İstanbul’da beklenen deprem Boğaziçi İmar Kanunu’na tabi bölgelerdeki konut sahiplerini korkuttu.
Avrupa Yakası’nda Ortaköy’den başlayıp, Rumeli Feneri’ne, Anadolu Yakası’nda ise Paşa Limanı’ndan başlayıp Anadolu Feneri’ne uzanan bölgede 1983 tarihinde çıkan 2960 sayılı, “Boğaziçi Kanunu” gereği, yeni yapma ve yenileme hakkı yasağı var. Çoğunlukla 80 öncesi yapılan bu binaların olduğu Arnavutköy, Bebek, Yeniköy, Anadolu Hisarı, Kavacık öngörü alanı, Çengelköy, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Paşabahçe gibi tarihi semtlerin depremde büyük risk altında kaldığı ve tadilat yasağının yalı sahiplerini korkuttuğu belirtiliyor.
1983 yılında askeri yönetim döneminde alınan kararla, bölgedeki nüfus yoğunluğunun azaltılması amacıyla çıkan 2960 sayılı yasadan bu yana Boğaziçi öngörü bölgesinde yer alan yapılara herhangi bir tadilat yapılamadığını söyleyen Restoratör Mimar Dr. Sinan Genim, çok az binanın bunu yapma imkanına sahip olduğunu belirterek özellikle vadi tabanında yapılan evlerin riskli olduğunu ifade etti.
Boğaziçi öngörü bölgesinin Avrupa Yakası’nda Ortaköy’den başlayıp, Rumeli Feneri’ne kadar uzandığını, Anadolu Yakası’nda ise bu alanın Paşa Limanı’ndan başlayıp Anadolu Feneri’ne kadar devam ettiğini aktaran Genim, açıklamalarının devamında şunları söyledi:
“Avrupa Yakası’nda Arnavutköy, Bebek, Yeniköy’de, Anadolu Hisarı, Kavacık öngörü alanı, Çengelköy, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Paşabahçe’de özellikle yamaçlardaki ve vadi tabanındaki yapılar riskli. Dolayısıyla bu yapılar gözden geçirilmeli ve yeniden yapılmalı. Yalılara sadece lokanta, otel, kafe gibi kamuya açık bir işlev üstlenmeleri halinde restorasyon hakkı tanınıyor.”
Kahramanmaraş depreminden sonra kendisini birçok yalı sahibinin aradığını söyleyen Mars Genel Müdürü Hakan Bucak “Sadece bu hafta beni 4-5 yalı sahibi aradı. Deprem karşı güvenli şekilde yapılmış 500 metrekarelik büyük ve güvenli rezidans daire arıyorlar. Çünkü boğazdaki bu yapılar en az 40-50 yaşında. Boğaziçi İmar Kanunu’ndan dolayı bu binalar güçlendirilemiyor ya da güçlendirilme için gerekli izinlerin alınması çok zaman alıyor” dedi.
28 yıldan beri Boğazda emlakçılık yapan, Bosforce Yönetici Ortağı Ulvi Özcan da konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bu konu gerçekten kanayan yara. Boğaziçi’nde zemin sağlam olmakla birlikte Boğaziçi sahil şeridinde ve öngörünüm bölgesinde binaların çoğu eski ve bakımsız. Binalarda bölgedeki yoğun nem nedeniyle korozyon meydana geldi ve yıllar geçtikçe bu konu daha çok önem kazanıyor. Bu nedenle bu binalarda yenilenmeye veya kapsamlı tadilata ihtiyaç duyuluyor. Deprem gerçeği karşımızda dururken bu konuda hiçbir şey yapılmaması inanılmaz bir durum. Hem ülkenin en önemli marka değerlerinden birinin ihya edilmesi, hem de deprem gerçeğinden mağduriyetleri önlemek için hükümet ile İBB elele verip çalışmalı, aksi takdirde bu işin faturasının çok ağır olacağını düşünüyorum.”
(Haber kaynağı: Leyla İlhan – Ekonomim)