22 Kasım 2024 Cuma
Ana SayfaManşetZaha Hadid'in 5 ünlü yapıtı ve inşa edilemeyen 5 projesi..

Zaha Hadid’in 5 ünlü yapıtı ve inşa edilemeyen 5 projesi..

KİPTAŞ’ın çıkardığı “KİPTAŞ’la Güzel Yaşam” dergisinin ilk sayısında Irak asıllı İngiliz vatandaşı olan dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid’in hayatına ve çalışmalarına geniş yer ayrıldı. Hadid’in 5 ünlü yapıtı ve inşa edilemeyen 5 projesi de yer verildiği biyografi nitelikli yazı şöyle:

Zaha Hadid, varlıklı bir ailenin kızı olarak 1950 yılında Irak’ın başkenti Bağdat’ta dünyaya geldi. (3 mart 2016’da 66 yaşında geçirdiği bir kalp kriziyle hayatını kaybetti).  Ortaokul ve liseyi Bağdat’ta okudu, Beyrut’ta Amerikan Üniversitesi’nde Matematik Bölümü’nü bitirdi, daha sonra dünyanın en iyi mimarlık okullarından Architectural Association’da okumak üzere Londra’ya gitti. 1977’deki mezuniyetinin ardından üniversitedeki hocalarının da yer aldığı ünlü bir mimarlık ofisine girerek üç yıl çalıştı, 1980’de Zaha Hadid Architects ismiyle Londra merkezli ofisini kurdu.

Eğrilerin, dalgaların, kavislerin kraliçesi olarak nitelenen Hadid, mimari tavrını ilk kez 1988
yılında Amerika’daki Modern Sanat Müzesi’nde düzenlenen “Dekonstrüktivist Mimarlık”
sergisinde ortaya koymuştu. Tıpkı post modern mimari akım dekonstrüktivizmin “gerçeklerden uzak” ifadeleriyle eleştirilmesi gibi, onun da çizimleri gerçek dışı ve inşa
edilemez bulunuyordu.

İlk projesi, inşasına 1989 yılında başlanıp 1993’te tamamlanan Almanya’daki Vitra İtfaiye
İstasyonu oldu. İleriki yıllarda tüm yapıları içinde en çok bu yapıya bağlılık duyduğunu
söyleyecek, nedenini de şöyle açıklayacaktı: “Çünkü Vitra Genel Kurul Başkanı Rolf Fehlbaum, hiç popüler olmadığım ve hiçbir referans veremediğim ilk yıllarımda, sadece bana inanarak bu binayı yaptırdı.” O yıllar, çok fazla proje ürettiği, çizimler yaptığı, fakat projeyi kabul ettirmede sıkıntılar yaşadığı döneme karşılık geliyordu. Sonraları, karşısına çıkarılan zorlukları mimari tarzından ziyade Arap ve kadın oluşuna bağladı. Özünde romantik bir kişiliği olmasına karşılık son derece iradeli ve cesaretliydi de. Hiçbir zaman vazgeçmemek en bilinen özelliğiydi ve tüm bunlar, onun engelleri aşarak başarıya ulaşmasını sağlayacak en sağlam basamaklar oldu.

Pritzker Ödülü’nü ilk kez alan kadın oldu

1999 yılında açılan bir yarışmayı kazanarak, Avusturya’nın İnnsbrück kenti yakınlarında
Bergisel Kayak Merkezi’nin pistini ve binasını inşa etti. 2002’de açılan yapı bölgenin simgesi haline gelmekte gecikmedi. Hadid, 1999 yılında başka bir yarışmaya daha katılmıştı. Amerika’nın Ohaio eyaletinin Cincinnati kentinde eski modern sanat müzesinin yerine yenisinin inşa edilmesi isteniyordu. Hadid yarışmada ilk üçe kaldı. Yetkililer o üç kişiden birer kitapçık hazırlamalarını ve içinde çizimler, tasarımlar değil projelerini kavramsal olarak
anlattıkları metinler olmasını talep ettiler. Proje yerinin kentte işlek bir caddenin köşesinde,
özellikle yaya yoğunluğunun bulunduğu alanda olmasını temel alarak geliştirmişti.

Hadid projesini. Mimarideki Kentsel Halı modelini yapıya uygulamış, eski mekânın aksine kenti yapının içine çekerken yapıyı da akıp giden yaşamla bütünleştirmişti. Ayrıca, eğri bir
beton düzlemden yükselttiği farklı uzunluk, yükseklik ve kesitteki kütleleri müzenin
kitlelerini tanımlayan birer galeri olarak düşünmüştü. Buradaki mesaj ise çağdaş sanatın farklı yaklaşımlarla farklı formlarda gerçekleşen bir sanat olduğu, bir modern sanat müzesinin de buna paralel olarak birbirinden farklı galerilere sahip olması gerektiğiydi.

Nihayetinde Zaha Hadid, Amerika’da bir müze tasarlayacak ilk kadın olarak yarışmayı kazanmakla kalmadı, Rosenthal Çağdaş Sanat Merkezi 2003 yılında tamamlandığında ona büyük bir de ödül getirdi.

Zaha Hadid’in kariyerinde fark edildiği, çıkış yaptığı, parladığı dönüm noktalarından söz edilir. 1979’dan beri her sene verilen mimarlık ödülü Pritzker’i alması, daha da önemlisi o güne dek bu ödülü alan ilk kadın olması kariyerinde bir dönüm noktası olmuştu.

Hadid, ilhamını doğadaki formlardan aldı

Daha önce de belirttiğimiz gibi gerçek dışı ve inşa edilemez bulunan çizimleri ete kemiğe
büründüğünde, yani kabul görüp inşa edildiğinde bir sanat eseri olarak değer görüyordu.
Onu genç mimarlar için ilham kaynağı yapan durumlardan en önemlisi belki de buydu.

Kimsenin cesaret edemediği tasarımları yapıyor, eleştirilere göğüs geriyor, uygulamaya
geçiyor ve sonrasında iltifatları kabul ediyordu. Peki, neden herkes gibi dik açılı binalar
yapmıyordu da betonları dalgalandırarak adeta bir nehir gibi akan görüntüler oluşturuyordu? Bir röportajda ilham kaynağının ne olduğu sorulduğunda verdiği cevap,
sorunun da cevabıydı: “Doğa bana her zaman en büyük ilham kaynağı olmuştur. Doğadaki
düzene baktığınız zaman, çok şey size öncülük edebiliyor. Estetik, incelik ve ayrıntı burada saklı. İnsanlar hep bana soruyor ‘Neden eserlerinde düz çizgiler ve 90 derece açılar yok’ diye. Doğayı düşünürseniz, sıradanlık ve 90 derecelik hatlar göremezsiniz. Ama insanlar
doğaya yakın olduklarında hep huzur duyar. Bizim de mimaride bunu yaratmamız gerektiğini düşünürüm.”

İstanbul’un eşsiz coğrafi desenleri var

Babasıyla gittiği İspanya’da Cordoba şehrinde gördüğü Kurtuba Camii çocukluğunda onu büyüleyen yapı olmuştu. Mesleğinde ortamdan aldığı enerjinin tasarım yaparken kendisini etkilediğini bunun da şehirden şehire değiştiğini söylüyordu. İstanbul’u ise coğrafi desenleriyle eşi olmayan bir kent olarak niteliyor, denizin birbirine değişik yapılarla
bağlanmasının şehri eşsiz kıldığını düşünüyordu. Projeleri dünyanın dört bir yanında uygulanan, köklü üniversitelerde mimarlık dersleri veren Zaha Hadid, 66 yaşında ve 40 yıllık ünlü bir mimardı. 2016’nın 31 Mart’ında, tatil sırasında, ani bir kalp
kriziyle hayatını kaybetti.

Servetinin büyük kısmını hayır kurumlarına bağışladı

Onu tanıyanlar, çalışmalarını ve kişiliğini bilenler büyük bir şaşkınlık ve üzüntü içine girmişti. “Mimarlık benim için her şey” diyen sanatçı hiç evlenmemişti ve yalnız yaşıyordu. Beş kişiyle başladığı ofisini 400 çalışanı olan büyük bir kuruma dönüştürmüş, dünyanın en güçlü 100 kadını arasında gösterilmişti. Servetinin büyük bir bölümün hayır kurumlarına bağışladı. Ölümünün ardından doğum yeri olan Irak’ta adına pul basıldı, hayat hikâyesini anlatan Amerika yapımlı bir belgesel çekildi, kariyerini gözler önüne seren sergiler düzenlendi. Ardında, farklı toplumları aynı imzada buluşturan onlarca mimari eser, henüz
gerçekleşmemiş ama bir gün başka yerlerde uygulanması muhtemel projeler bıraktı.

Zaha Hadid’in 5 ünlü projesi

  • Çin-Pekin’de iş ve yaşam alanlarının bir arada bulunduğu Wangjing Soho
  • Avustralya Melbourne’de ofis, konut, otel hizmeti veren 600 Collins Street
  • İngiltere-Londra’da Olimpiyat Parkı’ndaki su sporları merkezi Aquatics Centre
  • İtalya’da Kronplatz Dağı’ndaki dağ müzesi Messner Mountain Museum
  • Azerbaycan Bakü’deki Haydar Aliyev Kültür Merkezi

Zaha Hadid’in inşa edilemeyen 5 projesi

  • Galler’de inşa edilmek üzere 1994-95’te tasarladığı Cardiff Bay Opera House
  • Hong Kong için 1982-83 yıllarında tasarladığı Peak Club
  • Hamburg için 1989’da tasarladığı Hafenstrasse
  • Londra Trafalgar Meydanı için 1985’te tasarladığı Grand Buildings
  • Berlin Victoria City için 1988 yılında tasarladığı Masterplanı

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI