Türkiye’de asrın felaketi olarak nitelendirilen ve onbinlerce can kaybına neden olan deprem sonrasında dayanıklı konutlar ve kentsel dönüşüm yaşamsal önem kazandı.
Ülke olarak el birliğiyle yaraların sarılmaya çalışıldığı şu günlerde yeni depremlere karşı yapı stoğunun güçlendirilmesi gerekliliği de bir kez daha gün yüzüne çıktı.
Birinci derece deprem kuşağı üzerinde yer alan İzmir’de geçtiğimiz yıllarda yaşanan deprem afetinde önemli can ve mal kayıpları yaşayan vatandaşlar, oturdukları binaların güvenliğini sorguluyor.
İzmir’deki binaların yüzde 60 -70 gibi bir oranda yenilenmesi gerektiğine dikkat çeken inşaat ve gayrimenkul sektörü temsilcileri, kentin sağlıklı yapı stoğuna bir an önce kavuşturulmasının önemini vurguladı.
Sektör temsilcileri, depreme karşı yerel yönetimler ve hükümetin bir yol planı oluşturması gerektiğini kaydederken, bina dönüşümü yerine ada bazlı dönüşüm yapılmasının da zorunlu olduğunun altını çizerek şunları söylediler:
Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kenan Kalı:
Yaşanan depremin ardından bölge göç vermeye başladı. Bu göçün bir bölümü geçici bir bölümü de kalıcı olacaktır. Şu anda İzmir, İstanbul ve Antalya’ya göç söz konusu. İnsanlar tekrar geri dönmek isteyeceklerdir. İnsanların kültürel ve akrabalık bağları çok güçlü, orada arsaları, bahçeleri var. Her şerde bir hayır vardır demek lazım. Bu süreçte yeniden yapılacak konutların sağlam olması ve kent planlaması çok önemli. Yeni ve sağlam kentler inşaa ederek gelecek nesiller için daha yaşanılabilir eserler bırakmak mümkün. Bu konuda hükümetin hızlı adımlar attığını görüyoruz. Yaklaşık 2 yıl içinde bölgede önemli bir şehirleşme sağlanacaktır. O bölgede inşaat malzemeleri üretimi yapan firmalar da olumsuz etkilendi. Ülkede yapı malzemeleri konusunda belli oranda sıkıntılar yaşanacaktır. İzmir eski konut stoğu yoğun olan bir şehir. İzmir’de de kentsel yenileme konusunda hızlı adımlar atılması gerekiyor. Herşeye rağmen umudumuzu kaybetmemeliyiz. Tüm kademelerdeki insanların daha çok çalışıp el birliğiyle ülkemizi, insanlarımızı refaha kavuşturmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına da sabırlar diliyorum.
Erkaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Kaya:
Son yaşanan deprem, ülkemizde önemli can ve mal kayıplarına yol açtı. Hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, kalanlara da başsağlığı ve sabır dilerim. Bu deprem bazı gerçekleri bizlere bir kez daha hatırlattı. Yaşanan depremin ardından vatandaşlar ulaşım açısından avantajlı, sağlam zeminli, depreme dayanıklı bölgeleri ve konutları tercih ediyor. Depremden sonra toplum çok bilinçlendi. Kent merkezinde oturmak eskisi kadar önemli değil artık. Bilinçli olan insanlar yer konusunda ısrarcı olmuyor. Zeminin daha sağlam olduğu noktalarda oturma kararı alıyor. İzmirliler de kaliteli konut için bütçesini zorluyor. Standardını yükseltmek için bütçesinin de üzerine çıkıyor. Artık insanlar bundan sonraki süreçte daha bilinçli hareket etmek zorunda. Yapı Denetim firmalarının da deprem gerçeğini göz önünde bulundurarak denetlemelerini sıklaştırması gerekiyor. Ülke olarak birlik, beraberlik ve dayanışma ruhuyla bu zor günlerin üstesinden geleceğimize inanıyorum.
Tanyer Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer:
Türkiye’de özellikle 1998 yılından önce yapılan yapıların donatıları ve beton kalitesi düşüktü. 1998 yılından sonra kolon ve kirişlerde demirin daha çok kullanılması, beton standartlarının yükselmesi bina yapısının da güçlenmesini sağladı. Binanın zemine ve yanlara uyguladığı kuvvetlere karşı bütün bunların yapılması yönetmelikler açısından önemli. Bunların denetiminin de iyi yapılması gerekir. Yapı denetim uygulamalarında temelden itibaren bir sıkıntı olmaması lazım.
İzmir’de de insanlar artık daha bilinçli. Bulundukları bölgede zemin nasıl? Fay hattı geçiyor mu? Bütün bunlara internetten bakabiliyorlar. Yapı denetim firmalarından önce binaları inşaat mühendisleri odaları kontrol ediyordu. Odaların dahil olduğu bir denetim mekanizmasının yeniden konumlandırılması gerektiğini düşünüyorum. Böylece yapısal hataların önüne geçilmiş olur. Burada uygulayıcı yüklenici firmalar, denetim firmaları ve vatandaşlara önemli sorumluluklar düşüyor. Yerel yönetimlerin de kentlerdeki yapıların konumunu, jeolojik zemin etütlerine göre planlamaları önemli. İzmir’de arsa az ve bu nedenle her yer değerli. Fakat zeminin uygun olmadığı bölgelerde yeni konutların yapılması da sakıncalı. Aynı zamanda kaçak yapılara izin verilmemesi ve imar affından yararlanan binaların da geriye dönük olarak denetlenmesi can ve mal kayıplarının önüne geçecektir. Bundan sonraki süreçte sağlam zeminde sağlam binalar inşa edilmeli, bunların yapı denetimleri de uygun şekilde yapılmalıdır. Bu vesileyle depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dilerim. Tüm ulusumuzun başı sağolsun.
Sirius Yapı A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Barış Öncü:
Deprem olduktan sonra insanlar bulundukları bölgedeki zeminin ve binanın sağlamlığını sorgulamaya başladı. Deprem yönetmeliğine uygun yapılan yeni binaların da yıkıldığını gördük. Burada ya depremin şiddetiyle ilgili bir durum var ya da yapılan başka bir hata var. Binalar öngörülenin üstünde bir deprem şiddetine üst üste maruz kaldı. Deprem ve yapı denetim konularındaki ezberler de bozuldu. Bu konuda hükümet yerel yönetimler ve vatandaşlar ortak paydada buluşarak hareket etmeli. Burada siyaset üstü bir yaklaşımla vatandaşların can güvenliği ön planda tutularak hareket edilmeli. İmar planları ve kentsel dönüşüm planları uygulamaya konmalı. Ev sahipleri de özveride bulunarak yıkılan evlerindeki özellikleri bire bir talep etmemeli. Şu anda metrekare, ön cephe gibi özelliklerinden çok binanın sağlamlığı ve depreme dayanıklılığı ön planda tutulmalı. Kentsel dönüşüm konusunda ise gerekli emsal artışları yapılmalı ve ada bazında dönüşüm gerçekleştirilerek mümkün olduğunca şehir geneline yayılmalı. Ülke olarak depreme karşı kenetlenerek mücadele ediyoruz. Bundan sonra da aynı mücadeleyi kentlerin yenilenmesi konusunda vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Gayrimenkul Hizmet Ortaklığı (GHO) Genel Müdürü Özkan Yalaza:
İnsanlar, konut satın alırken artık sağlam ve depreme dayanıklı olanları tercih etmeleri gerekli. Metrekare ve sosyal donatılardan çok bina yapılırken hangi beton kullanılmış zeminde kazık var mı gibi altyapıya yönelik soruların da sorulması gerekiyor. Önemli olan binanın nereye nasıl yapıldığıdır. Sağlam bir kazık temel üstünde artık çoğu arazide binaların yapılması mümkün. Fakat bu da maliyeti artırıyor. İzmir’e şehir dışından vatandaşlarımız gelmeye başladı. Fakat İzmir’de konut fiyatları yüksek seviyede. Bizler de hem zemini sağlam hem de ulaşımı ve fiyatları uygun olan İzmir’in kuzeyini tavsiye ediyoruz. Kentsel dönüşüm konusunda da hareket geçilerek kentte yeni alanlar açılması lazım. Şu anda bina yenileme yapılıyor. Nüfus artıyor; fakat yeni otopark alanları yollar yapılmıyor. Dönüşüm eğer ada bazlı olursa kente yeni alanlar kazandırmak mümkün olabilir. Bu konuda Bakanlıklar ve yerel yönetimlerin dönüşümü teşvik etmeleri gerekir.