Bakan Albayrak tarafından bugün düzenlenen bir basın toplantısıyla birlikte 2019’da atılacak “Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları”, ekonomi çevrelerine ve kamuoyuna açıklandı.
Türkiye’nin gündeminin ekonomide reform olduğuna dikkat çeken Bakan Albayrak açıklamalarına; “Büyük ve güçlü Türkiye idealine kavuşmak için ekonomide gerekli yapısal dönüşümleri hayata geçirmektir. Bugün başlatacağımız süreç, yalnızca bir paketin hayata geçirilmesinden ibaret olmayacak. Bugün sadece, 2019 yılında tamamlayacağımız bir dizi reformu sizlerle paylaşacağız. Ama bu değişim ve reform süreci önümüzdeki 4,5 yıl boyunca, yılmadan kararlılıkla devam edecektir.” sözleriyle başladı.
Bakan Berat Albayrak paketin bütününü bir reform paketi olarak adlandırdıklarını, içerisinde tek başına ele alındığında bile başlı başına önemli birer reform olacak adımlar olduğu gibi, onları destekleyen, hedefleri yakalamayı sağlayacak maddelerin de olduğunu belirterek bu zamana kadar bu maddelerin teknik detayları ve içeriği ile ilgili de önemli çalışmaların bakanlıkların koordinasyonunda yapıldığını ve artık hayata geçirilmeye hazır hale getirildiğini, bu nedenle 2019 yıl sonuna kadar diyerek tüm Türkiye’ye dünyaya ve ekonomideki paydaşlara net bir tarih verdiklerini ifade etti.
Reform alanlarının başında finansal sektör geldiğinin altını çizen Albayrak; finansal sektör altındaki ilk alanın da bankacılık sektörü olacağını kaydederek “Geldiğimiz noktada, bankacılık sektörümüzün kredi hacmi, tahsili geçmiş alacaklar hariç 2 trilyon 513 milyar TL’dir. Geri ödemelerinde sorun beklenmeyen 1. gruptaki kredilerin toplam krediler içindeki oranı yüzde 89 seviyesindedir. 2. gruptaki yakın izlemedeki kredilerin payı ise 276 milyar TL, yani toplamda yüzde 11 seviyesindedir. Bu rakamın da 107 milyar TL’lik kısmı bugüne kadar yapılandırıldı. 3. grup, yani tahsili gecikmiş ya da takip hesabında izlenen alacakların miktarı Mart 2019 itibarıyla 106 milyar TL’dir. Tahsili gecikmiş alacakların kredilere oranı yüzde 4.2’dir. 106 milyar TL tutarındaki tahsili gecikmiş alacaklar için 72 milyar TL seviyesinde özel karşılık ayrılmıştır. Gerçekleştirdiğimiz mali bünye analizi sonucunda BDDK da NPL olarak adlandırılan bu kredilerin oranının en yüksek yüzde 6 seviyesine ulaşabileceğini ortaya koymuştu.” diyerek açıklamalarına devam etti.
Bugün, dünyanın en önemli finans kuruluşlarının da raporlarında, NPL’lerle ilgili bu oranların burayı yakınsayacak şekilde revize edildiğini gördüklerini aktaran Bakan Albayrak; “Tahsili gecikmiş alacaklar için yüksek oranda karşılık ayrılması, birçoğunun teminatının bulunması, tahsilat oranlarının yüksek olması ve tahsili gecikmiş borcu bulunan işletmelerin büyük çoğunluğunun faaliyetlerine devam ediyor olması dikkate alındığında tahsili gecikmiş alacakların, bankacılık sektörümüz için bir risk oluşturmayacağını öngörüyoruz. Ancak, sektörümüzün daha dirençli hale getirilmesini ve sermaye yeterlilik oranlarının güçlendirmesini önemsiyoruz.” diye konuştu.
Bu kapsamda bir dizi önemli adımı devreye aldıklarını belirten Albayrak, “İlk adımımız kamu bankalarımızın sermayelerini güçlendirmek için olacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı ihraç edeceği 28 milyar TL’lik İkrazen Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senetlerini kamu bankalarına verecektir.” dedi.
Özel bankalar tarafında Bankalar Birliği koordinasyonunda, BDDK ile birlikte sermayelerini güçlendirmek için 2018 yılı karlarının dağıtılmaması ve buna benzer bir dizi adımı içeren stratejinin devamlılığını sağlayacaklarını aktaran Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özel bankalarımız yeniden sermayelendirme planlarını halihazırda yürütüyorlar. İhtiyaç halinde bu planlamalar doğrultusunda sermayelendirmelerini yapacaklar ve yapmaya da başladılar. Ayrıca, mali sistemin gözetim ve denetiminin güçlendirilmesi ve veriye dayalı iktisadi politikalar geliştirilmesi amacıyla, Ulusal Veri Merkezi’ni kuracağız. Dünyadaki en iyi örneklerin uygulaması olacak bu merkez ile risk ve potansiyellerin çok daha erken ve etkili analiz edilmesi sağlanacak.”
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, bankacılık alanında bir diğer önem verdikleri başlığın bankaların aktif kalitesinin çok daha iyi bir düzeye taşınması olduğunu belirterek, “Bildiğiniz gibi bankacılık alanında, yeniden yapılandırma süreçlerine büyük önem veriyoruz. 2018 yılının son çeyreğinde 7 büyük banka, konkordatolu firmaların kredi borçlarının yapılandırılması konusunda çalışma başlatmış, 2019 yılı başında banka temsilcilerinden oluşan ‘konkordato heyeti’ kurulmuş ve heyet tarafından konkordatolu firmalarla görüşmelere başlanmıştı.” diye konuştu.
Şubat ayından itibaren de 7 büyük bankaya ilave olarak diğer bankaların da bu sürece katılarak müzakereleri devam ettirdiğini anımsatan Albayrak, “Sürece diğer bankaların da destek vermeye başlaması, borçlu firmalara sunulan çözümleri hızlandırdı, kredi yapılandırmalarında önemli ilerlemeler sağlandı. Konkordato ve kredi yapılandırma meselesini, çok daha iyi, herkesin çıkarına olan yeni bir yasal çerçeve ile ele alacağız.” şeklinde konuştu.
Albayrak, yeni yasal çerçeve ile yeniden yapılandırma ve alacak tahsil süreçlerini hızlandıracak, özellikle, borç ödeme kabiliyetini yitirmiş şirketlerin hızlı şekilde tasfiyesini sağlayacak bir çerçeve oluşturacaklarını aktararak, şu bilgileri verdi:
“Arkadaşlarımız bu konuda, dünyadaki en iyi ülke örnekleri taradı. Dünyada bugün en başarılı modeli ülkemize uyarlayacağız. Bu sayede, icra-iflas ve ipoteklerin nakde çevrilmesinin de daha kolay olacağı bir yapıyı oluşturmuş olacağız. Bu başlıkta önem verdiğimiz bir diğer adımımız sorunlu krediler ile ilgili olacak. Bankalarımızın NPL’leri ile ilgili tabloyu ortaya koyduk. Yüzde 4,2’lik bir oran var ve bu oranın oldukça iyi bir seviye olduğunu tüm paydaşlarımız ve sektörümüz kabul ediyor. Sektörümüzün aktif kalitesini daha da iyileştirecek bir adım atıyoruz.
Bankalar Birliği öncülüğünde, kamunun olmadığı bir yapıda, buranın altını çiziyorum, kamu yok, Enerji ve inşaat gibi NPL’ler noktasında önem teşkil eden iki sektörde, sorunlu varlıkların borç-hisse takası ile dışarı çıkaracak ve bankalarımızın bilançolarını daha iyi bir hale getireceğiz. Bunun için Enerji Girişim Sermaye Fonu ve Gayrimenkul Fonu Kurulması’nı gündeme aldık. Bu yeni finansal model ile sorunlu varlıkların ayrılıp, bankaların, yerli ve yabancı yatırımcıların iştirak edebileceği fonlarla yönetilmesini sağlayacağız.”
“Tasarruflarımız kırılganlıkları gidermedeki en önemli araç”
Berat Albayrak, finansal sektör başlığında hayata geçirecekleri reform alanlarından bir diğerinin de ‘tasarruf ve sigorta’ alanı olduğunu belirterek, “Bu dönem etkin ve sağlıklı bir tasarruf sistemi oluşturmayı çok ama çok önemli görüyoruz. Devletten başlayarak, bireye kadar her alanda tasarrufları önceliklendirmemiz gerektiğine inanıyoruz. Tasarruflarımızın, ekonomimizin kırılganlıklarını gidermedeki en önemli araç olduğuna inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
Bu kapsamda, emeklilik sisteminin reforme edilmesinin en önemli yapısal reformlardan birini oluşturduğunu dile getiren Albayrak, “YEP kapsamında, emeklilik sistemini daha sürdürebilir hale getirmek önümüzdeki dönemde en öncelikli konularımızdan birini oluşturacak.” dedi.
Albayrak, daha sürdürülebilir bir emeklilik sisteminin vatandaşa ve ekonomiye birçok açıdan fayda sağlayacağını dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Tamamlayıcı emeklilik sistemi vatandaşlarımıza emekliliklerinde ek gelir oluşturarak çalışma dönemlerindeki hayat standartlarını korumalarını sağlayacak. Artık vatandaşlarımız, emekli olunca nasıl geçinirim kaygısı taşımayacaklar. Tamamlayıcı emeklilik sistemiyle birlikte ülkemizde tasarrufları artırarak dış finansman bağımlılığını azaltacağız. Bu da ekonomimizi dış müdahalelere karşı çok daha güçlü hale getirecek.
Sistemde biriken fonların sermaye piyasaları üzerinden reel sektöre ve ülkemizin sürdürülebilir büyümesine kanalize edilmesini sağlayacağız. Artık şirketlerimiz çok daha kolay, ucuz ve uzun vadeli bir biçimde yeni yatırımlarını finanse edebilecekler. Aynı zamanda, ülkemizi ileriye götürecek stratejik sektörlerdeki projeleri için ek kaynak oluşturmuş olacağız.”
“Kesintiler BES ile entegre Kıdem Tazminatı Fonu’nda toplanacak”
Bakan Albayrak, gelecek süreçte, ekonomiye bahsedilen faydaları sağlayacak güçlü bir tamamlayıcı emeklilik sistemini hızla hayata geçirmeyi planladıklarını dile getirerek, “Vatandaşlarımızın kazançlarına göre, azdan az çoktan çok, belirleneceği zorunlu bir bireysel emeklilik sistemini yani tamamlayıcı emeklilik sistemini yeniden ele alacağız. Bu sistemle birlikte Kıdem Tazminatı Reformunu da hayata geçireceğiz. Tüm paydaşlarımızın katılımı ile tıpkı çalışanlardan olduğu gibi iş verenden de yapılacak kesintiler BES ile entegre Kıdem Tazminatı Fonu’nda toplanacak.” diye konuştu.
Hedeflerinin; her iki reformu da bu yıl hayata geçirmek ve 2020 yılından itibaren fiilen bu fonları hayata geçirmek olduğunu vurgulayan Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu yeni yapıyla birlikte 5 yılda, burada sistemde biriken fonların milli gelirin yüzde 10’unun üstüne çıkacağını öngörüyoruz. Oluşturacağımız sistem tüm ana paydaşlara, yani çalışanlara, işverenlere ve devletimize katma değeri en yüksek olacak şekilde oluşturulacaktır. Finansal sektördeki bir diğer değişim alanımız sigortacılık sektörü olacak.
Sigortacılık, BES ve Kıdem Tazminatı sonrasında hepimiz için çok önemli bir yeni finansman kaynağı olacak. Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu kurarak sektörü izlenmesi ve denetlenmesini daha yakından takip edeceğiz. Sektörün çok daha hızlı bir şekilde güçlenmesine destek olacağız. Ayrıca Milli Reasurans şirketi ile birlikte sigorta şirketlerimizi destekleyecek, sigortalanmayan sektörlerin sigortalanmasına imkan sağlayacağız.”
Albayrak, bir diğer yapısal adımlarının, sağlıklı ve sürdürülebilir büyümenin dayanağı olan ihracat ve katma değerli ürün üretimini, yerlileştirmeyi sağlayan sektörlerin kredi arzından daha fazla yararlanmasını sağlamak olacağını anlattı.
Bu kapsamda Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi (FİKKO) bünyesinde bir kurul ile bu stratejik alanlara daha fazla kredi sağlanması için teşvik mekanizmalarının devreye alınacağını dile getiren Albayrak, şu ifadeleri kullandı:
“Finansal sektördeki atacağımız adımların son başlığı reel sektör olacak. Ağustos ayında yaşadığımız türbülans reel sektörümüzü, dolaylı olarak da bankacılık sektörümüzü etkiledi.
Finansal sektörün daha sağlıklı işleyişini sağlamak için reel sektör alanında da bazı adımlar atacağız. BDDK 2019 başında 500 milyon ve üzeri riski bulunan gruplar için bir düzenleme hayata geçirmişti. Bunu bir adım ileriye taşıyoruz.
Bankacılık sektöründe toplam 100 milyon TL ve üzeri riski olan şirketlerin, mali yılın kapanmasının ardından 120 gün içerisinde bankalarına bağımsız denetimden geçmiş finansal tablolarını ve borç ödeme kapasitesi, likidite riski, kur riski, ve karlılık gibi unsurları da içeren bir mali denetim raporu sunmak zorunda olacak. Aksi halde sektörden ek kredi alamayacak.”
Ayrıca, BDDK koordinasyonunda, mali şeffaflığın artırılması, kurumsal yönetim standartlarının yükseltilmesi, finansal yönetim kalitesinin artırılması için gerekli tedbirleri de hayata geçireceklerini belirterek, “Daha önce duyurmuş olduğumuz ulusal kredi derecelendirme kuruluşu işlemlerini bu yıl içinde tamamlayacağız. Bu şekilde reel sektörün kredi taleplerinde çok daha gerçekçi ve sağlıklı değerlendirme imkanı sağlanmış olacak.” bilgisini verdi.
“Tarımda Milli Birlik Projesi”
Enflasyonda en önemli sorunun gıda alanında yaşanmasından dolayı yapısal reformların da en önemli ayağını gıda alanında hazırladıklarını belirten Albayrak, “Bu alandaki adımları Tarım Bakanlığımız ile Gıda Komitesi koordinasyonunda takip edeceğiz. Gıda enflasyonu ile mücadele için en önemli yapısal reformumuz “Tarımda Milli Birlik Projesi” olacak. Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından çalışılan bu kapsamlı strateji mayıs ayında tüm kamuoyumuzla paylaşılacak.” ifadelerini kullandı.
“Sağlıklı beslenme temel bir insan hakkıdır felsefesinden hareket edeceklerini dile getiren Albayrak, şöyle devam etti:
“Buna bağlı olarak da bölge ve ürün bazında bir makro arz, talep ve ticari planlama sürecinin kurumsal alt yapıları tesis edilecek. Tohumdan sofraya daha hakkaniyetli bir değer zinciri dizayn edilecek. Sahada operasyonel yetkinliğimizi kooperatif yapısının merkezde olduğu güçlü kurumsal alt yapılarla sağlayacağız. Bu kurumsal altyapı ürün ve bölge bazında sözleşmeli tarımın daha da yaygınlaştırılmasını sağlayacak. Tarımda Milli Birlik projesinin detaylarını da hep birlikte projenin lansmanında Tarım Bakanlığımızdan dinleyeceğiz.”
Albayrak, bu nokta atılacak bir diğer adımın da Sera AŞ’nin kurulması olduğuna dikkati çeken Albayrak, “Özellikle mevsimsel dalgalanmalarla enflasyonla mücadelede önemli yer tutan taze meyve sebze pazarında dengeleyici unsur olması amacıyla Tarım Kredi Kooperatifi ortaklığıyla Sera AŞ kurulacak. Sera AŞ bünyesinde 2019 yılında ilk etapta 2 bin hektar teknolojik sera inşa edilecek. Orta vadede 5 bin hektar üretim alanına ulaşılırken uzun vadede örtü altı sebze üretiminin yüzde 25’inin karşılanması hedeflenecek.” dedi.
Küçükbaş hayvancılık ve hal yasası alanında atılacak adımlar
Bir diğer önemli adımında da küçükbaş hayvancılık ve hal yasası alanlarında atılacağı bilgisini veren Bakan Albayrak, şunları kaydetti:
“Ülkemiz coğrafi gerçeklerine uygun şekilde kırmızı et fiyat istikrarını Küçükbaş Hayvancılık Hamlesi ile destekleyeceğiz. İhracat kapasitesi, yerli yem ve coğrafi şartlara uygunluk gibi özellikleri dikkate aldığımızda, küçükbaş hayvancılıkta potansiyelimizin gerisindeyiz. Bu kasamda verilecek desteklerle 47 milyon olan küçükbaş hayvan varlığımız 4 yıl içinde 100 milyona yükseltilecektir.
Son olarak, hal yasası kapsamında üretici kooperatiflerinin haller içerisindeki payının artırılması hedeflenerek toptan, perakende ve lojistik alanlarında daha rekabetçi bir yapının oluşturulmasını sağlayacağız. Bu kapsamda tarladan sofraya daha kısa, daha etkin, daha rekabetçi ve daha denetlenebilir bir değer zinciri oluşturacağız. Ayrıca, üretimde rekabeti, toptan, perakende ve lojistikte denetim ve gözetimi sağlayacak bir regülasyon çerçevesi de devreye alacağız.”
“Bütçe hedeflerini tutturacak tasarruf adımlarımız devam edecek”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, atılacak bir diğer adımında bütçe disiplini alanında olacağını bildirdi.
Sıkı maliye politikasının en temel politikaların başında geldiğini vurgulayan Albayrak, şunları söyledi:
“Bildiğiniz gibi, Yeni Ekonomi Programında 76 milyar TL’lik tasarrufu ve gelir artırıcı önlemleri devreye alacağımızı ifade etmiştik. Şu ana kadar, 2019 bütçesinde bu rakamın 44 milyar TL’lik kısmını uygulamaya aldık. Bütçe ile ilgili spekülasyonlara karşı tüm vatandaşlarımızın bu güçlü tablonun farkında olmalarını arzu ediyoruz. Bundan sonra da bu adımlarımız devam edecek. Bütçe hedeflerini tutturacak tasarruf adımlarımız devam edecek. Mali tarafta da güçlü, uyumlu ve koordineli bir süreç devam edecek. Seçimden önce nasıl bu mali disiplinden vazgeçmediysek, seçimden sonra da vazgeçmeyeceğiz. Büyümeyi ve istihdamı desteklemek amacıyla sorun yaşayan bazı sektörlere bir kısım vergi teşvikleri sağladık.
Çok dengeli yönetmemiz lazım. Hem bütçe hem büyüme ve istihdam. Birinden vazgeçmemizi hiçbir zaman kimse bizden beklemesin dedik. Bunu yaparken yılsonu bütçe hedeflerimizi de bu manada koordineli bir şekilde hep yürüttük, yürütmeye de devam edeceğiz. Bundan sonra da gelirlerimizi daha da arttırmak için, toplumun genelini etkilemeyen ve yüksek vergi noktasında bakıldığında yüksek gelir gruplarının daha adil vergilendirilmesini sağlayacak ve enflasyona etkisi minimumda olacak bazı adımları atmakta projeksiyonlarımız arasında önümüzdeki süreçte hayat geçirilecek.”
Vergi dönüşümü reformları
Albayrak, 2019 yılı içerisinde hayata geçirecekleri en önemli reformlardan birisinin de vergi dönüşümü olacağını kaydederek, detaylarını süreç tamamlanınca daha net bir şekilde ortaya koyacaklarını söyledi.
Vergi Konseyi gibi toplumun tüm kesimlerinin içinde olduğu çok kapsamlı bir ekiple bu reform çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Albayrak, reformun temel detaylarını üç başlıkta paylaşmak istediğini, birincisinin yeni mimari olduğunu anlattı.
Albayrak, “Yeni vergi mimarimizde istisna ve muafiyetleri artık azaltacağız. Kurumlar vergisinin kademeli olarak düşürüp daha rekabetçi bir noktaya taşıyacağız. Daha adaletli bir vergi sistemi için, gelire göre artan oranlarda vergilendirmeyi daha etkin hale getireceğiz. Özellikle beyannameyi yaygınlaştırarak gelir artışlarının sağlayacağı potansiyelle dolaylı vergileri azaltıp, dolaysız vergileri artırarak verginin daha da fazla tabana yayılmasını sağlayacağız.” diye konuştu.
Yeni Vergi Mimarisinin dünyada çağdaş vergi reformlarının önceliklerinden olan “istihdam oluşturma” hedefine oturacağını aktaran Albayrak, ayrıca iş yapma kolaylığı endeksinde bulundukları seviyeyi, atacakları adımlarla daha da yukarıya çıkacaklarını, girişimciliğin ve yeni iş kurmanın kolaylaştırılmasını sağlayacaklarını anlattı.
Albayrak, vergi dönüşümündeki ikinci başlıklarının “Kayıtdışılık ile Mücadele” olacağını belirterek, gönüllü uyum adı verilen yeni bir sistemle mükelleflerin beyanlarının esas olduğu ve ilk inceleme sonrasında sorun görülmediği takdirde süreçlerin tamamlandığı sadeleştirilmiş bir süreci hayata geçireceklerini söyledi.
Bakan Albayrak, “Ayrıca sahte ve yanıltıcı belge ile mücadele için, etkin yaptırım, teknik çözüm, e-fatura ve e-faturanın eş zamanlı takibi, benzersiz kodlu mal hareketi takip sistemi ile kayıtdışılığa karşı etkin bir yapıyı devreye almış olacağız.” ifadesini kullandı.
“Yüksek katma değer ve teknolojik üretimi önceleyen ekonomi tesis edeceğiz”
Albayrak, vergi dönüşümünde önemli gördükleri bir diğer alanın da “mükellef hakları” olacağını belirterek, mükellef dostu bir vergi sistemiyle, süreçlerin başarısını daha da artıracaklarını, bu kapsamda Mükellef Hakları İcra Kurulu kuracaklarını söyledi.
Bu kapsamda mükelleflerin, vergi süreçlerindeki beyanları ile ilgili yazılı destekleri devreye alacaklarını dile getiren Albayrak, mükellef memnuniyetini düzenli ve sürekli olarak ölçeceklerini, süreçlerdeki eksikleri anında tespit edeceklerini bildirdi.
Albayrak, ayrıca mükellef hakları bildirgesinin bağlayıcı hale gelmesini sağlayacaklarını ifade etti.
Açıkladığı tüm reformlarla aslında bir hedefin de alt yapısını çok sağlam adımlarla hayata geçirmiş olacaklarını vurgulayan Albayrak, ulaşmak istedikleri noktanın sürdürülebilir bir büyüme ve istihdam olacağını, ihracata dayalı, yüksek katma değer ve teknolojik üretimi önceleyen bir ekonomiyi tesis edeceklerini bildirdi.
“Reformlarla iş yapma kolaylığı endeksinde sıçramayı hedefliyoruz”
Albayrak, geçen yıl iş yapma kolaylığı endeksinde 17 basamak atlayarak 43. sıraya yükseldiklerini anımsatarak, bu yıl işe başlama, vergi ödemesi, kredi temini, sözleşmelerin icrası, tapu ve şirket tasfiyesi alanlarında gündemlerine aldıkları reformlarla daha fazla sıçramayı hedeflediklerini söyledi.
Gelecek dönem için geçici beyanname sayısının 4’ten 3’e düşürülmesi ve elektronik çeklerin ücretten muafiyet konusu üzerinde çalıştıklarını dile getiren Albayrak, inşaat izinlerinde, elektrik bağlamada, işe başlamada belediyeler ile SGK, belediyeler, ticaret sicil müdürlükleri gibi ilgili kamu kuruluşları arasındaki elektronik imzanın sürece dahil edilmesi için mevcut sistemlerin entegre edilmesini gerçekleştireceklerini anlattı.
Albayrak, “Vergi dönüşümü ile süreçleri kolaylaştıracak, kayıt dışılık ile mücadele ile gelirleri daha da artıracağız. 7 stratejik sektör olarak ifade ettiğimiz enerji, maden, petrokimya, turizm, bilişim, otomotiv ve ilaç sanayilerine yönlendirilmesini daha etkin kılacağız. Biz bunları yaparken diğer bakanlıklarımız ve kurumlarımızla farklı stratejik dönüşümleri de eş zamanlı gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.
“Güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi”
Bakan Albayrak, bir diğer reform alanının “Yargı Reformu” olduğunu, kapsamlı bir katılımla hazırlanan bu reform paketinin “Yargı Reformu Strateji Belgesi” ile Adalet Bakanlığı tarafından yakın bir süreçte kamuoyu ile paylaşılacağını söyledi.
Yargı Reformu’nun vizyonunun, “güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi” olacağına dikkati çeken Albayrak, ekonomik refahın sağlanması ve toplumsal tabana yayılmasında hukuk ve ekonominin birbirini tamamlayan iki önemli çalışma alanı olduğunu vurguladı.
Albayrak, şöyle devam etti:
“Güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmayla, adil ve etkin işleyen bir hukuk sistemi arasındaki ilişki açıktır. Uzun vadeli yatırımlar, öngörülebilir, sonuçları kestirilebilir bir hukuk pratiğine yakından bağlıdır. Yargı sisteminin kalitesi, hızı, ihtiyaçlara cevap verme kapasitesi yatırım ortamını geliştirmenin temel şartları arasındadır. Bugüne kadar, ülkemize üretim ve istihdam katkısı sunan, piyasa kural ve koşullarında faaliyet yürüten her yatırımcıya desteğimizi sunmaktan geri durmadık.
Yatırımcının, hukuki güvence ve istikrar beklentisini, mümkün olan en yüksek seviyede karşıladık. Hukukun kolaylaştırıcı, teşvik edici ve güvence verici imkânlarını geliştirme irademizi koruduk. Bu iradenin bir tezahürü olarak Adalet Bakanlığımız da yargı alanında önemli reformlara imza attı. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin güncellenmesi çalışmaları devam ediyor. Yakın zamanda Adalet Bakanımız tarafından bu yıl içerisinde paylaşılacak.”
“Lojistik Master Planı hazırlanıyor”
Bakan Albayrak, diğer bir reform alanının “Lojistik Master Planı” olduğunu belirtti.
Türkiye’nin stratejik konumundan kaynaklanan lojistik avantajının ve rekabet gücünün artırılarak, iktisadi ve sosyal gelişmeyi hızlandırmak ve Türkiye’nin uluslararası ticarette bölgesel lojistik üs haline getirme bakış açışıyla Lojistik Master Planı’nın, ilişkili bakanlık ve Türkiye Varlık Fonu tarafından hazırlandığı bilgisini veren Albayrak, şunları kaydetti:
“Taşımacılıkla ilgili tüm hizmetlerin tek bir merkezden ve etkin bir şekilde verildiği ve birden fazla taşımacılık moduna erişim imkanı sağlayacak lojistik merkez planlaması sayesinde, taşıma modları arasındaki tüm bu rekabetin artırılması başta olmak üzere, mevcut lojistik alt yapısının karayolu, denizyolu ve havayolu eksenlerinde etkin bir şekilde incelenmesi, lojistik ihtiyaçların belirlenmesi, rekabet ve güvenliği esas alarak stratejik önceliklerin saptanması, belirlenen ihtiyaçlar ve önceliklere göre kamu lojistik varlıkları arasındaki potansiyel sinerjilerin ortaya çıkartılarak etkin bir model mimarisinin oluşturulması, planlanan hedeflerin gerçekleştirilmesi için yerli ve yabancı tüm paydaşlara kazan-kazan modeline dönük iş birliklerinin gerçekleştirilmesi kurumsal ve uluslararası kamusal iş birlikleri ile hayata geçirilecektir.”
“İhracat Master Planı ağustos ayında açıklanacak”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bir diğer adımın, “İhracat Master Planı” olduğunu söyledi.
İhracat noktasında Ticaret Bakanlığının, ağustos ayında açıklayacağı planla kısa-orta ve uzun vadede ihracat potansiyelinin belirlenerek Türkiye’nin ihracatının arttırılması için sürdürülebilir bir stratejinin yürürlüğe konması ve bu stratejiden sapmadan doğru adımların atılmasını sağlayacağını ifade eden Albayrak, ihracatın ithalatı karşılama oranının sürdürülebilir bir şekilde artırılması için stratejiler oluşturulup bunların uygulanması için gerekli adımların ortaya konulacağını dile getirdi.
Albayrak, “Ağustos ayında açıklanacak bu plan ile katma değeri yüksek ürün ihracatının arttırılması amacıyla, etki analizleri yapılarak ihracatta devlet yardımlarını yeniden düzenlemek, hedef ürün ve pazarlara odaklanmış bir bakış açısıyla, birim ihraç fiyatlarının yükseltilmesini sağlayacak.” ifadelerini kullandı.
“2019’da 35 milyar doların üzerinde turizm geliri bekleniyor”
Berat Albayrak, bir diğer reform alanının “Sanayi Yerlileştirme Programı” olduğunu belirterek, “Sanayi Bakanlığımız, bu programla, Ar-Ge’den yatırım ve ihracata tüm adımların tek pencereden yönetildiği, arz-talep bileşenlerinin desteklendiği, öncelikli orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlere yönelik stratejileri hayata geçirecek.” dedi.
300 ürünün yerlileştirmesini ortaya koyacak bu programın mayıs ayında kamuoyu ile paylaşılacağı bilgisini veren Albayrak, diğer alanın “Turizm Master Planı” olduğunu ifade etti.
Albayrak, Turizm Bakanlığının Turizm Master Planının hazırlığına başladığını ifade etti.
Tüm paydaşların katılımı ile hazırlanacak olan Turizm Master planının Turizm Bakanı tarafından en geç eylül ayında kamuoyu ile paylaşılacağını dile getiren Albayrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu plan çerçevesinde turizmde hem ülke ve desitnasyon çeşitliliğini hem turist sayısını hem de turist başına düşen geliri arttırarak 4 yıl içerisinde 70 milyon turist 70 milyar dolar turizm gelirine ulaşma hedefi gerçekleştirilecektir. Bu plan çerçevesinde gastronomi, inanç, kültür, golf, kış ve kongre turizmleri başta olmak üzere kıyı turizmine çeşitlilik ve turizm gelirimize katkı sağlamış olacaktır. 2019 yılı içerisinde YEP planlarımızla uyumlu biçimde 2019 yılı turist sayısı 50 milyonun kişinin, turizm geliri ise 35 milyar doların üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Ayrıca kurulacak olan Turizm Geliştirme Fonu ile de hem ülkemiz turizminin tanıtımı daha etkin yapılacak hem de turizmde bölgesel çeşitliliğin arttırılması için yatırımcılar teşvik edilerek yatırımlara destek olunacaktır.”
“Eğitim ve istihdamın uzun vadeli perspektifle planlanacak”
Albayrak, İstihdam Bazlı Eğitim Planlaması reformuna değinerek, kurumlardaki eğitim ve istihdam verileri entegre edilerek, eğitim programı ve meslek bazında arz talep dengesi oluşturulacağını, böylece eğitim ve istihdamın uzun vadeli perspektifle planlanacağını söyledi.
PISA 2021 uygulamasında ortaokullar lehine farkın yüzde 20, bölgeler arası farkın yüzde 10 azaltılmasının hedeflendiğini dile getiren Albayrak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu programı eylülde açıklayacağını bildirdi.
Albayrak, “İşte tüm bu dönüşümle birlikte büyük ve güçlü Türkiye için, ihracata dayalı, teknolojik üretimi önceleyen, rekabetçi, katma değerli ürün üretimi alt yapısını tamamlamış bir ekonomi dönüşümünü gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.
Bakan Albayrak, hayata geçirmeyi hedefledikleri reform paketinin ve yeniliklerin ülkeye, millete ve ekonomiye hayırlı olması temennisinde bulundu.
Kaynak: Anadolu Ajansı