Bu yıl 7’nci kez düzenlenen İnşaat ve Konut Konfreransı’na katılan Eyüp Akbal; “Uygun bir konut kredi finansmanı yaratıldığında ev sahipliği oranında ciddi artırılmasında imkan sağlayan alternatif model (FPK) ve sosyal konut açığını kapatmadaki rolü” temalı konuşmasında Türkiye’deki ev sahipliği, kiracılık oranları konusunda ilgi çekici açıklamalar yaparak Türkiye’de ev satın alan kitlenin yüzde 65’inin en az 2. ve 3. evini alanlardan oluştuğunu belirterek hiç evi olmayan ve buna ihtiyaç duyan kesimin yüzde 85’inin orta ve aşağısındaki gelir grubuna mensup olduğunu söyledi.
Fuzulev Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal’ın 7. İnşaat ve Konut Konferansı’nda yaptığı konuşma şöyle:
Türkiye’de ev sahipliği oranı yüzde 57
“Türkiye İstatistik Kurumu ve Merkez Bankası verilerine göre ülkemizde 23 milyon hane var ve bunun 13 milyonu ev sahibi. Buna göre ev sahipliği oranı yüzde 57’lik bir rakama karşılık geliyor. Bu oran 2002 yılında da aynı şekilde yüzde 57 seviyesindeydi. Son 15 yıl içinde 1.2 milyon kişi daha ev sahibi oldu ama bu oranlara yansımadı çünkü bu arada ev sahibi olanlar 2., 3. evlerini alanlar oldu. GYODER ile Akademetre’nin ortak çalışmasıyla hazırlanan “Potansiyel Konut Alıcısı Büyüteç Altında” raporuna göre Türkiye’de ev satın alan kitlenin yüzde 65’ini ikinci, üçüncü konutunu satın alanlar oluşturuyor.
6 milyon hanede kiracılar oturuyor
“2002’de 3 milyon hanede kiracılar otururken bugün kiracıların hane sayısı 6 milyona yükselmiş durumda. Yani kiracıların oranı yüzde 18’den yüzde 27’ye çıkmış. Kendi evinde değil ama kira ödemeyerek ailesinin evinde yaşayanların ama aslında eve ihtiyacı olanların sayısı 3.5 milyon, 350 bin kişi de lojmanlarda yaşıyor. İşte mevcut durum bu… Biz mevcut durumu hayallerle birleştiren olmak istedik … yani imkansız gibi görünen hayallere kapıyı açan anahtar olma hedefiyle yola çıktı Fuzulev.
İNDER verilerinden derlenen rapordaki şu tespitlere bakınca neyi kastettiğimiz daha iyi anlaşılacaktır..
İşte o rapordan bazı ayrıntılar:
- Aylık 1.500-2.000 TL taksit ile ilk evini alma hayali ile yaşayan 4 milyon aile bulunuyor.
- Türkiye’de konut ihtiyacı olan kesimin yüzde 85’inin gelir seviyesi orta ve ortanın altında.
Ekonomik verileri okuduğumuzda bu ailelerde iki birey de çalışıyor. Aylık gelirleri toplam 6 bin lira civarında, konut için ayırabilecekleri aylık asgari miktar 2 bin lira. Aylık 2 bin lira ile alabilecekleri evin 70-75 metrekarelik olması metrekare satış fiyatının da 2 bin 500 ile 3 bin lira arasında olması gerekiyor. Bu bizi nereye götürüyor.. Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi; arsa girdisine..
Bu 2 kişinin çalıştığı toplam aylık 6 bin lira geliri olan aile için yaptığımız hesaplamada ailenin ev alabilmesi için üretimde arsa girdisinin metrekare başına 250-500 civarında olmalı.. Nasıl? Şehir merkezleri için imkansız gibi görünen bir tablo değil mi? İşte biz Fuzulev tarzı model ile biz bunu gerçeğe dönüştürüyoruz..”
Fuzulev yılda 25 bin kişiyi ev sahibi yapıyor
“Markalı konut sektöründe yılda 2 bin konut satan sektör lideri oluyor.. Biz Fuzulev olarak bu sözünü ettiğimiz rakama yani 2 bin satışa 1 ayda erişiyoruz. Her ay 2 bin, yılda 25 bin kişiyi ev sahibi yapıyoruz. Üstelik bu modelle özellikle Anadolu’da markalı konut sektörünü besliyoruz. İkinci elde oluşturduğumuz hareketlilikle de evi satılan kişi markalı konuta yöneliyor.
Türkiye Sinai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) konut sektörü özelindeki son raporu da bizi destekliyor. Rapora göre son 4.5 yılda ülkemizdeki toplam konut ihtiyacı 3.6 milyondu… Bu sürede 3.36 milyon yeni konut arzı gerçekleşebildi. İlk elden satılan konut sayısı ise 2.7 milyon adet oldu. Aslında 4.5 yılda 1 milyona yakın konut daha satılabilirdi. Ki bu rakam şu an TÜİK’’e göre son 4.5 yılda oluşan stok. Ulaşılabilir fiyatla konut satışının markalı konut sektörünü de primlediğini görüyoruz.”
Fuzulev sistemi nasıl doğdu?
“Biz aslında ödeme gücü yüksek olmayan kesimin daha makul taksitlerle ev alma ihtiyaçlarına çözüm olmak için yola çıktık..
Değişim aslında şöyle yaşandı.. Yüzde 10-20 aralığındaki faizler değişimin temel dinamiğiydi. Vadesi giderek artan mortgage benzeri uzun vadeli konut kredileri ile birlikte talep de arttı.. Bu da özellikle büyük şehirlerde önce arsa fiyatlarını ve buna bağlı olarak da konut fiyatlarını yükseltti.. Bu üretimi şekillendirdi ve daha çok üst gelir grubuna yönelik konut stoku üretilmeye başlandı. TOKİ her ne kadar sektördeki talebe göre dengeyi kurmaya çalışsa da yıllar geçtikçe fiyatlar arttı.. Faizler yükseldi, peşinat sıkıntısı eklendi ve sonuçta toplumun bir kesimi için ev almak hayale dönüştü. İşte bu aşamada aslında müşterilerin en önemli beklentisi kendileri için uygun bir konut finansman modelinin bulunmasıydı. Bizim bu ihtiyaca yanıt vermemizle talep hızla yükseldi. Orta ve üst gelir grubundaki kişilerin de bu yeni modele ilgisi başladı.”
Faiz yok!
“Kredi ödemesi diye bir kavram yok ve banka kredili konut alımıyla kıyaslanmayacak kadar düşük maliyetli olunca bizim finansman modelimiz yatırım amaçlı konut alanlar da bu modele yöneldi. Bu kez de ödeme gücü daha yüksek, daha fazla aylık taksit ödeyebilecek bu kesimin ihtiyacına uygun yeni ödeme seçeneklerine ihtiyaç duyulmaya başlandı. Bu ihtiyaçla beraber çekilişsiz, peşinatsız, teslim zamanında yapılan tasarrufu, ev fiyatına uyumlu hale getiren tüfe endeksli ya da zaman tasarruflu gibi modellerle her kesime hitap eden bir faizsiz konut edindirme sistemi yaratmış olduk.”
Finansman modelimizde “Altın Günü”nden esinlendik!
Yatırım finansman modelimizi doğuran tabloyu ve koşulları aktardık kısaca.. Nereden ilham aldığımızı da bahsedelim.. Bir Anadolu geleneği olan annelerimizin, kadınlarımızın altın günlerini bilirsiniz.. Biz işte bundan esinlendik ve ekonomiye nasıl kazandırırız fikriyle yola çıktık ve otomobil sektörü ile başlayarak Fuzuloto’yu kurduk.
Modelimizin dikkat çeken özellikleri;
- Faızsız olması,
- tek başına otomobil almaya maddi gücü yetmeyenler için bir dayanışma ve paylaşım imkânı sağlaması,
- Ödeme gücü benzer insanları buluşturması,
- Vadeyle yani taksitle insanları otomobil sahibi yapması oldu.
1992’de ilk adımımızı attık ve çok büyük taleple karşılaştık.. Yanı altın günündeki gibi insanları bir araya getırerek onları dayanışmaya, paylaşmaya ve tasarrufa yönlendirdik. Sisteme girip tasarrufa başlayanlara istedikleri zaman paralarını alıp çıkma imkânını da sunduk. Tüm bunların yanı sıra bu sistem katılımcıyı banka kredisi ile otomobil alıp arabanın fıyatının misli mislini faize ödemekten kurtarınca kulaktan kulağa hızla yayıldı ve sistemimiz daha ilk dönemlerinde onbinlerce kişiye ulaştı..
Fuzuloto’nun kazandığı başarılı olması sonrasında bu defa aynı modeli gayrımenkule de uygulayabilir miyiz sorusu ortaya çıktı.
Türkıye’de ev hayali kuranların yüzde 85’inin aslında 1.500-2.000 TL taksit ödeme gücü var. Bu evi bugün banka kredisiyle, yani faizle aldığında ödeyeceği rakam örneğin 160 ay vadede 4.5 katına yaklaşıyor. Yanı aylık taksitler 9 bin liralari buluyor. Bır de elbette bunun peşinat tarafı var. Elinde hiç bir birikimi olmayan bir aile bu şartlarda asla ev sahibi olamıyor. Halbuki bizim kurduğumuz ssstemde 160 ay taksitle ev almak isteyen bir aile kura ile belki daha ilk ayda, en geç de 80’inci ayda evine yerleşip; oturabiliyor. Üstelik de tek kuruş faiz ve peşinat ödemeden. Hal böyle olunca ev modeli de büyük bir ilgi ile karşılaştı.”
Size yatırdığımız paraların karşılığında bize ne güvence veriyorsunuz?