Tapu sicilini oluşturan tapu kütüğü, kat mülkiyeti kütüğü ve tapu planlarına ilişkin, aplikasyon ve yüz ölçümü hesabı gibi teknik işlemlerde kullanılan yanılma sınırının tanımlanmasına yönelik usul ve esaslar belirlendi. Buna göre, kadastro çalışmalarının tamamlanmasından sonra farklı teknik ve idari altyapı ile üretilen veriler aynı sistem üzerinde işlem görmeye başladı. Bugünün teknolojilerine uygun, modern bilgi teknolojileri altyapısı kullanılarak yapılan çalışmalarla tescil edilen bir parsel ile 1920’li yıllarda o günün teknik kapasitesine göre ölçülen bir parsel aynı tapu sicil sistemine kayıtlı birer taşınmaz olarak görülüyor.
Doğruluk ve hata kavramları, kadastro çalışmalarının teknik yönleri olan haritacılık faaliyetlerinin temelini oluşturuyor. Buna göre, yönetmelikte yanılma sınırına düzenleme getirildi.
YANILMA SINIRI HESABI BELİRLENECEK
“Tapu planının üretim yöntemi ve ölçeğine göre hesaplanan, taşınmazın zemindeki sınırları ile ölçü ve yüz ölçümü değerleri arasındaki ölçü tekniğine göre bilimsel olarak kabul edilebilir farkı” diye ifade edilen yanılma sınırının ilgili bölgelerde belirlenmesi için teknik komisyon kurulacak.
Kadastro veri modeline uygun olarak, kesin koordinatlı (arşiv onaylı) geometriler ile geçici koordinatlı geometriler ayrı ayrı değerlendirilerek farklı yaklaşımlar ile yanılma sınırı hesabı belirlenecek.
AYNI SEVİYEDE BİLGİYE ULAŞMANIN ÖNÜ AÇILIYOR
Kısa sürede yapılacak düzenlemeler sonucu Genel Müdürlük, veri sunulan parsel sorgu, web tapu gibi bütün platformlarda, yüz ölçümü bilgisi yanına yanılma sınırını da ekleyerek, taşınmaz piyasasının bütün taraflarının aynı seviyede bilgiye ulaşmasının önünü açmayı amaçlıyor.
Kaynak: Yeniçağ Gazetesi