Gayrimenkul Sektörü Stratejisti ve Emlak dream editörü Bilge Özdemir, “Seçim Süreci Konut Politikalarının gayrimenkul satışı üzerindeki etkilerini“ emlakdream.com’a özel değerlendirdi, önerilerde bulundu.
9 Haziran 2015’de kaleme aldığım yazımı dönemin seçimlerine yönelik yazmış ve yayınlamışım.
Yıl 2023 olmuş, üzerinden 8 koca yıl geçmiş, sanki “zaman durmuş“ tespitlerim, problemler güncelliğini korumaya devam ediyor.
Yıl – 2015;
Hükümet senaryoları gayrimenkul talebini nasıl etkileyecek?
Gayrimenkul Sektörü Paydaşları için seçim sonuçlarında, sandıktan gayrimenkulün çıkıp / çıkmaması önem taşımaktadır.
Seçimden sonraki süreç için, seçim sonuçlarını göre öngörülerde bulunmanın sakıncalarına rağmen bazı tespitlerde bulunmak istiyorum:
Yıllar öncesinin “konut-emlak“ anlayışı ile bugünün gayrimenkul anlayışı farklılaştı… Bugün artık bir sektörden; Gayrimenkul Sektöründen, farklı bir sanayiden bahsediyoruz.
İnşaatından; yan sanayisine, pazarlamasından; satışına, iletişiminden; hizmet gruplarına, finansmanından; mortgage’a… Hükümetlerin büyüme modelleri ne olursa; olsun, özünde insanın olduğu tüm anlayışlarda öncelik sırası değişse de gayrimenkul kendine yer bulacaktır.
Sanayileşme; kentleşme,
üretim; büyüme,
büyüme; istihdam ,
istihdam; yaşam alanları demektir.
TÜRKİYE: DÜNYA bir devlet, TÜRKİYE bir şehir olsaydı… konumu itibarı ile Türkiye stratejik özellikleri ile öncelikli tercih edilecek bir nokta olurdu.
Önümüzdeki dönemlerde oluşabilecek hükümet senaryolarına göre; kentleşme süreçleri Anadolu’ya yönelebilir.
İSTANBUL: Farklı bir söylemle, Napolyon’ un dediği gibi “Eğer DÜNYA tek bir ülke olsaydı, başkenti İSTANBUL olurdu“ yaklaşımı tarihe düşülen bir not değil, hakikattir. Dünya döndükçe de İstanbul’ un konumu değişmeyecektir.
İstanbul’da değişim ve yerleşimi anlayabilmek için konuya 2 farklı boyutda bakmak gerekir: Bunlar; değişen “sosyo ekonomik yapı“ ve “kentin yüzü” dür.
Kent çeperlerini zorlayan İstanbul’ da ikame edemediğimiz tek değer; arsa’ dır. Arsa fiyatlarının, bulunduğu noktalardan geri gelmesi mümkün değildir. Günümüzün şartlarında tıkanan kentsel dönüşüm, deprem tehdidi altında yıkılmayı bekleyen sanayi – konut yapısı iç göçlere hız verecektir.
YERLİ TALEP: son yıllarda “dur-kalk“ devam eden bir talep izledik. Hükümet sürecine bağlı olarak ertelenen talebin 2024 ile yeniden şekilleneceğine inanıyorum.
YABANCI TALEP: yabancı talep şekillenecek hükümet yapısına göre “bekle – gör“ stratejisine geçebilir.
Yıl – 2023;
Yabancı Talep: Yabancı talebe yönelik millet ittifakının önerilerimizi dikkate almasını önemsiyorum.
Cumhur İttifakı bu dönemde radikal değişikliklere gitmez ise süreç yolda düzeltilmeye devam edecek.
Yerli Talep; Son 5 yıla yakın süredir 1.el/proje pazarı %30 ortalama payı ile yerinde saydığını gösteriyor. Cumhur ittifakından pazarın moralini toparlayacak kredi olanakları sunamaz ise sektör yerinde saymaya devam edecek.
Millet İttifakında ise; özel ve kamu sektörü uyumunun zaman alması, Mortgage kredi olanaklarının piyasa beklentilerine yönelmesi zaman alabilecektir.
Gelişmeler ve beklentiler 2015’de 2023’de ayni… Gayrimenkul sektöründe Çift Karekterli bir yıl yaşayacakmışız gibi duruyor. Temmuz’a kadar “Bekleyip – Görecek“, “Temmuz ayı ile birlikte gördüklerinden ders çıkarıp“ Yola Koyulacak“