniz ve denizin kıyısına yayılmış olan semtler gelir. Üç parçaya ayrılmış, deniz kıyısında bir kent olan İstanbul; Rumeli yakasında Ortaköy’ den, İstinye’ ye… Anadolu yakasında Üsküdar’ dan, Göksu’ ya… Kadıköy´den;Pendik’ e… Sirkeci’ den Yakuplu’ya…
Yolcu taşıma kapasitelerinin 12 milyonları zorladığı mega kent’ de yarım milyon seviyelerine erişim bekleyen Deniz yolcu taşımacılığının aldığı %5 düşünülmeli!…
Yıllardan beri, İstanbul' un trafik sorununa deniz ulaşım planları ile çözüm ve katkıda bulunmak amacıyla geliştirilen alternatifler, kurulan, geliştirilen ve özelleştirilen işletmeler “ gemi ve iskele “ kapasiteleri ile dünyanın sayılı deniz taşımacılığı oluşumlarını zorlamaktadır.
İstanbul’ da deniz erişim akslarının sahilden Anadolu-Avrupa yakasında kent sınırlarına kadar düzenlenmesi, alternatif erişim araçları ile entegrasyonu önemli bir konudur.
İstanbullu yıllardan beri küs olduğu denizle barışmalıdır. Bu barışı sağlayacaklar ise deniz taşımacığı yapanlardır.
Gayrimenkul projeleri metro, metrobüs gibi toplu erişim ağları ve akslarına iskele ve deniz ile erişim rotalarını koymalıdır.
Sahil şeritleri paralelinde geliştirilen gayrimenkul projeleri marinalı yaşam seçeneklerinde “ denizle iç içe “ yerleşim ve yaşam sunmaktadır.
31,5 km uzunluğunda Boğaz ve 7,3 km uzunluğunda Haliç ile üç büyük parçaya ayrılmış bir kent zaman yolculuğundan uyanmalıdır.
Deniz İstanbul’ da yaşanır ise güzeldir…
BİLGE ÖZDEMİR
KELEŞOÐLU HOLDİNG
PAZARLAMA VE SATIŞ KOORDİNATÖRÜ