İmar Kanunu değişikliklerinin de içinde olduğu Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kanunu değerlendiren Avukat Mehmet Aslan, imar planı değişikliklerinin parsel ve ada bazında olarak ikiye ayrıldığını belirterek “Birinci olarak, parsel bazında imar planında nüfusu, yapı yoğunluğunu, kat adedini, bina yüksekliğini arttıran imar planı değişiklikleri yapılamayacak. İkinci olarak, bin metrekareden az olmamak kaydıyla oluşmuş adalarda; ada bazında nüfusu, yapı yoğunluğunu, kat adedini, bina yüksekliğini arttıran veya fonksiyon değişikliği getiren plan değişikliklerinde ihtiyaç duyulan kültürel tesis, sosyal ve teknik altyapı kullanımları, adanın merkezine en fazla 500 metre yarı çaplı alanda karşılanmak zorunda olacak” dedi.
İmar planı değişikliği ile taşınmazda meydana gelecek değer artışının tespiti Sermaye Piyasası Kanunu’na göre, yetkilendirilmiş en az iki lisanslı gayrimenkul değerleme kuruluşu tarafından yapılacağını kaydeden Aslan; “Plan değişikliği, açıklama raporunda belirtilen yürürlükteki plan koşullarındaki değer tespiti ile değişiklik sonrası değer tespiti yapılmak suretiyle belirlenen ortalama yeni değerden az olmamak üzere, idarece oluşturulan Takdir Komisyonu tarafından belirlenecek. Değer artış payı, en geç taşınmazın ilk satışında veya ruhsat aşamasında taşınmaz maliklerince ödenecek. Takdir Komisyonu tarafından belirlenen değer artış payı, ödeme tarihinde her takvim yılı için, bir önceki yıla ilişkin olarak tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılarak uygulanacak. Taşınmazın değer artışına tabi olduğu, tapu kütüğüne şerh edilecek. Bununla beraber, emsal, inşaat alanı, yapı yüksekliği ve kullanım amacı değiştirilmemek kaydıyla yapılacak ruhsat tadilatları hariç, değer artış payı ödenmeden yapı ruhsatı düzenlenemeyecek” şeklinde konuştu.
İmar uygulamalarını iptalinde arsa sahibine yer tahsis edilecek
İmar uygulamalarının mahkeme kararıyla iptal edilmesi durumunda, parselin hak sahiplerine muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içinde idarece uygun bir yer tahsis edileceğini belirten Aslan, anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak, uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceğini söyledi.