Dünyada iklim kriziyle mücadele konusunda 54 ülkede İklim Hedefi Hızlandırma Programı başladı. Türkiye’den sadece 28 şirketin katılım göstererek karbon hedefi açıklamayı taahhüt ettiği programda inşaat şirketleri yer almıyor. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sami Kılıç, “Dernek olarak çevre dostu bina yatırımlarının mücadelede en etkin önlemlerden biri olduğunu her zaman belirttik. Bunun yanı sıra üretim aşamasına ilişkin şirketlerin karbon hedefini belirlemesinin de iklim krizinde iyileşme sürecini hızlandıracağına inanıyoruz.” dedi.
Dünyayı bekleyen en büyük tehlikelerin başında gelen iklim kriziyle mücadele konusunda 54 ülkede eş zamanlı olarak İklim Hedefi Hızlandırma Programı başladı. UN Global Compact’ın, şirketleri net sıfır hedefine ulaştırmayı ve bu hedefe giden çabaları hızlandırmayı amaçlayan programına Türkiye’den sadece 28 şirket katılım gösterdi. Şirketler arasında yalnızca bir çimento üreticisi bulunurken inşaat şirketleri yer almıyor.
ÇEDBİK olarak çevre dostu bina yatırımlarının iklim kriziyle mücadelede en etkin önlemlerden biri olduğunu her zaman belirttiklerini ifade eden Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sami Kılıç, “Şirketlerin ayrıca üretim aşamasına ilişkin karbon hedeflerini açıklamasının da iklim krizinde sorunu belirleme, çözüm üretme ve sonrasında da iyileşme sürecini hızlandıracağına inanıyoruz. Bu konuda iş dünyasına önemli görev düşüyor.” dedi.
Dünyada ülkelerin 2050 yılına kadar karbon nötr hedefine ulaşılması ve ortalama küresel sıcaklıkların 1,5 derecede tutulması için önlemler aldığını, şirketlerin de bu önlemlere dahil olmaya başladığını anlatan Mehmet Sami Kılıç, ülkelerin ve toplulukların yanı sıra özel sektörün de destek vermediği bir mücadelenin etkin sonuçlar yaratmayacağını söyledi. Ekonominin lokomotifi sayılan inşaat sektörünün bu konuda da öncülük etmesi gerektiğini belirten Mehmet Sami Kılıç, “Hedefsiz mücadele olmaz, önce hedefler belirlenmeli. İlk adım işletmelerin karbon ayak izlerini, yani sera gazı emisyonlarını ölçmeleri ve kayıt altına almalarıdır. Sonraki adım ise, karbon ayak izini azaltmak üzere enerji verimliliği, yenilenebilir enerji üretilmesi ya da satın alınması gibi önlemleri tespit etmek, bu konuda gerekli yatırımları yapmak. Bu konu son yıllarda kapasitelerini arttırıp yaklaşık yüzde 20 büyüme gösteren ve ihracatını oldukça genişleten çimento şirketlerini ve diğer yapı malzemesi üreticilerini de yakından ilgilendiriyor.” diye konuştu.
