17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 21. yıl dönümü nedeniyle Anadolu Ajansı muhabiri Uğur Aslanhan’a açıklamalarda bulunan Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, olası 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde zarar görmesi muhtemel 490 bin binadan 437 bin 709’unun, yüzde 89’unun, hafif veya orta hasar görmesinin beklendiğini ifade ederek, “Geriye kalan yüzde 11’lik kısmında ağır veya çok ağır hasar olacağı öngörülüyor. Ağır ve orta hasar alabilecek riskli binalar, kentsel dönüşüme göre çok daha kısa sürede ve daha az maliyetle güçlendirilerek depreme dayanıklı hale getirilebilir.” dedi.
Türkkan, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün 7,5 ve üzeri şiddette olası bir İstanbul depreminde meydana gelebilecek hasara ilişkin bilgilerin de yer aldığı araştırmasını mercek altına aldıklarını bildirdi.
Araştırmanın, İstanbul’da bulunan 1 milyon 165 bin binanın 490 bininin 7,5 ve daha yüksek şiddetli depremlerde hasar göreceğini ortaya koyduğunu dile getiren Türkkan, bu rakamın toplam bina sayısının yüzde 42’sine denk geldiğini söyledi.
Türkkan, bu 490 bin binanın, 301 bininin hafif hasarlı, 137 bininin da orta hasarlı olacağının öngörüldüğünü belirterek, 39 bininin ağır, 13 bin adedinin ise çok ağır hasarlı olacağının tahmin edildiğini vurguladı.
“Güçlendirilerek kurtarılabilecek binalarda 5.8 milyon kişi yaşıyor”
Sinan Türkkan, muhtemel bir depremin kentteki riskli binalarda ciddi hasar bırakabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Yani olası 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde hasar alması muhtemel 490 bin binadan 437 bin 709’unun, yüzde 89’unun, hafif veya orta hasar görmesi bekleniyor. Geriye kalan yüzde 11’lik kısmın ağır veya çok ağır hasarlı olacağı öngörülüyor. Ağır ve orta hasar alabilecek riskli binalar, kentsel dönüşüme göre çok daha kısa sürede ve daha az maliyetle güçlendirilerek depreme dayanıklı hale getirilebilir.”
Türkkan, 490 bin binada 1 milyon 960 bin konutun bulunduğunu belirterek, “Güçlendirilerek kurtarılabilecek 438 bin binada bulunan, tamamen bilimsel metotlarla güçlendirilerek kurtarılabilecek konut sayısı da 1 milyon 751 bine denk geliyor. Bu konutlarda da 5,8 milyon kişi yaşıyor. Söz konusu rakam, güçlendirmenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.” dedi.
“Güçlendirme, tamamen bilimsel, daha az süreli ve maliyetli”
DEGÜDER Başkanı Türkkan, İstanbul’da özellikle 2000’den önce yapılan binaların büyük kısmının ciddi anlamda risk taşıdığına dikkati çekerek, bu binaların yapımı sırasındaki denetim eksikliğinden, donatılarının yetersiz olmasından, binalarda elle karılmış beton ve deniz kumunun kullanılmasından bahsetti.
Doğru ve kontrollü yapılmamış, mühendislik hizmeti almamış, kalfaya veya ustaya bırakılmış binaların gelinen noktada sıkıntı oluşturduğunu vurgulayan Türkkan, riskli yapılarda sıkça görülen düşük beton kalitesi ve donatı yetersizliği dışında suya karşı dayanıksızlığın da bulunduğunu söyledi.
Söz konusu yapılarda inanılmaz boyutta korozyon problemi görüldüğünü, demirlerin çürümüş ve paslanmış olduğunu anlatan Türkkan, “Güçlendirmede temele kadar iniliyor. Kriterlere uygun şekilde güçlendirilen binaların, deprem güvenliği açısından yeni yapılan binadan hiçbir farkı kalmıyor. Burada depremden sonra insanların dışarı sağ salim çıkması önemlidir.” diye konuştu.
Güçlendirmenin maliyetinin yıkıp yeniden yapmaya göre yüzde 60’a varan oranlarda daha düşük olduğunu belirten Türkkan, maliyetlerin binadan binaya değişebileceğini söyledi.
“Güçlendirme kredisi acilen hayata geçirilmeli”
Sinan Türkkan, depremde hayatını kaybeden vatandaşları bir kez daha rahmetle andıklarını ifade ederek, “Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli yapılaşma bilinciyle hareket etmeliyiz.” dedi.
Nüfusun yüzde 30’dan fazlasının yaşadığı Marmara Bölgesi’nin, ekonomik büyüklüğün de yarıya yakınını sağladığını aktaran Türkkan, “Bu nedenle Marmara Denizi’ndeki olası bir deprem ülkemizi tamamıyla etkileyebilir. Bir an önce harekete geçmeli, dönüşüm ve güçlendirme faaliyetlerine ağırlık vermeliyiz. Ayrıca, sektörün beklediği güçlendirme kredisinin de bir an önce çıkması gerekiyor.” diye konuştu.