Mahkeme karar verdi, Yargıtay onadı.. “Müteahhidin borcu tüketiciyi bağlamaz”
Bazı inşaat firmaları ile müşterileri arasında en sık yaşanan sorunların başında devri yapılmayan tapular geliyor. Satış yapıldıktan sonra mali durumu kötüleşen kimi firmalar, tapu devri için müşteriyi oyalama yoluna giderken, bazı firmalar da satışı yapılan daireleri ipotek göstererek banka kredisi kullanma yoluna gidiyor. Ev sahibi, ödemesine yapmasına rağmen bir de yaşadığı dairede milyonlarca liralık ipotek olduğunu görünce sıkıntı da içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor.
Yargıtay, ipotekli tapusu ile ilgili, inşaat şirketi ve bankaya karşı açtığı davada tüketiciyi haklı buldu. Ödemenin tamamı yapılmasına rağmen tapu devri yapılmadı. Bankanın 4.2 milyonluk ipoteğini iptal eden mahkeme tapunun da tüketici adına tescil edilmesine karar verdi. Banka itiraz etse de sonuç değişmedi. Yargıtay’ın da onadığı karar benzer durumda olan çok sayıda kişiyi ilgilendiriyor.
Hürriyet’te yer alan ve habere konu olan olay şöyle gelişti:
Mayıs 2010’da bir daire satın almaya karar veren Nazire A. isimli bir vatandaş Büyükçekmece Mimaroba’da proje geliştiren E. İnşaat A.Ş. ile el sıkıştı. Taraflar, aralarında gayrimenkul satış sözleşmesi düzenledi. Sözleşmeye göre, Nazire A., ödemesinin yüzde 70’ini tamamladığında tapusunu alabilecekti. Düzenli bir biçimde ödemelerini yapan Nazire A., belirlenen oranı aşan bir tutarı Mayıs 2013’te tamamladı. Nazire A., tapu devri için talepte bulundu ancak sonuç alamadı. Mayıs 2016’ya gelindiğinde ise N.’nin şirkete borcu kalmadı. A, dairesini teslim alarak içinde oturmaya başlamasına karşın tapusunu halen alamadı.
Tapu devrinin derhal yapılması şeklinde inşaat şirketine noter kanalıyla bir ihtarname gönderen Nazire A., yine bir cevap alamayınca yaptığı araştırmasında satın aldığı, ödemesini yaptığı dahası içinde oturduğu dairesinde özel bir bankanın 4 milyon 180 bin liralık bir ipoteği bulunduğunu öğrendi.
Yaşanan gelişme üzerine Nazire A., Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi’nde açtığı dava ile E. İnşaat adına görünen tapunun Nazire A. adına kaydının yapılması, ipoteğin de iptali talep edildi. Davalı şirket, dosyaya herhangi bir savunma dilekçesi sunmadı. Banka adına yapılan savunmada ise özetle “Davalı E. İnşaat bizim kredi müşterimiz. Davaya konu ipotek işlemi de kredi riskine karşı yapıldı. Tapuya güvenerek davalı firmaya kredi verdik” denildi.
Bilirkişi raporu sonrası kararını veren mahkeme, E. İnşaat AŞ adına olan tapu kaydının iptaline karar verdi. Tapunun Nazire A. adına tescil edilmesine karar veren mahkeme, bankanın ipotek işlemini de iptal etti. Bu karara, banka avukatları itiraz etti. İtirazı İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi ele aldı. Daire, yaptığı yargılama sonrası kararını verdi. Bankanın istinaf talebini esastan ret eden daire kararında şöyle denildi: “Davalı banka bir anonim şirket… Dolayısı ile tüm iş ve işlemlerinde basiretli bir tacir gibi davranması gerekir. Banka, davalı firmaya kredi verirken gerekli dikkat ve özeni göstermedi. Bankanın, sadece tapu kayıtları ile yetinerek kredi vermesi mümkün değil. Sırf tapu kaydında yazılı bilgilere dayanarak ayni hak kurulması dürüstlük ve iyi niyetle bağdaşmaz.” İstinaf mahkemesinin verdiği ret kararı sonrası banka avukatları bu kez Yargıtay’a başvurdu. Ancak, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi de istinafın verdiği kararı onadı.
Yargıtayın kararı bir ilk niteliğini taşırken Av. Muhammed Burak Efe, tüketicileri uyararak projeden satışlarda sözleşmenin mutlaka tapuya şerh edilmesine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
“Yargıtay verdiği bu karar bir ilk niteliğinde” vurgusu yapan Av. Muhammed Burak Efe “Bu şekilde mağdur olmuş çok sayıda tüketici var. Projeden satışlarda sözleşme mutlaka tapuya şerh edilmeli. Bu husus bilinmediği için ne yazık ki çok sayıda tüketici mağdur ediliyor” uyarısı yaptı.
Dava dosyasını takip eden Av. Gökçe Algül ise “Yargıtay’ın, bizim dosyamız ile ilgili vermiş olduğu bu karar benzer mağduriyetler yaşayan tüketicilere de umut ışığı niteliğinde. Sözleşme gereği edinimlerini yerine getirmeyen inşaat firması kadar güven kurumu olan bankaların araştırma yükümlülüklerini yerine getirmemesinin sorumlulusunun tüketici olmadığı bu kararla anlaşılmıştır” değerlendirmesi yaptı.
Bilge Özdemir’den gelen haber yorumu:
“Belirtilen konu teorik de mümkün olmakla birlikte pratikte mümkün değildir.
Çünkü Ülkemizde geliştirilen projelerin büyük bir çoğunluğu kat karşılığı veya hasılat paylaşımıdır. Müteahhit tapu devir hakkını işin sonunda veya hak ettiğinde alabilir.
Hiç bir toprak sahibi, müteahhit edimleri tamamlanmadan kendi üzerinde olan tapuya şerh düşürmez.”