Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile sınırları belirlenmiş olan uluslararası yargı kurumudur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, başvurucu devletlerin kendi iç hukuklarından bağımsız olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında bir üst yargılama yapması sebebiyle; başvuru için bir takım başvuru şartları mevcuttur.
AİHM Başvuru Şartları nedir ve Kimler Başvurabilir?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvuruların kabul edilebilirlik koşulları AİHS madde 35’te düzenlenmektedir. AİHM’ne başvuru yapılabilmesi için devletlerin olağan tüm iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekmektedir. Bu usulen gerekli bir şarttır. Zira, olağan tüm iç hukuk yollarının tüketilmemesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurunun içeriğini incelemeksizin esasa girmeden başvuruyu reddedecektir.
Sözleşmeyi imzalayan devletler, sözleşmeyi imzalayan bir diğer devletin sözleşmeyi ihlal ettiğini düşünmesi halinde AİHM’ne başvuru yapabilmektedir. Bunun yanı sıra, sözleşme ile korunan hakların ihlal edildiğini düşünen gerçek veya tüzel kişilerin de bireysel başvuru hakkı vardır. Bu kapsamda; özel hukuk tüzel kişileri, hükümet dışı örgütler ve kişi grupları, dernekler, sedikalar, siyasi partiler vb. tüzel kişi sıfatını taşımayan fiili toplulukların da, topluluğun uğradığı zararlar ile sınırlı kalmak kaydı ile AİHM’e başvuru hakkı mevcuttur.
Çocuklar adına da AİHM’e başvuru yapılabilmektedir ancak bu başvuruyu çocuk adına velisi yapmalıdır. Hayatta olmayan bir kişi adına ise AİHM’ne başvuru yapılamaz ancak hayatta olmayan bir kişinin uğradığı zararlar nedeniyle mirasçıları kendi adlarına bireysel başvuru yapabilmektedir. Ancak başvurucunun, bu süreçte vefatı kapsamında, mirasçıları mirasçılık belgesini sunması kaydı ile başvuru sürecini devam ettirebilmesi mümkündür.
AİHM’e başvuru yapabilmek için; Mahkeme tarafından hazırlanan başvuru formunun doldurulup, imzalanması gerekmektedir. Başvuru vekil ile yapılıyor ise, vekilin imzaladığı belgelerin tarih sırası ile sıra numarası verilmek suretiyle forma eklenmesi gerekmektedir. Forma eklenen belgeler içerisine başvurucunun nüfus cüzdanı fotokopisi de konulmalıdır. İlgili belgeler zarfa konularak iadeli taahhütlü posta yolu ile “European Court Of Human Rigts, Council Of Europe, 67075 Starsbourg Cedex – FRANCE” adresine gönderilebileceği gibi, adliyelerden de başvuru yapılabilecektir.
Başvurucunun kendini bir vekil ile temsil ettirme zorunluluğu olmasa da, başvuru sürecinin olumlu yönetilmesi ve başvurunun reddedilmesinin önüne geçmek amacıyla mahkeme sürecin bir vekil ile yürütülmesini istemektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapılabilmesi için gereken bir diğer şart ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında korunan bir hakkın ihlal edilmesi sebebi ile başvuru yapılmasıdır. Zira Mahkeme yalnızca Sözleşme kapsamında ihlal edilen hak ve özgürlükler hakkında yargılama yapmaktadır. Bu kapsamda korunan haklar ise; Yaşam Hakkı, İşkence Yasağı, Kölelik ve Zorla Çalıştırma Yasağı, Özgürlük ve Güvenlik Hakkı, Adil Yargılanma Hakkı, Kanunsuz Ceza Olmayacağı, Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı, Düşünce Din ve Vicdan Özgürlüğü, İfade Özgürlüğü, Toplantı ve Dernek Kurma Özgürlüğü, Evlenme Hakkı, Etkili Başvuru Hakkı, Ayrımcılık Yasağı, Olağanüstü Hallerde Yükümlülükleri Askıya Alma, Yabancıların Siyasal Etkinliklerinin Kısıtlanması, Hakları Kötüye Kullanma Yasağı ve Haklara Getirilecek Kısıtlamaların Sınırlandırılması olmak üzere 17 hak ve özgürlük maddesinden ve ek protokollerden oluşmaktadır. Bu hak ve özgürlüklere ilişkin bir ihlalin var olması ve bu ihlalin devletin iç hukuk yolları ile çözülememesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapılabilecektir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Korunan Hak ve Özgürlükler
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargılama sınırlarını belirleyen ve temel insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını amaçlayan bir uluslar arası sözleşmedir. AİHM’ne başvuru yapılabilmesi için, bu sözleşmede korunan bir temel hak ve özgürlüğün sözleşmeci devlet tarafından ihlal edilmiş olması gerekmektedir.
Ana sözleşme 17 temel hak ve özgürlük maddesini içermekte olup, getirilen ek protokoller ile bu ek protokolleri imzalayan devletler açısından; imzaladıkları protokollerde yer alan hak ve özgürlükleri de korumayı kapsamaktadır. Buna göre, Türkiye’nin imzaladığı protokoller uyarınca;
- Ana sözleşme metni ile; Yaşam Hakkı, İşkence Yasağı, Kölelik ve Zorla Çalıştırma Yasağı, Özgürlük ve Güvenlik Hakkı, Adil Yargılanma Hakkı, Kanunsuz Ceza Olmayacağı, Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı, Düşünce Din ve Vicdan Özgürlüğü, İfade Özgürlüğü, Toplantı ve Dernek Kurma Özgürlüğü, Evlenme Hakkı, Etkili Başvuru Hakkı, Ayrımcılık Yasağı, Olağanüstü Hallerde Yükümlülükleri Askıya Alma, Yabancıların Siyasal Etkinliklerinin Kısıtlanması, Hakları Kötüye Kullanma Yasağı ve Haklara Getirilecek Kısıtlamaların Sınırlandırılması,
- Ek protokol ile; Mülkiyetin Korunması, Eğitim Hakkı, Serbest Seçim Hakkı,
- 4 Numaralı ek protokol ile; Borçtan Dolayı Özgürlüğünden Mahrum Bırakma Yasağı, Serbest Dolaşım Özgürlüğü, Vatandaşların Sınır Dışı Edilmeleri Yasağı, Yabancıların Topluca Sınır Dışı Edilmeleri Yasağı,
- 6 Numaralı ek protokol ile; Ölüm Cezasının Kaldırılması, Savaş Sırasında Ölüm Cezası, Askıya Alınma Yasağı, Çekince Koyma Yasağı,
- 7 Numaralı ek protokol ile; Cezai Konularda İki Dereceli Yargılanma Hakkı, Adli Hata Halinde Tazminat Hakkı, Aynı Suçtan İki Kere Yargılanmama ve Cezalandırılmama Hakkı, Eşler Arasında Eşitlik,
- 13 Numaralı ek protokol ile; Ölüm Cezasının Her durum ve Şartta Yasaklanması Hak ve Özgürlüklerin korunmasını kapsamaktadır.
İç Hukuk Yollarının Tüketilmesi Ne Anlama Gelmektedir?
Mahkemeye başvuru şartı iç hukuk yollarının tüketilmesi olmakla birlikte, etkili bir iç hukuk yolunun olmadığı açık ise, bu şart yerine getirilmeksizin başvuru yapılabilecektir. Bunun yanı sıra, birden fazla iç hukuk yolunun olması halinde, bu hukuki yollardan herhangi birinin tüketilmiş olması başvurmak için yeterli olacaktır.
Açılmış bir dava ile yargılama söz konusu ise ilk derece mahkemesinin kararından sonra istinaf yolu açık ise istinafa başvurulması, istinaf sonucu temyiz yolu açık ise temyize başvurulmuş olması ve tüm bu yollar tüketildikten sonra da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılmış ve karar verilmiş olması gerekmektedir. İstinaf veya temyiz yolu ile kesinleşen mahkeme kararları hakkında, karar tarihinden itibaren 30 gün içinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkanı söz konusudur. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar ile hak ihlalinin devam ettiği düşünülüyor ise iç hukuk yollarının tüketilmiş olması nedeni ile 6 aylık süre içerisinde AİHM’ne başvuru yapılabilecektir.
Kesinleşmesi beklenen mahkemelerde, yargılamanın makul süreyi aşması halinde, yargılamanın sonuçlanması beklenmeksizin Anayasa Mahkemesine başvuru yapılabilecek ve başvuru olumlu sonuçlanmaz ise AİHM’ne başvuru yapılabilecektir.
AİHM Başvuru Süresi Nedir?
AİHM’ne başvuru süresi, hak ihlalinin ortaya çıktığı veya iç hukuk yollarının tüketildiği tarihten itibaren hesaplanmaktadır. Şu an mevcutta 6 aylık başvuru süresi olup, 15 numaralı protokolün 8. maddesi uyarınca; yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2021 tarihinden itibaren 6 ay geçtikten sonra yani 1 Şubat 2022 tarihinden itibaren 4 aya indirilecektir.
Başvuru yapılırken, başvurucu kendi resmi dilini kullanarak başvuru yapabilmektedir. Eklenecek belgeler bakımından bir tercüme yapılması gerekli ve zorunlu değildir.
AİHM’ne başvuru yapıldıktan sonra, mahkemece ilk önce başvuru şartları incelenmekte ve şartlarını sağlaması halinde başvurunun içeriği hakkında Mahkemece değerlendirme yapılmaktadır. Başvurunun, sözleşmedeki hakların ihlalini içerdiğini düşünmesi halinde, Mahkemece kabul edilebilirlik kararı verilmektedir. Mahkemenin kabul edilebilirlik kararını takiben, karar görüşünü bildirmek üzere aleyhine başvurulan devletin hükümetine iletilmektedir. Hükümet ile Mahkeme arasında yapılacak olan yazışmalar ise AİHM’nin resmi dilleri olan İngilizce ve Fransızca olarak devam etmektedir.
AİHM’nin Başvuruyu İnceleme Süreci
AİHS’nin 28.maddesi ve devamında başvuru yapıldıktan sonraki sürecin nasıl işleyeceği düzenlenmiştir. Buna göre, AİHM ilk önce yapılan başvuruyu AİHS’nin 35.maddesinde düzenlenen; iç hukuk yollarının tüketilmesi, süreye uyularak başvuru yapılması, başvurunun isimli ve gereken şartlara uygun olarak yapılması, konunun önemli ve dayanaklı olması ve Mahkemece daha önce incelenmiş bir konu ise yeni olgulara dayanılarak başvurulması yönünden değerlendirecek ve bu madde şartlarını sağlamayan başvurular için herhangi bir gerekçe göstermeksizin “Kabul edilemez” kararı verecektir.
Yapılan inceleme sonucunda, gereken şartların sağlandığı kanaatinde ise; Mahkeme taraflara deklarasyon (bildirim) göndererek davanın dostane çözüm yollarına başvurarak sonuca ulaşması için tarafların görüşlerini soracaktır. Tarafların deklarasyonu kabul etmesi halinde, kabul ettiklerini belirten bir mektup ile deklarasyonu imzalayarak mahkemeye gönderecektir. Bundan sonra Mahkeme, deklarasyonda belirtilen tazminatın sözleşmeci devlet tarafından başvurucuya ödenmesine karar vermek suretiyle başvuruyu sonuçlandıracaktır. Bunu yanı sıra, sözleşmeci devletler yapılan başvuru hakkında ihlal kararı verileceğini düşünür ise AİHM karar vermeden önce tek taraflı deklarasyonda bulunarak ihlali ve belirli bir tazminatı ödemeyi kabul edebilirler. AİHM bu deklarasyonu kabul eder ise başvurucunun buna itiraz etme imkanı olmayacaktır ve başvuru kayıttan düşecektir.
Tarafların deklarasyonu kabul etmemesi halinde ise; neden kabul etmediklerini belirttikleri mektubu Mahkemeye göndermeleri gerekmektedir. Dosyanın dostane çözüm yoluyla sonuçlandırılmaması durumunda AİHM kabul edilebilirlik kararına göre sözleşmenin hangi maddesinin veya maddelerinin ihlalinin söz konusu olduğunu belirterek başvuruyu Sözleşmeci Devletin hükümetine bildirmekte ve bu konuda hükümetin cevap vermesini istemektedir. Hükümetten gelecek cevaba istinaden, Mahkeme bu cevabı başvurucuya göndermektedir. Başvurucunun mektupta belirtilen tarihe kadar; hükümete cevaplarını, tazminat istemine ilişkin taleplerini, başvuru masraflarını ve vekalet ücreti taleplerini bildirilmesi gerekmektedir. Tüm bu istediği tazminat, masraf ve belgelerin makbuzları ile vekalet ücreti talebi için serbest meslek makbuzunun fotokopisinin ek olarak cevap ile birlikte gönderilmesi gerekmektedir.
Önemle belirtilmelidir ki; ilk başvuru dilekçesinde maddi, manevi tazminatı ile masraf ve vekalet ücretine ilişkin talepte bulunmuş olunması yeterli olmamaktadır. Bu nedenle, ikinci gönderilecek cevap mektubunda da mutlaka yeniden tüm taleplerin yazılarak eklerinin eklenmesi sureti ile gönderilmesi gerekmektedir. Tazminat talep edilmez ise Mahkeme ihlal kararı vermiş olsa dahi tazminata karar vermeyecektir.
AİHM Tarafından Hükmedilen Tazminatın Ödenmesi
AİHM tarafından hükmedilen tazminatlar, kararın kesinleşmesinden sonra Adalet Bakanlığına bağlı İnsan Hakları Daire Başkanlığı kurumuna dilekçe gönderilmesi yolu ile talep edilecektir. Gönderilen dilekçede başvurucunun banka hesap bilgilerine de yer verilmesi gerekmektedir. Talep edilen tazminatlar üç ay içerisinde başvurucunun belirtmiş olduğu banka hesabına yatırılacaktır.
AİHM Kararlarının Hukuki Niteliği
AİHM kural olarak devletlerin iç hukuk yollarını denetleme yetkisine sahip olmadığından Devletlerin iç hukukuna karışamamaktadır Bu kapsamda, devlet mahkemelerinin kararlarını bozma veya onama yetkisi yoktur. Bununla birlikte, kararın yerine getirilmesi için Sözleşmeci devletlere doğrudan müdahale yetkisi bulunmamaktadır. Buna rağmen, Anayasanın 90.maddesi uyarınca Mahkeme kararlarında belirtilen ihlaller doğrultusunda; ihlalin nedeni yasal mevzuattan kaynaklanıyor ise hükümet tarafından mevzuatta değişiklik yapmalı, ihlal nedeni uygulamadan kaynaklanıyor ise uygulamanın değişmesi ve yeniden hak ihlaline neden olmaması için gereken önlemleri alması gerekmektedir. Sözleşmeci devletlerin AİHM’nin vermiş olduğu kararı uygulamaması halinde Avrupa Konseyi üyeliğinin sona erdirilmesi söz konusudur.
Sonuç
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunan temel hak ve özgürlüklerin ihlali konusunda denetim yapan bir uluslararası yargı mercidir. Sözleşmeci devletler, diğer bir devletin hak ihlali yaptığını düşünüyor ise Mahkemeye başvurabileceği gibi, Sözleşmeci devletin vatandaşları da başvuru şartlarını sağlıyor ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru yapabilmektedir. Bu başvuru sonucunda; Mahkeme devletlerin iç hukukuna karışmaksızın; ihlalin var olup olmadığını denetleyecek, ihlalin varlığını kabul etmesi halinde devlete süre vererek ihlalin giderilmesini isteyecektir. Bunun yanı sıra başvurucuya talep edilmesi halinde tazminat ödenmesine karar verecektir. Dikkat edilmelidir ki; Mahkeme vekil ile başvuru zorunluluğu aramamakla birlikte, başvuru prosedürlerinin işleyişi açısından vekil ile başvurulması tavsiye edilmektedir.
Kaynakça
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
(https://www.echr.coe.int/documents/convention_tur.pdf)
- C. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı
(https://inhak.adalet.gov.tr/Home/BilgiDetay/5)
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) Başvuru İsimli Makale-Mıhcı Hukuk&Danışmanlık(https://mihci.av.tr/aihm-basvuru/)
Hazırlayan Avukat Elifnaz Özer / EHC Hukuk&Danışmanlık