Riskli binaların dönüşümü üstlenecek müteahhit bulmanın artık zorlaştığını ve yeni bir model geliştirilmesi gerektiğini belirten Tahincioğlu Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu, uzun yıllar süren ve hâlâ kazma vurulmamış çalışmalar olduğunu dile getirerek Kamunun hak sahipleri ile geliştiriciler arasına girip düzenleyici bir rol oynaması halinde kentsel dönüşümün hızlanacağını söyledi.
Hürriyet Gazetesi Emlak Editörü Gülistan Alagöz’e kentsel dönüşüm ile ilgili açıklamalarda bulunan Tahincioğlu Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Özcan, şunları söyledi:
“Araştırmalar İstanbul’da 1 milyon 800 bin konutun dönüştürülmesi gerektiğini gösteriyor. Tüm Türkiye’de ise bu rakam 6.5-7 milyon. TÜİK verilerine göre Türkiye’deki hane halkının yüzde 43.5’lik kısmı 2000 öncesinde inşa edilen binalarda ikamet ediyor. Dolayısıyla kentsel dönüşüm önümüzdeki yıllarda da gayrimenkul sektörü için önemli bir başlık olacak. Dönüşümün istenildiği hızda yürümemesinin temel sebebi bence geçmişte hak sahipleri ile geliştiricilerin bu konuyu bir rant kapısı olarak görmeleri. Geliştiriciler ve hak sahipleri baş başa bırakıldığında dönüşümün istenilen oranda ilerlemediğini net bir şekilde gördük. Öyle ki, 8-10 yıl süren ve hâlâ kazma vurulamamış kentsel dönüşüm çalışmalarının sayısı hayli fazla. Firma olarak bizim de çalıştığımız bazı alanlarda aynı sorunlar var. Kentsel dönüşüm Türkiye’nin en büyük sorunlarından biriyken yaşanan çözümsüzlükler ve konunun zorluğu sebebiyle kentsel dönüşümü üstlenecek müteahhit bulmak dahi zorlaştı. Dönüşümün hızlanması için ise kamu otoritesi çok önemli. Hak sahibi, geliştirici firma sürecine kamu dahil olmalı. Sonuçta can güvenliği söz konusu olduğu için işin sosyal yönü de düşünüldüğünde kamunun hak sahipleri ile geliştiriciler arasına girerek düzenleyici bir rol oynaması gerekir. Nitekim geçmişte tıkanan bazı büyük dönüşüm projeleri ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın devreye girerek konuyu koordine etmesi sonucu çözülebildi.
Hak sahipleri ile anlaşılması, onların geçici barınma alanına taşınması kamu öncülüğünde yönetilmeli. Vatandaşla firma baş başa kalınca bu süreç yıllar alıyor. Alan boşaltıldı ve yeni bir proje yapılacak. Bu noktada da eğer iş tamamen geliştirici firmaya bırakılırsa, kolay satmak için lüks konutlar yapılıyor. Öyle olunca da bölgede eskiden yaşayan kişi evi satıp gidiyor, yerinden oluyor. Bunun adı yerinde dönüşüm olmuyor. Öncelik her zaman o bölgede yaşayanlar olmalı, işin finansal boyutu daha sonra gelmeli. İşte bu nedenle nerede nasıl proje yapılacak, hangi segmente hitap edecek, süreç nasıl ilerleyecek tüm paketi kamu kurmalı. İşlerin ihale ile verilmesi daha şeffaf ama ihale modeli yine fiyatları arttırabilir. Bu nedenle firmaların teknik ve mali yeterliliği incelenerek davet usulü iş verilmesi de denenebilir. Kentsel dönüşümün hızlanması şart, yoksa hiçbirimiz bunun vebalinden kurtulamaz.”