Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) 2023 yılı ilk çeyrek dönemine ilişkin İnşaat Sektörü Analizi Raporu’na, Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve 11 ilde büyük yıkımla sonuçlanarak çok sayıda can kaybına neden olan depremlere ilişkin tespitler öne çıktı. Depremlerin dayanıksız yapı üretiminin yaygınlığını bir kez daha gözler önüne serdiğine dikkat çeken raporda, “Ortaya çıkan yaklaşık 230 milyon tonluk enkaz, boyutu itibarıyla Erciyes Dağı’nın büyüklüğü ile kıyaslanmıştır. Yitirilen canlar ve yıkılan binalar, doğal afet risklerini ve zemin şartlarını dikkate alan kentsel planlamanın, yetkin mühendisliğin, projeye uygun imalatın, doğru ve kaliteli malzeme kullanımı ile yapım faaliyetleri denetiminin hayati önemini ortaya koymaktadır” denildi.
Ekonominin genelinde 200’ün üzerinde alt sektöre yarattığı talep ve istihdam gücüyle dinamo rolü üstlenen inşaat sektörünün öne çıkan oyuncularını temsil eden Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Kahramanmaraş merkezli depremlerle bir büyük acı daha ortak hafızamıza kazınırken, yapı stokunda dönüşümden daha fazla kaçınamayacağı ortaya çıkan Türkiye’nin aynı zamanda zihniyette değişime ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçtiğini belirtti. TMB, yapı güvenliği için doğal afet risklerini ve zemin şartlarını dikkate alan kentsel planlamanın, yetkin mühendisliğin, projeye uygun imalatın, doğru ve kaliteli malzeme kullanımı ile yapım faaliyetleri denetiminin hayati önemini vurguladı.
Türkiye’nin en köklü sivil toplum örgütlerinden TMB, ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nun Nisan 2023 sayısını yayımladı. “Deprem Felaketinin Acıları İçinde Seçim Süreci” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler değerlendirildi.
Dayanıksız yapı yaygınlığı gözler önüne serildi
Raporda, Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan depremlerin, ülkemizde yaşanan acı tecrübelere rağmen depreme karşı yeterli önlemin alınmamış olduğunu ve dayanıksız yapı üretiminin yaygınlığını bir kez daha gözler önüne serdiği belirtilirken, “Ortaya çıkan yaklaşık 230 milyon tonluk enkaz, boyutu itibarıyla Erciyes Dağı’nın büyüklüğü ile kıyaslanmıştır. Yıkılan binalar ve yitirilen canlar, doğal afet risklerini ve zemin şartlarını dikkate alan kentsel planlamanın, yetkin mühendisliğin, projeye uygun imalatın, doğru ve kaliteli malzeme kullanımı ile yapım faaliyetleri denetiminin hayati önemini ortaya koymaktadır” değerlendirmesi yapıldı.
İmar affı gündemden çıkartılmalı, yeterlik sistemi etkin uygulanmalı
Deprem bölgesinde inceleme yapan teknik ekiplerin yapı hasarlarıyla ilgili tespitlerine yer verilen İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nda, “Öncelikle 2019 yılında yapı müteahhitlerinin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliklerine göre sınıflandırılması için çıkarılan ‘Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmelik’, yurt çapında etkin ve taviz verilmeden uygulanmalıdır. Sektörde denetim sistemi mekanizmaları mutlaka güçlendirilmelidir. Süreçte sorumluluğun çok taraflı olduğu gerçeği kabul edilerek, ülkenin gündeminden imar affı ve benzeri uygulamalar tümden çıkartılmalı; aksine, müeyyidelerin caydırıcı olması sağlanmalıdır” saptaması yapıldı.
Kentsel planlamanın önemi büyük
Çalışmada, deprem bölgesindeki yeniden inşa çalışmalarının planlı ve denetimli biçimde yürütülmesi önemli iken ülke genelinde (kentsel ve kırsal) yapıların depreme dayanıklı biçimde dönüşümden geçirilmesine duyulan ihtiyacın da büyük olduğu belirtildi. Yapılaşmanın ilk aşaması olan kentsel planlamanın önemini ortaya çıkardığına değinilerek, “Bu nedenle, zemin şartlarını dikkate alan imar planları ve yapı şartnameleri hazırlanması, olası imar aflarına güvenen kaçak yapılaşmanın önlenmesi, yüksek riskli yapı stoku için etkin kentsel dönüşüm politikaları geliştirilmesi gerekmektedir” denildi.
Dönüşüm için kapsamlı finansal çözümler gerekli
Ülke genelinde 1999 Marmara Depremi öncesi şartnamelerle yapılmış çok büyük yapı stokunun bulunuyor olması nedeniyle “afet odaklı” yaklaşımla kentsel dönüşüm adımlarının hızlandırılmasının önemine işaret edilen raporda, aynı zamanda bu hayati sürecin vatandaşın inisiyatifine bırakılmadan başlatılıp sonuçlandırılması ve güvensiz yapıların hızla tahliye edilerek dönüşümün devletin desteğiyle gerçekleştirilmesi ihtiyacı vurgulandı. Ekonomik gelişmeler neticesinde düşen alım gücü ve içinde bulunulan enflasyonist ortamın toplumun geniş kesimleri için krediye erişimde büyük engel teşkil ettiği de belirtilerek, ülke genelindeki kentsel dönüşüm konusunda sadece İstanbul’daki ihtiyacın bile kapsamlı finansal çözümler gerektirdiği hatırlatıldı.
Çalışmada ayrıca, hayati unsur olan yapı güvenliğinin sağlanması için inşaat sektörünün kontrollü biçimde gelişmesinin önemi belirtilerek, “Sektör sağlıklı biçimde yapılanmadan ülkemizin kalkınma hedeflerinin sürdürülmesi de mümkün değildir” değerlendirmesine yer verildi.
Deprem bölgesine 4 binden fazla iş makinası sevk edildi
TMB ve üyelerinin Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin çalışmalarına da yer verilen rapora göre; afetin hemen ardından deprem bölgesine 4 binin üzerinde iş makinası, 22 binden fazla ekipman ile birlikte kurtarma çalışmalarına destek olabilecek 3 bini aşan tecrübeli personeli bölgeye yönlendiren TMB üyelerinden özellikle madencilik ile tünel gibi altyapı işleri bulunanların sevk ettikleri ekipler enkaz altından emniyetli biçimde çok sayıda can kurtarılmasını sağladı. Üye firmalar ayrıca, depremden etkilenen illerde ilk aşamada çadır kentlerin, izleyen günlerde de kalıcı konteyner kentlerin kuruluşunu üstlendi. Süreçte koordinasyon sağlayan TMB, deprem bölgesine yönelik yardımlar kapsamında sektör adına üye firmalar ile istişarede bulunarak 2023 yılında yapılacak hakediş ödemelerinin %1’lik tutarının yeniden imar çalışmaları için AFAD’a bağışlanması önerisi getirerek bu öneriyi Cumhurbaşkanı Yardımcılığı makamı ve kamuoyu ile paylaştı.
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 2023 yılının ilk çeyrek dönemini değerlendirdiği raporda, inşaat sektörüne ilişkin özetle şu tespitlere de yer verildi:
SEKTÖR 2022’DE SALGIN YILINDAN DAHA FAZLA DARALDI: İnşaat sektörü esasen 2018-2019 döneminden bu yana iç ve dış ekonomik gelişmelerin etkisiyle küçülmektedir. 2022 yılında daralmanın hızlandığı inşaat faaliyetleri, yılın ilk üç çeyrek döneminde yıllık bazda sırasıyla %7,5, %10,7 ve %15 oranlarında küçülmüştür. Sektör, aralıksız olarak son 5 çeyrek dönemdir süren daralmadan sonra yılın son çeyreğinde %2 büyüme kaydetmiştir. 2022 yılı genelinde ise sektör, salgın yılı 2020’den (-%5,5) daha derin bir daralma (-%8,4) yaşamıştır.
İNŞAAT MALİYETLERİ 8 YILDA 8 KAT ARTTI: Salgının etkileri ve döviz kurundaki gelişmelerle birlikte 2021 yılında temel girdi maliyetlerinde %150 düzeyine varan fiyat artışlarının yaşandığı görülmüştür. Ardından ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşının hammadde fiyatları üzerinde küresel çapta yarattığı etkiyle de 2022 yılında bu oranın %170’i aştığı izlenmiştir. Sektörün öne çıkan girdilerindeki maliyet artışı geçtiğimiz yıl da devam etmiş Mart 2022 – 2023 dönemi itibarıyla ise yıllık fiyat artışları öne çıkan seçilmiş girdilerden hazır betonda %92 ve çimentoda %88 olmuştur. TÜİK İnşaat Maliyet Endeksi, Şubat 2023’te yıllık bazda %72,4 ve aylık bazda da %2,1 yükselmiştir. Endeks kapsamında malzeme endeksi yıllık bazda %62,5 ve aylık bazda %3,4 artarken, işçilik endeksi ise yıllık bazda %104 artmış ve aylık bazda %1,2 azalmıştır. Endeks (846,7 puan ile), inşaat maliyetlerinin son 8 yılda 8 kat arttığını ortaya koymaktadır.
KAMU MÜTEAHHİTLERİ ARTAN MALİYET NEDENİYLE YASAKLI DURUMDA: İnşaat sektörünün talebe paralel konut üretimini sağlayabilmesi için sektörün kamu projelerinde yaşadığı sorunların giderilmesi gerekli görülmektedir. Kamu projelerinde son dönemdeki yüksek maliyet artışları nedeniyle yaşanan sorunlar çıkarılan düzenlemelerle giderilememiş, Anadolu’nun dört bir tarafında birçok müteahhitlik firması üstlenmiş olduğu projeleri tamamlayamaz hale düşmüş, teminat mektupları nakde çevrilmiş ve ihalelerden yasaklı duruma gelmiştir. TMB tarafından bu müteahhitlere tek seferlik sicil affı getirilmesi yoluyla yasaklarının kaldırılması konusunda hükümete çağrıda bulunulmaktadır.
RİSKLİ ŞEHİRLERDE KONUT SATIŞI DÜŞTÜ: Halihazırda ülkemizde her yıl 800-850 bin konuta ihtiyaç duyulurken, sektörde yaşanan sorunlarla (yüksek arsa maliyetleri ve inşaat malzemesi fiyatlarındaki artışlar gibi) birlikte arz tarafında bir süredir gerileme yaşanmaktadır. Yaşanan depremlerle birlikte ülkemizin konut piyasasının genelinde yeni ve daha zorlu sorunlar gündemdedir. Depremler sonrasında (Şubat’ta), başta İstanbul olmak üzere, riskli görülen şehirlerde konut satışlarının düştüğü izlenmiştir. İlaveten izleyen günlerde sanayi sektörünün tesislerini taşımak için deprem riski bulunmayan çevre illeri mercek altına aldığı takip edilmiştir. Ankara ve İzmir’in toplam satışlardan aldığı payda artış dikkat çekerken, yabancılara konut satışındaki düşüşte hızlanma yaşanmıştır.
YURT DIŞINDAKİ PROJE BÜYÜKLÜĞÜ 477 MİLYAR DOLARI BULDU: Ocak-Mart 2023 dönemi itibarıyla Türk inşaat sektörü yurt dışında 4,1 milyar ABD Doları tutarında 52 proje üstlenilmiştir. Böylece sektörün ilk kez 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 133 ülkede üstlenilen 11 bin 700 projeyle toplam 477 milyar ABD Doları olmuştur.
KÖRFEZ’E YÖNELİK ÇALIŞMALAR HIZLANDI: Rusya-Ukrayna savaşının Türk yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde yarattığı kayıp sürerken, Türk müteahhitler için yeniden açılan Körfez pazarında özellikle Suudi Arabistan’a yönelik çalışmalar geçtiğimiz çeyrek dönemde hız kazanmıştır. Ülkeye 19-20 Mart 2023 tarihlerinde Ticaret Bakanı Mehmet Muş başkanlığında ve TMB organizasyonunda bir Müteahhitlik Heyeti Ziyareti gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler çerçevesinde Suudi Arabistan Ticaret Bakanı Majid Al-Kassabi, Public Investment Fund tarafından her yıl 40 milyar ABD Doları tutarında proje gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini, Türk müteahhitlik firmaları ile alt ve üst yapı, turizm, konut başta olmak üzere birçok alanda işbirliği imkanı bulunduğunu belirtmiştir.
IRAK’A DA MÜTEAHHİTLİK HEYETİ GÜNDEMDE: Sektörün öne çıkan pazarlarından (33 milyar ABD Dolarlık projeyle Orta Doğu’da birinci, dünyada üçüncü büyük pazar) olan ancak güvenlik sorunları henüz geride bırakılamayan Irak’a bir müteahhitlik heyeti ziyareti düzenlenmesi de gündemde yer almaktadır. Göreve yeni gelen Irak Cumhuriyeti Başbakanı Shia Al Sudani, Türkiye ziyareti sırasında 22 Mart 2023 tarihinde düzenlenen toplantıda Türk müteahhitlik firmaları ile biraraya gelmiş, bu vesileyle ülkedeki yenilenebilir enerji, konut, sağlık tesisi ve tarım projelerindeki ihtiyacı dile getirerek müteahhitlerimizi Irak’a davet etmiştir.
AVRUPA RENOVASYON FIRSATI SUNUYOR: Bu yıl dünya ekonomisindeki ivme kaybıyla ülkelerdeki nakit açığının, küresel altyapı yatırımlarını sınırlandırması beklenmektedir. Diğer taraftan yenilenebilir enerji yatırımları için uluslararası kuruluşların finansman imkânları artmıştır. Avrupa ülkelerinde savaşla birlikte ve Avrupa Yeşil Mutabakat (AYM) kapsamında enerji yatırımları ile renovasyon projelerinden sektör için yeni fırsatlar oluşabilecektir. Birlik genelinde enerji tüketimini 2030’a kadar %11,7 azaltma kararı alan AB kurumlarının bu adımı kapsamında üye ülkelerde her yıl kamu kurumlarına ait binaların toplam yüzölçümlerinin en az %3’ünün restore edilmesi beklenmektedir.