Günümüzde her türlü imkanın artmasıyla konfor anlayışımız da yeniden tanımlanıyor. Özellikle konut alırken sadece barınma ihtiyacı gözetilmiyor. Yalıtım, Enerji Kimlik Belgesi’nin zorunlu hale getirilmesiyle ev alırken de, satarken de en aranan kriterlerden biri halini aldı ancak yalıtımın yapılmış olması da her şeyi çözmüyor. Doğru kalınlıklarda yapılmış yalıtımla en az C seviyede ve EKB almış evler tercih ediliyor.
Enerji Kimlik Belgesi verebilme yetkisine sahip tek yalıtım firması olan Betek’in Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk, değişen konfor tanımını şu şekilde özetliyor: “Yapılan yalıtımın evde oluşabilecek nem, rutubet dolayısıyla bakteri oluşumunu engelleyebilmesi, binaların depreme karşı dayanıklılığına katkıda bulunması, sıcaklarda ve soğuklarda optimum sağlıklı ısıyı koruyabilmesi ve bu şekilde de daha az enerji harcayarak çevreyi koruması hane halkının en olağan konfor beklentileri arasında bulunuyor. “
Bunların yanı sıra, yazın en büyük harcamalardan biri olan klima ve vantilatör masrafları, yüklü elektrik faturalarını da beraberinde getiriyor. Kavurucu yaz sıcakları ile mücadele ettiğimiz bu dönemlerde ise, çalıştığımız mekanın ısınmasını önlemek veya serinliğini muhafaza etmek de doğru yapılmış ısı yalıtımı ile mümkün oluyor.
Bir binayı soğutmanın ısıtmaktan daha zahmetli ve masraflı olduğu düşünüldüğünde yalıtım en pratik ve tasarruflu çözüm olarak görünüyor. Enerji faturalarında, kullanılan ısı yalıtım malzemesinin tipine ve kalınlığına göre % 50’ye varan oranlarda bir tasarruf sağlanırken, ortalama 3 yıl gibi kısa bir sürede bu yatırımı amorti edebiliyoruz. Ayrıca ısı yalıtımlı evlerde ısının dengeli bir şekilde dağılmasıyla ani sıcaklık değişimlerinden etkilenmeyerek sağlımızı koruyor ve konforlu yaşam alanlarına sahip oluyoruz. Daha az yakıt tüketimi ile çevre kirliliği ve küresel ısınmanın önlenmesine katkı sağladığımız gibi ülke olarak harcadığımızı enerji masraflarımızı da yarı yarıya azaltabiliriz.