Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerli otomobil TOGG’un üretileceği TOGG Platform Tasarım ve Üretim Merkezi’nin inşaat başlama töreninde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin Otomobili sadece ülkemizde değil dünyanın birçok yerinde ses getirdi.” dedi.
Erdoğan, “Türkiye’nin Otomobili“nin üretileceği Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Mühendislik, Tasarım ve Üretim Tesisleri İnşaatına Başlama Töreni’ndeki konuşmasında, 60 yıllık hayali gerçeğe dönüştürme yolunda tarihi bir adım atılan böyle bir günde
Hayatlarında ülke ve millet hayrına bir tek çivi dahi çakmamış olanların koro halinde iftira üretme yarışına koyulduklarını vurgulayan Erdoğan, 83 milyonun sevincine ortak olmak yerine menüsünden, başlatma tuşuna kadar komik gerekçelerle projede açık arandığını kaydetti. Erdoğan, “‘Otomobilin ‘kaputu da farı da varmış’ manşetleriyle aslında kendi seviyelerini, kendi cahilliklerini, aşağılık komplekslerini ortaya koydular. Tüm çabalarına, tüm araştırmalarına rağmen hamdolsun projede hiçbir kusur bulamadılar.” dedi.
Erdoğan, dalga geçmek niyetiyle atılan manşetlerin hepsinin dönüp dolaşıp atanların eline yüzüne bulaştığını belirterek, şöyle devam etti:
“7’den 70’e 83 milyonun tamamı, genci yaşlısıyla milletimizin her bir ferdi, ülkemizin gücünü ve üretim kapasitesini temsil eden bu projeyi sahiplendi. Yıllardır içeriden ve dışarıdan sabotajlara maruz kalmış bir hayalin gerçeğe dönüşmesi karşısında milyonlarca yürek yeniden heyecana kapıldı. Biz de milletimizin bu beklentilerini boşa çıkarmamak için koronavirüs salgınına rağmen gece gündüz demeden çalıştık, çabaladık. Tüm dünyanın yatırımlarını durdurduğu veya askıya aldığı bir dönemde Türkiye olarak sağlıktan ulaşıma, tarımdan sanayi, enerji, çevreye kadar her alanda projelerimize hız verdik. Salgın döneminde hizmete aldığımız hastaneler, barajlar, sulama tesisleri, millet bahçeleri, ulaşım yatırımları eser ve hizmet siyasetimizin yeni nişaneleri olarak ülkemizin dört bir yanında yükselmiştir.”
Erdoğan, bugün temeli atılan Türkiye’nin Otomobili Fabrikasının ise bu yatırım zincirinin altın halkası olduğunu dile getirerek, burada sadece yeni bir yatırıma başlamanın sevincini değil salgına rağmen devasa bir projeyi hayata geçirmenin haklı gururunun yaşandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otomobil tanıtıldığında “Bunlar nerede üretilecek” diye soranlara, daha tasarım aşamasında bu güzel eseri öldürmeye çalışanlara hep birlikte en güzel cevabın verildiğini kaydetti.
Geçtiğimiz aralık ayında Türkiye’nin otomobillerinin tanıtıldığını, örnek modellerinin kamuoyuyla paylaşıldığını anımsatan Erdoğan, “Türkiye’nin otomobili sadece ülkemizde değil dünyanın bir çok yerinde ses getirdi. Bilhassa milletimiz on yıllardır hasretini çektiği bu projeye büyük bir ilgi ve teveccüh gösterdi. Ancak meyve veren ağaç taşlanırmış. 60 yıl sonra bile olsa Türkiye’nin böyle bir hamleye girişmesi insanımız için nasıl umut olmuşsa içimizdeki bazı çevrelerin de adeta kabusu haline geldi. Ülkemizin büyümesinden, güçlenmesinden, öz güveninin artmasından rahatsızlık duyanlar hemen yoğun bir karalama kampanyası başlattılar.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli otomobillerin üretim öncesinden, üretim sonrasına kadarki tüm süreçlerini buradan idare edeceklerini aktararak, “Yani TOGG tarafından üretilecek tüm otomobillerin Ar-Ge’si ve tasarımı burada yapılacak, seri üretime yine burada geçilecek. Test ve müşteri deneyim parkıyla fabrikamız doğrudan vatandaşlarımıza hizmet verecek, çocuklar ve gençler yeni teknolojilerle burada tanışacak.” diye konuştu.
Tüm bunları yaparken çevre hassasiyetini de en üst düzeyde tuttuklarını ifade eden Erdoğan, “Üretim ve fabrikanın inşasında kullanacağımız çevre dostu teknolojilerle bu alanda çıtayı daha da yükseğe taşıyoruz. Büyük, güçlü ve yenilikçi ülke vizyonumuzun sembollerinden biri olacak bu eserin genç kuşaklara da ilham aşılayacağına inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu konuda emeği geçenleri ve bundan sonraki aşamalarda emeği geçecek olanları tebrik eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dünyada bütün başarıların arkasında azim, cesaret ve mücadele vardır. Unutmayalım başarıya giden yol çoğu zaman engellerle mayınlarla sabotajlarla hatta ihanetlerle doludur. Türkiye’nin bir asra yaklaşan kalkınma mücadelesinde bunların hepsi fazlasıyla yaşanmıştır. Ülkemizin özellikle ekonomide, üretimde, sanayide, finansta, dış politika ve güvenlikte bağımsızlığını sağlamaya dönük tüm hamleleri gizli bir elin müdahalesiyle hep engellenmiştir. Nuri Demirağ’ın uçak fabrikası, Nuri Killigil’in modern silah ve cephane fabrikası, merhum Erbakan Hocamızın gümüş motor projesi birileri tarafından hep sabote edilmiştir. Otomotiv sanayinde ülkemizin önünde yeni bir yol açacak Devrim Otomobili girişimi de son derece basit sebeplerle rafa kaldırılmıştır. Rahmetli Erbakan Hocamızın ifadesiyle Türkiye’nin şeftali yerine motor üretmek istemesi daima birilerini endişelendirmiştir. Tasarlayan, geliştiren, üreten ve ürettiğini tüm dünyaya ihraç eden bir ülke idealimiz maalesef bir türlü gerçeğe dönüşmemiştir. ‘Başaramayız, üretemeyiz, üretsek de satamayız.’ diyen korku lobisi Türkiye’yi dışa bağımlı kılmak için her seferinde harekete geçmiştir.”
Bilhassa Devrim Otomobili’nin herkesin bildiği hazin hikayesinin mali ve yerli üretim hamlelerinin serencamını tüm çıplaklığıyla gösterdiğini dile getiren Erdoğan, daha düşünce aşamasında engellenmeye çalışılan bu projenin her safhasının ayrı bir utanç ve ibret kaynağı olduğunu söyledi.
Erdoğan, bu otomobilin fizibilitesinin tartışıldığı 1961 tarihli Otomotiv Sanayii Kongresi’nden çarpıcı bir anektodu paylaşmak istediğini belirtti.
“Amacı ‘Türkiye’de otomobil yapılamaz’ düşüncesini çürüterek yerli imkanlarla ilk otomobili üretmek olan kongreye pek çok iş adamı, bürokrat, mühendis ve akademisyen katılır. Kongrenin başkanlığını ise Yüksek Mühendis Şükrü Er yapar.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şükrü Er, karşılaştığı zorlukları adeta feryat edercesine şu şekilde anlatıyor. ‘Tartışmanın bir tarafında yaparız diyen müteşebbisler, diğer tarafında yapamazsınız diyen birkaç ithalatçı ve politikacı yer almış durumdaydı. Birinciler bilgiye, üniversiteye sığınıyorlar, basın toplantılarını orada yapıyorlar. İkinciler paraya sığınıyorlar, Hilton’da değişik gruplarla adeta basın toplantısı yapıyorlardı. İthalatçılar telaş içinde. Yılda 1 milyar liralık satış mevzu bahis. Propaganda için her türlü masrafı göze alıyorlar. Belli başlı gazeteler ithalatçıların organı halinde ve konuya karşı amansız bir savaş açtılar.’ Şükrü Er’in dediği gibi Devrim Arabaları en başından itibaren öksüz kalmış, basın, bürokrasi ve siyasette güçlü uzantıları olan ithalatçı lobi tarafından basit gerekçelerle devre dışı bırakılmıştır. Türkiye’nin otomobilini tanıttığımızda bizi eleştiren gazetelerin hemen hepsi 60 yıl önce de kalemşörleriyle Devrim Arabaları’na aynen bu şekilde saldırıyorlardı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu iftira furyasının o zamanlar başını çekenler tıpkı bugün olduğu gibi yine CHP medyası olmuştur. O dönemin CHP zihniyetindeki gazetelerini açıp baktığımızda yerli otomobil fabrikası konusu boş lakırtıdır. Böyle diyorlar. ‘Daha vida, kablo üretemiyoruz, memleketimizde bir otomobil fabrikası kesinlikle kurulamaz.’ diyen CHP‘li yazarları görürsünüz. ‘Milli kaynakların otomobil sanayine yönlendirilmesi kaynakların israfından başka bir mana ifade etmez.’ diyen CHP’li siyasetçileri görürsünüz. Bunlar gibi daha birçok yazı, makale ve manşet birer utanç vesikası olarak arşivlerimizde halen durmaktadır.” diye konuştu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Denizin dibinden inci çıkarmak isteyen vurgun yemeyi göze almalıdır. Öyle derler. Ülkemizin bekası, milletimizin huzuru için kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolda biz de vurgun yemeyi göze aldık ve alacağız. Son 18 senede neleri başardıysak, sabotajlara, engelleme girişimlerine, tehditlere rağmen başardık. Attığımız her adımda paradan para kazanmaya alışmış tufeylilerin, krizden ve kaostan beslenen asalakların direnişiyle karşılaştık. Sadece vesayet odaklarıyla bürokratik oligarşiyle idare-i maslahatçı zihniyetle değil, aynı zamanda 80 senedir Türkiye’nin başına musallat olan ‘istemezükcü’ lobiyle de mücadele ettik. Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil gibi vatan, millet aşıklarının projelerini sabote edenler, bizim çalışmalarımıza da mani olmaya çalıştı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Otomobili’ni üretecek fabrikayı 18 ayda tamamlamayı ve aracı 2022 yılının son çeyreğinde banttan indirmeyi planladıklarını belirterek, “Böylece Avrupa’nın, doğuştan elektrikli ilk ve tek SUV modeli Türkiye’den yola çıkacak. Üretime geçtikten 3 yıl sonra, binek otomobillerde ülkemizde en yüksek yerlilikle üretilen tek marka, Türkiye’nin Otomobili olacaktır.” dedi.
Erdoğan konuşmasında, kendi dönemlerinde Bayraktar İnsansız Hava Araçlarının hangi zorluklardan geçerek bugünlere geldiğine bizzat şahit olduklarını söyledi.
Hava araçlarının vatan savunması ve terörle mücadeledeki başarılarına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“İnsansız Hava Aracı ve Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız halen CHP ve ortaklarının hedefi oluyor. İnsanımıza tepeden bakan, ona ‘makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam’ diyerek hakir gören faşist anlayışla çarpışarak bugünlere geldik. Son 18 yılda tabiri caizse, hem şeytan taşladık hem de tavaf yaptık. Sorunların, sıkıntıların, eksikliklerin hepsinin büyüklüğü karşısında geri adım atmadık, asla umutsuzluğa kapılmadık. Ne dedik 5 tane yiğit adam dedik. Sonunda bu oldu mu? Oldu. Şimdi biz bu 5 yiğit adamla yola çıktık. Öyle veya böyle bu işi bitireceğiz. Ölmek var, dönmek yok. Şunu da açık ve net söylüyorum. Herhangi bir aksilik şu bu oldu, elhamdülillah devletimizin hazinesi, maliyesi bu işi bitirmeye yeter. Bunu böyle bitiririz. CHP’nin takoz siyasetine rağmen, sonuçta ülkemizi sanayiden üretime, sağlıktan milli teknolojiye kadar her alanda hayalleriyle buluşturduk. Çünkü biz bu ülkeye bu millete güveniyoruz. Biz Türkiye’nin potansiyeline, tarihi şanlı destanlarla dolu Türk milletinin zorluklar karşısındaki mücadele azmine inanıyoruz. Biz, fırsat verildiğinde insanımızın neleri başaracağını yakinen biliyoruz. Her zaman söylüyorum. Bugün Bursa’dan yine söylüyorum. Biz ‘İman varsa imkan da vardır.’ şiarıyla hareket ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin Türkiye’nin Otomobili Projesi’nde olduğu gibi samimi mücadelelerini gördüğünü ve desteklediğini dile getirdi. 27 Aralık’ta kamuoyunun beğenisine sunulan araçların, milletten de çok yoğun takdir topladığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anketler, milletimizin bu projeyi destekleme oranının yüzde 95’in üzerinde olduğunu gösteriyor. Bu tablo, hem bizim hem de bu işe gönül veren ekibin motivasyonunu daha da artırıyor. Salgın döneminde bir yandan fabrika inşaatına başlamak için tüm süreçleri tamamlarken, diğer yandan da 78’i Türkiye’de yerleşik firmalardan oluşan tedarikçi seçimlerinin yüzde 93’ünü tamamladık. Çin’de dış tasarım, Avrupa Birliği ülkelerinde ise iç ve dış tasarımımızın tescil işlemleri bitti. Rusya, Güney Kore, Japonya ve Amerika’daki tasarım tescil süreçleri devam ediyor. Kullanıcı araştırmaları ve mühendislik çalışmalarının tümü yine planlanan takvim çerçevesinde gerçekleşti. Bugün ise ‘Bismillah’ diyerek tesisimizin inşaatına inşallah birlikte başlıyoruz. Burası Bursa. Çok önemli bir yer. Sadece Yeşil Bursa değil, burası payitaht Bursa. Fabrikayı 18 ayda tamamlamayı ve aracımızı 2022 yılının son çeyreğinde banttan indirmeyi planlıyoruz. Böylece Avrupa’nın, doğuştan elektrikli ilk ve tek SUV modeli Türkiye’den yola çıkacak. Üretime geçtikten 3 yıl sonra, binek otomobillerde ülkemizde en yüksek yerlilikle üretilen tek marka, Türkiye’nin Otomobili olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika alanında 4 binin üzerinde vatandaşın istihdam edileceğini, dolaylı istihdam da düşünüldüğünde bu sayının çok daha fazla olacağını ifade etti.
Bölgedeki üniversitelerle iş birliği halinde sanayi kuruluşlarına nitelikli iş gücü kazandıracaklarının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Endüstrideki tedarik yapısını geliştirirken, yeni girişimlerin ve yenilikçi fikirlerin önünü açacağız. Biraz önce Sanayi ve Teknoloji Bakanımız da örneklerine değindi. Şimdiden Türkiye’nin Otomobili yola çıkıyor ve bu tedarikçilerinin arasına
daha evvel hiçbir büyük üretici için çalışmamış filiz girişimler şimdiden katıldı. Kendini TOGG’la ispat edecek bu şirketler, küresel tedarikçi olma potansiyeline sahipler. Geri görüş kameralarında bir dünya markası çıkarabileceğimiz gibi akıllı yaşam teknolojilerinde çığır açıcı işler Türk firmalarından çıkacaktır, hiç endişe duymuyorum. Öte yandan Türkiye’nin Otomobili’nin alameti farikası elektrikli olmasıdır. Lityum, elektrikli otomobillerin bataryalarının hızlı sarj olmasını, ömrünün ve kullanım mesafesinin özellikle de uzamasını sağlar. Eti Maden İşletmemiz, bor kaynaklarından lityum üretilmesi için 2-3 yıldır Ar-Ge faaliyetleri yürütüyor. Projeyle rafine bor üretimi sırasında ortaya çıkan atıklar geri kazanılarak lityum üretilecek. Pilot üretim tesisinin projesini tamamladık, inşallah haftaya montaja, yıl sonunda ise üretime başlıyoruz. Durmak yok yola devam. Türkiye’nin Eti Maden eliyle dahi batarya için gereken lityumun tamamını üretebilecek potansiyeli de var. Ürün yelpazemiz, teknolojimiz, iş modelimiz, iş planımız ve tedarikçilerimizle dünyada en iyiler liginde oyuncu olmaya hazırız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi ve teknolojinin “altın üçgeni” olarak gördüğü Gemlik, Bilişim Vadisi ve İstanbul’a bu projede çok iş düştüğünü vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İnşallah, pek çok işimizden olduğu gibi Türkiye’nin Otomobili Projesi’nden de hep birlikte alnımızın akıyla çıkacağız. Bu hayali gerçekleştirmek için yola çıktığımızda özel sektörün koordinasyonunu sağlama görevini Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimize vermiştik. Bu kurumumuzun öncülüğünde bir araya gelen babayiğitler, hamdolsun işi bu noktaya kadar getirdi. Kendilerini bir kez daha şahsım, milletim adına gönülden tebrik ediyor, inşallah gerisini de aynı azim ve kararlılıkla yürüteceklerine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahadan birebir aldığımız bilgiler de ekonomideki canlanmayı güçlü bir şekilde teyit ediyor. Verilerimize göre, ilk 6 ayda sanayi siciline yaklaşık 7 bin işletme kaydoldu.” dedi.
Verdikleri desteklerin sayesinde ekonominin çok hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Mayıs ayında sanayi üretimi nisana göre yüzde 17,4 arttı. Mayıs ayında küresel ölçekte en hızlı toparlanan ilk 3 ülkeden birisi olduk. Bu performansla Amerika, Çin, Almanya, Güney Kore ve Rusya gibi ülkeleri de geride bıraktık. Tabii biz sadece endekslere bakarak konuşmuyoruz. Sahadan birebir aldığımız bilgiler de ekonomideki canlanmayı güçlü bir şekilde teyit ediyor. Verilerimize göre, ilk 6 ayda sanayi siciline yaklaşık 7 bin işletme kaydoldu, yani üretime başladı. İstanbul, Bursa, Ankara, Konya ve İzmir başta olmak üzere yurdun dört bir yanında yeni işletmeler faaliyete geçti. Sadece haziran ayında ise 1421 yeni sanayi işletmesi kuruldu. Bu sayı, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 91’lik bir artışa tekabül ediyor.”
Yılın ilk yarısında sadece Organize Sanayi Bölgelerinde 606 üretim tesisinin faaliyete geçtiğini aktaran Erdoğan, gıdadan kimyaya, mobilyadan makine imalatına varıncaya dek farklı sektörlere odaklanan bu fabrikalar için özel sektörün 9 milyar liraya yakın yatırım yaptığını kaydetti.
Haziran’da düzenledikleri 859 yatırım teşvik belgesiyle teşvik tarihindeki aylık belge rekorunu kırdıklarını dile getiren Erdoğan, “Özel sektörün 84 milyar liralık sabit yatırımı için teşvik belgesi verdik. Bu yatırımlar tamamlandığında 129 binin üzerinde vatandaşımıza yeni iş imkanı doğacaktır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toparlanma sürecinin temmuz ayında daha da hızlandığını gördüklerini ifade ederek, “Sanayideki elektrik tüketimi temmuzun ilk haftasında; mayıs ve haziranın aynı dönemini şimdiden geride bıraktı. Yatırımı, üretimi, yenilikçiliği, girişimi ve istihdamı çok farklı teşvik mekanizmalarıyla destekliyoruz.” diye konuştu.
Canlanmanın kalıcı hale gelmesi için devletin bu gayretlerinin yanında elbette firmalara da bazı sorumlulukların düştüğüne işaret eden Erdoğan, firma sahiplerine şöyle seslendi:
“Reel sektörümüzden üretime, ihracata, katma değeri yüksek ürünlere odaklanmasını istiyoruz. Günümüzün ihtiyaçlarını karşılayan ürünler üretmenin yanı sıra özellikle geleceğin taleplerini belirleyen yenilikçi projelere de yoğunlaşmanızı bekliyoruz. Tek sermayesi bu millete karamsarlık aşılamak olan şeamet tellallarına lütfen kulak asmayın. “Yapamayız, üretemeyiz.’ diyerek azminizi kırmaya çalışanlara asla prim vermeyin. Siyaset kürsüsünü iftira kürsüsüne çevirenleri, bu ülkeye dair hiçbir hayali, hedefi olmayanları asla dikkate almayın. Unutmayın ki inanmak, başarmanın yarısıdır. Başarı ise zahmet, sabır ve cesaretin en tatlı meyvesidir.”
Mensubu olmaktan iftihar ettiği bu milletin, mazisi mücadele ve zaferlerle dolu necip bir millet olduğunu dile getiren Erdoğan, “Türkiye; tarihiyle değerleriyle coğrafyasıyla beşeri sermayesiyle üretim kapasitesiyle büyük ve güçlü bir ülkedir. Biz çalışırsak, gayret gösterirsek, devlet-millet olarak sırt sırta verirsek, Allah’ın izniyle aşamayacağımız hiçbir zorluk yoktur. Devrim Arabalarından tam 60 yıl sonra gerçeğe dönüştürdüğümüz başarı hikayesi, bunun en güzel örneğidir. ‘Devrim otomobilini’ müzeye mahkum edenler, ‘devrin otomobilinin’ yollarımızda kullanılmasına mani olmayacaklardır. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Otomobili’nin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, projenin bu aşamaya ulaşmasında emeği ve katkısı olan herkesi tebrik ederek, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve yönetimine, projeye yüreğini koyan babayiğitlere, gecesini gündüzüne katarak projenin bugünlere gelmesini sağlayan TOGG ekibine teşekkürlerini sundu.
Bu alandaki büyük beklentileri hayata geçireceklerine inandığını belirten Erdoğan, sözlerini “İnşallah bizler de projenin tüm saflarında yanınızda olmaya, sizleri desteklemeye devam edeceğiz. Mevlam yolumuzu, bahtımızı açık etsin.” diyerek tamamladı.