Koronavirüs salgınının kontrol altına alınmasıyla birlikte 1 hazirandan itibaren başlayan kontrollü normalleşme süreci içinde başta Antalya, İzmir, Çanakkale, Nevşehir, Aydın, Denizli, Muğla, Manisa, Burdur, Adana, Adıyaman, Bitlis ve Kar olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrinde bulunan ve çoğu UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi antik kentler de yerli ve yabancı ziyaretçilerini yeniden ağırlamaya başladı.
Yoğun ilgi gören tarihi antik kentler arasında öne çıkanlar ise şöyle:
Aspendos Antik Kenti
Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Belkıs köyünde yer alan, antik tiyatrosuyla meşhur Aspendos Antik Kenti, tarihi yapıları dolayısıyla yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği tarihi alanlar arasında yer alıyor.
Patara Antik Kenti
Antik Likya Birliği’nin oy hakkına sahip 16 şehrinden biri olan Patara, Büyük İskender’in kuşattığı kentler arasında. Romalılar döneminde önemli bir ticaret merkezi olan Patara’nın, Bizans döneminde de bu önemini sürdürmesi dikkati çekiyor.
Patara Plajı, tarihi ve kültürel mirasıyla ziyaretçilerine muhteşem bir deneyim sunuyor. Kentin kazı çalışmaları Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından sürdürülüyor.
Perge Antik Kenti
Antalya’nın Aksu ilçesinde yer alan ve Geç Klasik, Helenistik ve ağırlıklı olarak Roma döneminin izlerini taşıyan Perge Antik Kenti, turistlerin en çok ziyaret ettiği mekanlar arasında yer alıyor.
Myra Antik Kenti
Antalya’nın Demre ilçe merkezi ve civarında yer alan Myra Antik Kenti, adını üzerine kurulduğu ovadan alıyor.
Demre Çayı batısındaki ulaşıma elverişli kanal ile şehrin denizle bağlantısı sağlanırken kanalın diğer yanında yer alan Andriake Limanı’ndan da deniz ulaşımı ve ticareti yürütüldü.
Özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba) ile ünlü Myra’da, Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından kazı çalışmaları sürdürülüyor.
Phaselis Antik Kenti
Antalya’nın Kemer ilçesi Tekirova beldesinde yer alan Milattan Önce 7’nci yüzyılda kurulan Phaselis Antik Kenti, birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Limanları, agoraları ve şehir sikkeleri üzerindeki gemi betimlemeleri Phaselis’in ticari liman hüviyetini vurgular nitelikteki özellikleri arasında yer alıyor. Kent yapıları ve nekropolis alanıyla dikkati çeken Phaselis, yerli ve yabancı ziyaretçilerini bekliyor.
Efes Antik Kenti
İzmir’in simge yapılarından Selçuk ilçesindeki UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan Efes Antik Kenti, antik dönemin en önemli merkezlerinden biri. Tarih öncesi dönemden başlayıp Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemleri boyunca kesintisiz yerleşim gören tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir liman kenti ve kültürel ve ticari merkez olma özelliği taşıyor.
Yılda ortalama 1 milyon kişinin ziyaret ettiği Efes Antik Kenti, 100 yıldan bu yana yerli ve yabancı turistleri bölgeye çekiyor.
Assos Antik Kenti
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyünde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Assos Antik Kenti, bir liman şehri olmasının yanı sıra dönemin bir öğretim merkezi olarak da ön planı çıkıyor.
Hattuşaş Antik Kenti
Anadolu’nun ilk medeniyetlerinden Hatti ve Hititler’in kültürel mirasına ev sahipliği yapan Çorum’un Boğazkale ilçesindeki Hattuşa Antik Kenti, UNESCO Dünya Kültür Mirası ve Dünya Belleği listelerindeki tek antik şehir unvanıyla Türkiye’nin göz bebeği turizm mekanları arasında yer alıyor.
Aizanoi Antik Kenti
Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde yer alan Aizanoi Antik Kenti, Zeus Tapınağı, stadyum-tiyatro kompleksi ve dünyanın ilk borsalarından biri olan macellumu ile Roma döneminin en önemli kentlerinden biri olarak ön plana çıkıyor.
Troya Antik Kenti
Homeros’un Milattan Önce 7. yüzyıla ait ünlü İIyada ve Odysseia destanlarında bahsedilen Çanakkale’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki dünyaca ünlü Troya (Truva) Antik Kenti, görenleri kendine hayran bırakıyor.
Hierapolis Antik Kenti
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Pamukkale, her yıl eşsiz güzellikteki travertenleri görmek ve şifa bulmak için gelenlerin yanı sıra bölgeyi çevreleyen Hierapolis Antik Kenti’nde Hristiyanlık açısından kutsal kabul edilen yapılarıyla inanç turizmine de ev sahipliği yapıyor.
Pamukkale’yi ziyaret etmek üzere, kuzey kapısından girenlerin içinden geçtiği Hierapolis Antik Kenti, arkeolojik literatürde “Kutsal Kent” olarak tanımlanıyor. Kuruluş tarihine ilişkin bilgiler net olmamakla beraber Milattan Önce 2. yüzyılda Amazon Kraliçesi Hiera adına kurulduğu tahmin edilen kent, 80’li yıllarda Hz. İsa’nın havarilerinden olan Aziz Philip’in paganlar tarafından burada öldürülmesinden sonra inanç merkezi olarak kabul edildi.
Sardes Antik Kenti
Tarihte ilk madeni parayı basan Lidya Krallığı’nın başkenti Sardes Antik Kenti, fotoğrafçılar tarafından sık sık ziyaret ediliyor.
Manisa’nın Salihli ilçesinde bulunan ve şehircilik tarihi Milattan Önce 1200’lü yıllara dayanan Sardes, farklı medeniyetlerden ayakta kalmış yapıların da bulunduğu çok sayıda eseri bünyesinde barındırıyor.
Afrodisyas Antik Kenti
Antik çağda “aşkın ve güzelliğin tanrıçası” olarak bilinen Afrodit’e adanmış kentler arasında en bilineni olan UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Aydın’ın Karacasu ilçesindeki Afrodisyas Antik Kenti, iyi korunmuş yapılarıyla dikkati çekiyor.
Laodikya Antik Kenti
Denizli’deki Laodikya Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunuyor. İçinde, İncil’de adı geçen 7 kiliseden birinin yer aldığı Laodikya Antik Kenti’ndeki kazı ve restorasyon çalışmaları, Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığındaki ekip tarafından 2003’ten bu yana yürütülüyor.
Pergamon Antik Kenti
UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne 2014 yılında giren Bergama, tarihi boyunca işgallere ve yıkımlara maruz kalmasına rağmen stratejik bir noktada olarak medeniyetlere ev sahipliği yaptı.
Pergamon Antik Kenti’nde Roma imparatorları Traian ve Hadrianus için inşa edilen Traianus Tapınağı ve tapınağın hemen güney yönünün alt terasında Helenistik Döneme ait 200 bin ciltlik kitap koleksiyonuna sahip ünlü Pergamon Kütüphanesi bulunuyor.
Milattan Önce 1. yüzyılda yaşamış yazar ve filozof Pilinius Secundus’un “Küçük Asya’nın en ünlü ve muhterem şehri” olarak tanımlanan ören yeri, ziyaretçilerini bekliyor.
Bergama ilçesinde Milattan Sonra 2’nci yüzyılda Roma İmparatoru Hadrian döneminde inşa edilmiş bir tapınak olan Kızılavlu (Bazilika) en görkemli anıtsal yapılarından biri olarak biliniyor.
Tapınağın tamamının tuğladan yapılmış olması ve büyük ön avlusu dolayısıyla tapınak halk arasında “Kızılavlu” olarak adlandırılıyor. Ön avlusu Bergama Çayı üzerine yerleştirilen su tünelleri üzerine oturtulan ve dönemin büyük bir mimari mühendislik eseri olarak adlandırılan Kızılavlu, anıtsal duvar yüksekliği ve çok büyük ön avlusu ile dikkati çekiyor.
Anavarza Antik Kenti
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Adana’daki Anavarza Antik Kenti, Helenistik, Roma, Bizans, Sasani ve Osmanlı dönemlerine ait kültür izlerini taşıyor. Tarihte “Yenilmezler Şehri” adıyla tanınan Anavarza Antik Kenti’nde, yolunun yanı sıra görkemli kapısı ve surlarıyla dikkati çekiyor.
Knidos Antik Kenti
Ege ve Akdeniz’in birleştiği yerde özel konumu, geçmişte birçok ünlü bilim insanına ev sahipliği yapmasıyla ünlenen 2 bin 600 yıllık Knidos Antik Kenti, çeşitli çalışmalarla ayağa kaldırılıyor.
Aynı zamanda bir liman kenti olan Knidos’ta kazı çalışmaları Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı tarafından yürütülüyor. Kentte kilise, tiyatro, liman caddesi ve sütunlar dikkati çekiyor.
Xanthos Antik Kenti
Fethiye-Kaş kara yolunda, Fethiye’ye 46 kilometre uzaklıktaki Kınık beldesinde yer alan şehir, Xanthos Nehri (Eşen Çayı) kenarındaki ovaya hakim iki tepe üzerinde kuruldu.
Likya Birliği’nin idari merkezi olarak bilinen Xanthos ören yeri, Likya uygarlığının özgünlüğü ve kazılarda elde edilen buluntuların önemi dolayısıyla UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne dahil edilmişti.
Kaynak: AA