‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ dolayısıyla bir açıklama yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Pandeminin olumsuz etkilerinden normalleşmeye doğru geçiş yaptığımız bir dönemde Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı savaş, bizlere güçlü toplum, güçlü ülke olmanın önemini bir kez daha hatırlattı. Yakın bölgemizde telafisi olmayan kayıplar yaşanıyor. 21. yüzyıldaki bu insanlık dramında, ülkesinde kalıp savaşan kadınların, çocuklarını korumak için her şeyini geride bırakıp bir bilinmeze göç eden kadınların dramına tanık oluyoruz. Dünya Kadınlar Günü’nde bu görüntüleri izlemek durumunda kaldığımız için çok üzgünüz. Tarih boyunca her sıkıntılı dönem, kadınlarda ve toplumun geleceğini oluşturan çocuklarda derin izler bırakmıştır. Savaşın yıkıcı etkilerini çok iyi bilen bir milletin çocukları olarak, güçlü bir toplumun yapı taşının güçlü kadınlar olduğunu bir an bile unutmamalıyız. Kadınları hayatın her alanında cesaretlendirerek, potansiyellerini göstermelerinin önünü açmalıyız. Başarı hikayeleri, yeni başarılar için ilham olacaktır” ifadelerini kullandı.
Kadınlara eğitim ve fırsat eşitliği sağlanmalı
Tayfun Küçükoğlu, “Günümüzde kadınlar ekonomi, politika, eğitim, tıp, endüstri ve girişimcilik dahil her alanda aktif rol alıyor ve önemli başarılara imza atıyor. Bugün ülkemizin en değerli şirketlerinden ağır sanayi fabrikalarına, inşaat endüstrisinden e-ticaret’e kadar her alanda kadınların iş dünyasında neler yapabildiklerine, gerçekleştirdikleri muazzam başarılara gururla tanık oluyoruz. İş hayatında üretimden yönetime çok geniş bir yelpazede daha fazla kadının görev almasının, sahibi oldukları ve çalıştıkları şirketler başta olmak üzere bulundukları sektöre önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Kadınların iş dünyasında daha fazla sorumluluk üstlenip söz sahibi olmaları için eğitim ve fırsat eşitliği sağlanmalı. Yönetim kademelerindeki görünmez engeller kaldırılmalı. Ayrıca kadınlara yönelik meslek kazandırma ve kadın istihdamına yönelik çalışmalar artırılmalı. Cinsiyet eşitliğinin, kadın ve emek mücadelesinin sadece yılda bir gün değil her zaman dile getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. İnşaat malzemesi sanayisini temsil eden Türkiye İMSAD olarak, Yönetim Kurulu’ndan üyelerine, dernek çalışanlarından komite temsilcilerine uzanan çok sayıda kadın yöneticimizle son derece etkili ve başarılı çalışmalara imza atıyoruz. Türkiye inşaat malzemesi sanayisinin sürdürülebilirliğini ilgilendiren çevresel, sosyal, enerji ve iklim değişikliği ile ilgili politikalara katkı vermek, bu konularda gerekli iş birliklerinin kurulmasını sağlamak, farkındalığı artırmak ve bilgilendirme faaliyetleri yürütmek amacıyla çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bu doğrultuda 2011 yılında kurulan Türkiye İMSAD Sürdürülebilirlik Komitesi, 2018 yılından itibaren Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda faaliyetler gerçekleştiriyor. Türkiye İMSAD Sürdürülebilirlik Komitesi’nin öncülüğünde geçen yıl, sürdürülebilir bir gelecek için ‘İnşaat Malzemeleri Sektöründe Kadın İstihdamının Artırılmasına Yönelik Tutum Belgesi’ni hazırladık ve uygulamaya aldık. Üyelerimizle birlikte burada ortaya koyduğumuz hedeflere ulaşmak için büyük gayret gösteriyoruz” dedi.
İnşaat endüstrisinde kadınların üretkenliğine ihtiyacımız var
İnşaat malzemesi sanayisinin sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir halkası olduğunu vurgulayan Tayfun Küçükoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün bize düşen görev, tüm kadınların istediği alanda, hak ettiği konumda yer almalarını sağlamak için çaba göstermektir. İnşaat endüstrisinde kadın çalışan ve yönetici sayısının hiç de az olmadığını görüyoruz ancak bu oranı çok daha yüksek seviyeye çıkarmamız gerekiyor. TÜİK 2021 yılı son çeyrek verilerine göre Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 34, genç işsizlik oranı ise yüzde 27,2 seviyesinde. Şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı ise 2020 yılı verilerine göre yüzde 19,3. Kadın çalışan oranının OECD ortalamasına (yüzde 59) ulaşması için ülke olarak hedefimizi yüksek tutmalı, kadınların iş hayatına katılımını desteklemeliyiz.
BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın beşincisi olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’nin, kadın ve emek mücadelesinin çok iyi kavranması ve üzerinde durulması gerektiği kanaatindeyiz. Geleceğin dünyasında kadınların üretkenliğine, yaratıcılığına, yenilikçi yaklaşımlarına ve topluma kattıkları değere daha fazla ihtiyacımız olacak. Kadınlarımızın daha aktif olması, eğitim ve iş hayatında yer alması demek daha başarılı, huzurlu, güçlü ve adil bir toplum demektir. Sürdürülebilir gelecek için kadınlarımızın yanındayız. Hayatı derin mücadeleleriyle anlamlı hale getiren tüm emekçi kadınlarımızın bu özel gününü kutluyoruz.”
Tutum Belgesi
Türkiye İMSAD’ın açıkladığı İnşaat Malzemeleri Sektöründe Kadın İstihdamının Artırılmasına Yönelik Tutum Belgesi’nde şu hedefler yer alıyor:
• Kadınların iş gücüne katılım oranlarının artması için çalışmalar yapmak, eğitimler vermek, mentorluk yapmak.
• Vasıfsız kadın iş gücü talebinin yükseltilmesi yönünde politikaların oluşturulmasını ve uygulanmasını sağlamak.
• Kadınların düşük sosyal statülü işlerde çalışmasının önüne geçmek için negatif ayrımcılığa karşı olmak.
• Kadınların iş yaşamında eğitim yoluyla niteliğinin yükseltilmesine yönelik çalışmalar yapmak.
• Kadın çalışanların iş hayatında gelişmelerini desteklemek.
• Eşit işe eşit ücret ilkesini uygulamak.
• Kadınlar ve kız çocuklarına eğitim, sağlık, güvenlik, haklar, iş ve geçim olanaklarına erişimde erkeklerle aynı haklara sahip olması için imkân vermek.
• Kadınların istihdama erişiminde engel oluşturan sosyo-kültürel tutumların (geleneksel, ataerkil, muhafazakâr vb. tutumlar) değişimine yönelik çalışmalar (kampanyalar, seminerler, konferanslar) yapmak.
• Kadın yönetici sayısını artırmak için hedefler belirlemek.
• Kadın ve erkeklere iş hayatının her alanında eşit fırsatlar sunmak.
• İş yerinde her türlü cinsiyet ayrımcılığı, kadına çalışanlara karşı her türlü (psikolojik, cinsel vb.) taciz olaylarının önüne geçmek için tüm çalışanlara eğitimler düzenlemek.
• Toplumsal kalkınma için eğitimde kızlar ve erkekler arasındaki farkın kapanmasına, kadınların iş hayatında erkeklerle eşit fırsatlara kavuşmasına, haklarının yasal güvence altına alınıp uygulanmasına, insan onuruna yakışır işlerde istihdamına imkân sağlamak.
• Yürütülen tüm bu kapsamdaki uygulamaların tedarik/değer zinciri boyunca yaygınlaştırılmasını teşvik etmek.
