Emlak Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın, Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün atıl arazilerini kendilerinin değerlendirmesini istediğini ve ilk etapta bu alana eğileceklerini söyledi.
Sayın, Emlak Bankası’nın mutlaka “Benim idealim Türkiye’de esas olarak ihracatı artırmak, ithalatı azaltmak. İthal ikameli projelere kredi verilmesini hep istedim. Türkiye’de en fazla ithal edilen neyse, Türkiye’de yapılması gerekenleri yapacaklara teminatsız kredi vermek. Proje devlet tarafından uygun bulunmuş, teşvikini almış olacak. Biz de inceleyeceğiz. Arsası da nereden alınacaksa biz alacağız. İstismar edilmesini istemiyoruz.” dedi.
Daha önce birçok teşvikler verildiğini anımsatan Sayın, “Metrekaresini 5 lira alırken 15 lira gösterip, paranın bir kısmını başka yerlere harcadılar. Bu nedenle biz alacağız. Makinelerin akreditifinin açılmasını sağlayacağız. Ham maddesini ambara koyup rehin alacağız. Sonra, sermaye ortaklığı veya doğrudan ortaklıkla işi yürüteceği. Proje yürümeye başladıktan sonra da, ortaklara ‘Biz haklarımızı size satmak istiyoruz’ diyeceğiz veya halka açacağız. Projeden çekileceğiz. Bu modeli yönetim kurulumuzda tartışacağız.” diye konuştu.
“Havalara uçtuk”
Sayın, ithal ikameli proje denildiğinde kapsama birçok konunun girdiğini anlatarak, “Mesela yenilenebilir enerjinin birçok unsuru yurtdışından getiriliyor. Güneş enerjisi panelleri, belli sürelerle yenileniyor. Türkiye’de üretilebiliyorsa, neden dışarıdan getirtelim. Birçok ithal ettiğimiz makine var, onların Türkiye’de yapılmasını sağlamak istiyoruz. Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün atıl arazilerini bizim değerlendirmemizi istedi. Bu kaynağı bize bakanımız sundu, biz de havalara uçtuk. Sukuk yoluyla bu arazileri değerlendirebiliriz. Bu Emlak Bankası’nın projeleri için de kaynak olacaklar” şeklinde konuştu.
Zeki Sayın, Emlak Bankası olarak kıymetli taş konusuna da eğilmek istediklerini dile getirerek, “Kıymetli taşlarda İstanbul’u merkez haline getirmek istiyoruz. Özellikle Türki Cumhuriyetlerde bir yığın kıymetli taş var. Hindistan’a gidiyor, kesilip biçiliyor ama nemasını Belçika ve Hindistan yiyor. Bunu İstanbul’a getirmek istiyoruz. Bunun için makinelerini ve ustalarını transfer edeceğiz. Burada kesip biçip, cilalayıp, satışını yapacağız. Mücevheratçılar Derneği’yle de görüştük. Biz de finansman kısmında olacağız. Gerekirse ortak olacağız.” değerlendirmesini yaptı.
Kamuda tasarruf için de Sayın, şöyle devam etti:
“Ben diyorum ki, tasarruf şöyle olmalı. Bir kamu kurum ve kuruluşunun yıllık ortalama harcama rakamları alınsın. Devlet desin ki, ‘ben size ortalamalara göre, örneğin 100 TL’yi taahhüt ediyorum. Bundan sonraki harcamalarınızda ne kadar bunun altına düşerseniz, o tasarrufun yüzde 10’u merkezi yönetime, yüzde 10’ununu kendi içinizdeki bir fona ayıracaksınız. Tasarrufun yüzde 80’inini de, bakan dahil personele eşit dağıtacaksınız. Bu yolla kurumların harcamalarının artmasını engelleyeceksiniz. Keyfi harcamaları önleyeceksiniz. Tasarrufa kurumda çalışan sahip çıkacak.”
Kaynak: Hürriyet