Türkiye’nin en büyük kent içi raylı sistem işletmecisi Metro İstanbul, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımı ile yerli tramvay aracı TRAM34’ü tanıttı ve Metro İstanbul Ar-Ge Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 22 Temmuz 2022 tarihinde başlatılan “300 Günde 300 Proje” maratonunun 300’üncü projesini tanıttı. İBB iştiraki Metro İstanbul, Cumhuriyetin 100. yılında, yüzde 100 Türk mühendisliği ve tasarımı ürünü yerli üretim raylı sistem aracı “TRAM34”ü hayata geçirdi.
TRAM34’ün tanıtımı ve Metro İstanbul Ar-Ge Merkezi’nin açılış töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin ve Metro İstanbul Genel Müdürü Özgür Soy konuşmalarını yaptı.
“Bu şehir için çalışmayı çok seviyoruz”
Metro İstanbul’un Esenler’deki Genel Müdürlük Kampüsü’nde düzenlenen törende konuşan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“Bugün 300’ncü projenin adı; çok kıymetli: TRAM34 lansmanı, Metro İstanbul Ar-Ge Merkezi’mizin açılışı. Memleketimizin gelişimini simgeleyen işler yaptığınızda daha da gururlanıyorsunuz. Özellikle bu şehrin çocuklarını, gençlerini, kadınlarını çalıştırmaya, çalışmaya, onlarla birlikte hedef yükseltmeye dönük bir süreci tariflerken daha heyecanlanıyorsunuz. İnşallah 400’üncü projeye doğru da yol alırız. Önümüzde bir süremiz daha var. Ben bu dönemi, özenli bir dönem olarak tarifliyorum. Çünkü biz, bu şehir için çalışmayı çok seviyoruz. Çok kısa süre içerisinde, inşallah ülke için de çok çalışmaktan büyük bir onur duyacağımıza inanıyorum. İBB olarak özellikle önceliğimiz, 16 milyon insanımızın hayatını kolaylaştırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek. Bunun için çok önem verdiğimiz ve çok mesai harcadığımız, en yüksek bütçeyi de harcadığımız bölüm, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin raylı sistemleri. Net olarak söylemek gerekirse, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük şehrinin ulaşımdaki rahatlaması, ancak raylı sistemlerin gelişmesiyle mümkün.”
“Metro üretiminde büyük adımlar attık”
“Pelin Hanım, 740 kilometreye varan 2030 vizyonumuzu sizinle paylaştı. Bu çok kıymetli bir yolculuk. Bunu başarmak zorundayız. Bunu başaramadığımız takdirde, İstanbul’un gerçekten yaşam kalitesini sürdürülebilir bir hale getirmemiz mümkün değil. Bugün, güzel başarılar elde ettiğimiz bu sürece, yeni bir başarımızı daha eklemenin keyfini yaşıyoruz. Haziran 2019’da, ‘Metroları İstanbul’da ulaşımın omurgası haline getirmek ve şehrimize daha düşük maliyet ve daha kısa sürede, çok daha fazla metro kazandırmak için yola çıkıyoruz’ demiştik. Bu yolda büyük adımlar attık. Metro, tramvay açılışlarında, inşaat süreçlerinde bir araya geldik ve gelmeye devam edeceğiz. Bugünse, bu alanda ortaya koyduğumuz vizyonun geldiği noktada, 85 milyonu gururlandıracak bir ana tanıklık ettiğimizi ifade etmek isterim. Tramvay aracımız TRAM34’ün tüm tasarım ve tescil süreçlerini tamamladık. Bugün atılan imza ile de Metro İstanbul, inşallah önemli bir adımı atıyor ve üretime resmen başlıyor.”
“Vizyonumuzun üç ayağı var…”
“Vizyonumuzun üç ayağı var. Birincisi; İstanbul’un ihtiyacı olan, yıllarca ihmal edilmiş metro yatırımlarını bir an önce bitirmek. İkincisi; metro işletmesinin kalitesiyle birlikte, konforlu ve dakik ulaşımını sağlamak. Bu çok önemli. Çünkü insanlar kullandıkça ve keyfi yaşadıkça metroyu daha çok seviyor. Üçüncüsü ise; bu alanda, bu ortamı bir fırsata çevirerek, yerli üretimin ve yerli teknolojinin geliştirilmesine öncülük etmek. Biz, eğer şu anda dünyanın en üst seviyede metro üretimini gerçekleştiriyorsak ve tabiri caizse yerini altını, metroyla, demir ağlarla örüyorsak, bu ihtiyacın diğer ürünlerini, araçlarını ve tüm unsurlarını hazırlamak sorumluluğumuz var. Şimdi de bu alanda, yerli üretimin ve yerli teknolojinin geliştirilmesine de öncü olmayı hedefliyoruz.”
“4 yılı 25 yılla kıyaslıyorlarsa, çok güzel işler başardık demektir”
“Dört yılda yaptıklarımızı 25 yılla kıyaslıyorlarsa, çok güzel işler başardık demektir. Bu kadar kısa sürede Metro İstanbul’u da dünya markası haline getirmek için arkadaşlarımın ortaya koyduğu vizyoner çalışmaları ve sonuçlarını, aldıkları belgeleri ile Genel Müdürümüz bizimle paylaştı. Metro İstanbul, dünyaca tanınan bir İBB markası haline gelmiştir. Daha da yukarılara tırmanacağına da yürekten inanıyorum. Bu bizim için büyük bir gurur. Tabii daha da gururlanmak için buradayız. Çünkü hem hafif metro hem de tramvay işlevine sahip kendi raylı sistem aracımızın üretimine başlıyoruz. Gerçek bir milli teknoloji ürünü olması kıymetli. TRAM34’ü biz üreteceğiz. Çünkü TRAM34’ün sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Tesciliyle, Ar-Ge Merkezi’yle, çıkan tüm patentleriyle ve sevgili yol arkadaşlarımızın emeğiyle bu mümkün oldu.”
“16 milyon İstanbullunun hak sahibi olduğu bir ürün”
“Bizim burada bir farkımız, kamuya bir patentli ürün kazandırıyoruz. Bu kıymetli. Yani 16 milyon İstanbul’un hak sahibi olduğu bir ürünü sizlerle paylaşmış oluyoruz. Milli teknolojinin tam anlamıyla bu olduğunu da ifade etmek isterim. 2021 yılının Temmuz ayında burayı ziyaretim sırasında, çalışma arkadaşlarım bana Ar-Ge Merkezi’ni gezdirdiler ve buraya nasıl heyecanla baktıklarını Genel Müdürümüz, Genel Müdür Yardımcımız ve diğer bütün arkadaşlar gösterdiler. O gün daha kurulum aşamasında olan bu Ar-Ge Merkezi, ne yazık ki bakanlıktan tescilini alamamıştı. Her konuda uğraştırıldığımız gibi, bu konuda da biraz bekletildik. Ama TRAM34 projesi bana anlatıldığında, arkadaşlarımda o heyecanı da gördüğümde, açıkçası ben de heyecan duydum ve hemen başlamaları gerektiğini, bu konuda cesur olmaları gerektiğini kendileriyle paylaştım. Bugün hem Metro İstanbul’un hem de Raylı Sistem Dairesi Başkanlığımızın o gün daha fikir aşamasında olan bir projeyi sahiplenmeleri, tüm aşamaları tamamlayarak hayata geçirmeleri çok önemli. Yani hem tasarım oluştu hem patent alındı hem sistem olgunlaştı hem müşterisi işe hazırlandı hem de ürün hazırlandı. Şimdi üretimine başlanacak. Bu kadar bir zaman diliminde bunu başarmış olmaları, kesinlikle alkışı hak ediyor. Hepsine teşekkür ediyorum.”
“36 senede tahsil ettikleri parayı bizden 10 ayda aldılar”
“Sabiha Gökçen’e bağlantı hattı olan, bakanlığın yaptığı hattın parasını bizden 10 ayda alıyorlar. Hani geçen açtılar ya, biz teşekkür ettik kendilerine. Peki bu mevzuat neydi daha önce? 36 senede devlet, kesintiyle bunun parasını alıyordu. ’36 sene çok, bunu 20 seneye bağlayalım’ değil. Bana 10 ayda parasını keseceğiniz garantiyi verin, o 740 kilometrenin hepsini 4 senede bitirmezsem namerdim. Ayıptır. Yani devlet, devletin kurumuna böyle bir zulüm yapar mı? İstanbullunun parası. Bunların bitmesi lazım artık. Bu boş işlerle uğraşmayı bırakalım. Herkesin derdi, bu memleketin gelişimi olmalı. Ve bu gelişim, bir mucize değil. Buradaki insanların emeği. Başka yerde, başka insanların emeği. Uçak yapıyordur. Başka bir şey yapıyordur. Yapsın. Daha fazlasını yapsın. Bu memlekete emanet artık. Bak biz ne diyoruz? Milletin bu. A partisinin, B partisinin değil; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin projesi. Geçmişten bugüne çalışan insanların emeği kardeşim. Metro İstanbul 34 yaşında.”
“Bu teknoloji atılımlarını bu memleketin gençleri için çalıştıracağız”
“Cumhuriyetin tüm kurumlarının kol kola girmesi lazım. 15 Mayıs’tan sonra bunu başarmamız lazım. Bakanlığıyla, belediyesiyle, devletin tüm imkanlarıyla… Ülke çıkarları için, milletin faydası için, sanayi ve teknolojiyi geliştirmek için, savunma sanayi, raylı sistemler, otomotiv, robotik, havacılık, uzay teknolojileri hiç fark etmez… Ayağa kaldırmak için kol kola girmemiz lazım. Bunların hiçbirisi, bir partiyle ilişkili bir şey değildir. Sanki biz, 2002’den önce düşünmeyen zombilerdik. İşte 34 sene diyoruz. 89’da. Hatta onun öncesi de var. Sayın Dalan vardı. Sonra Sayın Sözen vardı. 34 sene diyoruz. Sonra Erdoğan vardı. Sonra işte Sayın Gürtuna geldi. Merhum Topbaş… Hepsini çöpe mi atalım ya? Kaldı ki onlar belediye başkanı. Başka insanlar vardı. Onlardan bir tanesi, solumdakini beyefendiye sordum. 16 senedir burada. Allah razı olsun. İnşallah nice seneler çalışsın. Daha yeni girenler vardır. Daha eskileri vardır. Budur yani. Benim insanım kardeşim. Başka bir duygum yok benim. Ve bu olmalı. Onun için fark etmez. Bir avuç insan için ya da bir partiyi övmek için ya da bir kişiyi övmek için değil; bu teknoloji atılımlarını bu memleketin gençleri için çalıştıracağız.”
“Gençlerimiz, ülkeleriyle gurur duysunlar ve burada hayal kurmaya devam etsinler”
“Dijital dönüşüme devletin harcadığı bütçe yüzde 1 bile değil. Bütçenin binde 3’ü. Bunu söyleyen, bu teknoloji dünyasının en önemli sektörlerinin başındaki kişi. Dünyada, örneğin Meksika, bütçesinin yüzde 4’ünü teknoloji gelişimine ayırıyor. Yani bizimkinin neredeyse 10 katı. Gençlerimiz, ülkeleriyle gurur duysunlar ve burada hayal kurmaya devam etsinler. O bakımdan bugün eğer ülke dışına, özellikle iyi yetişmiş insanlarımız göç ediyorsa, buna bakıp sorgulamamız lazım, ‘Nerede hata yapıyoruz’ diye. Çünkü burada değer görmediklerini düşünüyorlar. Sebebi bu. ‘Biz değer görmüyoruz. Burada bir gelecek görmüyoruz. Bilim ve teknoloji alanında burada geleceği yakalayamam’ diyor gençlerimiz. Ülke, bilimin ve teknolojinin ışığında aydınlanmak zorunda. Bugün burada, gerçekten bu hayali gerçekleştirdiği için emek veren herkese yürekten teşekkür ediyorum.”
Metro İstanbul Genel Müdürü Soy: “18 hatta, 214 istasyonda, 214 kilometreyle hizmet veriyoruz”
“Aynı anda 10 metro diyoruz’ ama aslında 12 tane şantiyeyle başladık” diyen Metro İstanbul Genel Müdür Soy da “4 tanesini Başkanımızın önderliğinde tamamladık. 8 tanesi için de var gücümüzle çalışıyoruz. 2021 yılının Şubat ayında ben göreve başladım. Başladığımda 13 hatta, 158 istasyonda, 154 kilometre ile hizmet veriyorduk. Bir günde en fazla 2,2-2,3 üç milyon yolcu taşıyabiliyorduk. Bugün; 18 hatta, 214 istasyonda, 214 kilometreyle hizmet veriyoruz. 2022 yılının Ekim ayında, 2 milyon 869 bin yolcu taşıdık. İnşallah bu rekorumuzu, çok yakın zamanda 3 milyonla yenileyeceğiz ve 3 milyon yolcuyu da hep beraber kutlayacağız. Dünya metrolarında yolcu sayılarının azaldığı bir dönemde, Avrupa’nın yolcu sayısı en çok artan metrosu olduk. Metro İstanbul, çok büyük ve çok güçlü bir kuruluş. Türkiye’de raylı sistemler ile seyahat eden her 2 yolcudan birini, Metro İstanbul taşıyor ve tüm diğer şehir içi raylı sistemlerin toplamından daha büyük. Sayın Başkanımızın liderliğinde, çok yakın bir gelecekte Paris’i geçerek, Avrupa’nın en büyük üçüncü metrosu olacağız” bilgilerini paylaştı.
“Gelin buraya, burada yerli teknolojileri hep beraber geliştirelim”
“Bugün burada, bu çalışmaların vücuda getirdiği Ar-Ge Merkezi’mizin resmi açılışını yapmak üzere toplandık” diyen Soy, “Ar-Ge Merkezi’mizin çalışmaları, yaklaşık 3,5 yıl önce başladı. Ama Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan resmi tescil belgemizi ancak birkaç ay önce alabildik. Bu tesis, yeni teknolojiyi geliştirmek amacıyla kurulmuş bir merkez. Ama sadece Metro İstanbul için değil, tüm yerli üreticilere açık bir ürün ve teknoloji geliştirme platformu. Biz diyoruz ki, ‘Gelin buraya, burada yerli teknolojileri hep beraber geliştirelim.’ Hep beraber yerli teknolojileri geliştirip, yerli üretimi arttırmak için birlikte çalışalım. Genç mühendisler de kurdukları hayalleri burada gerçekleştirebilsinler” şeklinde konuştu.
“TRAM34; 24 metre uzunluğunda, 2,65 metre genişliğinde, 216 yolcuya hizmet verebiliyor”
TRAM34’le ilgili bilgiler paylaşan Genel Müdür Özgür Soy, “Cumhuriyetimizin 100. yılında, 34 adet raylı sistem aracının üretimi için gerekli tasarım ve mühendislik çalışmaları tamamlandı. Onay süreçlerinden geçildi. Bugün üretim sözleşmesini imzalamak için bir araya geldik. Türkiye’de yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve yerli üretimin desteklenmesi amacıyla, 2011 yılından beri yürürlükte olan ve bugüne kadar özellikle savunma sanayinde uygulama alanı bulan ‘Sanayi İş Birliği Programı’ kapsamındaki ilk raylı sistem projesini hayata geçirmek bize nasip oldu. Ve yine ne mutlu bize ki, burada tasarımı gördüğünüz aracı üreterek, İstanbul’a kazandıracağız. Şimdi sizleri TRAM34 ile tanıştırmak isterim. 24 metre uzunluğunda, 2,65 metre genişliğinde aracımız. Aynı anda 216 yolcuya hizmet verebiliyor. Hafif metro aracı olarak tasarlanan İstanbul’un yeni yüzü, işletme hızında 40 kilometre, maksimumda 80 kilometre hıza kadar çıkabiliyor. Bu özelliği ile hem tramvay hatlarında hem de hafif metro hatlarında kullanıma uygun. Yüzde 6 rampa eğimlerini tırmanabiliyor. Bu kabiliyetiyle de benzerleri arasında öne çıkmakta. Yeni nesil İstanbul aracımız TRAM34’ün fikri ve sınai mülkiyet hakları, tamamen Metro İstanbul’a ait olup, Türkiye’de, yüzde 100 Türk mühendisler ve teknisyenler tarafından seri üretime uygun olarak tasarlandı. Fikri ve sınai hakların bir kamu şirketine ait olması çok önemli. Onun altını çiziyorum. TRAM34, ilk etapta T4 Topkapı-Mescidi Selam Tramvay Hattı’nda kullanılacak” diye konuştu.
“Yüzde 60 ile en yüksek yerliliğe sahip, fikri sınai hakları yerli olan tek raylı sistem aracı”
Üretim ve test hattını Marmara Bölgesi’nde, yan sanayiye yakın bir lokasyonda oluşturduklarını söyleyen Özgür Soy sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Esenlerdeki tesislerimizde üreteceğimiz pantograf ve atölye besleme sistemleri ile; yolcu bilgilendirme ekipmanları kapsamında olan kamera, anons, bas konuş, varış yönü tabelası gibi sistemler üretim üssüne sevkedilerek, burada yan sanayide üretilen parçalar ve yurt dışından getirilen sistemlerle birleştirilerek üretimi ve testleri Metro İstanbul Mühendisleri tarafından tamamlanacak. TRAM34, yüzde 60’ın üstünde yerlilik oranıyla hem en yüksek yerlilik oranına sahip olan, hem de fikri ve sınai hakları yerli olan tek raylı sistem aracıdır. Bunu da gururla ifade etmek isterim.
TRAM34, benzer araçlara kıyasla yüzde 30 daha ucuza mal edilirken, aynı zamanda 34 araçlık ilk siparişte 80 milyon Euro’luk üretimde ülkemize en az 48 milyon Euro’luk katma değer sağlanacak. Projenin bu ilk aşamasında yaklaşık 1.000 kişi istihdam edilecek.
Tren üretimi için sözleşme imzası bugün atılsa da, projede şu ana kadar önemli bir mesafe kat edildiğini söylemek isterim.
Tasarım, aracın teknik spesifikasyonlarının belirlenmesi, model seçimi, endüstriyel tasarım tescili ve prototip kompozit gövde üretiminin yapılması, tamamlanan adımlardan bazıları. SİP çerçevesinin belirlenmesi sonrası Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile protokolün imzalanması da geride kalan bir başka önemli aşama. Bugün İBB ile atacağımız imzanın ardından devam edecek çalışmalar neticesinde ilk sürüş testlerimizi Eylül 2024’te, ilk araç teslimini Kasım 2024’te yapmayı planlıyoruz. Maksimum 3 yıl içerisinde 34 aracın tamamını teslim etmiş olacağız.
Bu heyecan verici proje, hazinenin ve özel sektörün sınırsız kaynaklarıyla değil, bir belediye iştirakinin kısıtlı şartlarıyla; başkanımızın vizyonu ve bir avuç ülkesini seven genç mühendis ve teknisyenin alın teriyle tamamen organik olarak hayata geçirilmiş bir projedir. Hiçbir teşvik sağlanmadığı gibi, Ar-Ge personelinin gelir vergisi ya da SGK ödemeleri gibi standart teşviklerden dahi yararlandırılmadığımızı özellikle belirtmek zorundayım.
Kapatırken son bir noktayı daha vurgulamak istiyorum: Biz bu treni Ar-Ge merkezimizde yüzde 80’in üzerinde yerlilik sağlayacak şekilde tasarladık. Ancak malumunuz, finansmanı yurt dışından sağlayabiliyoruz ve finansmanı sağlayan kuruluşlar da belirli bir miktarda kendi ülkelerinin üretimini şart koşuyorlar. İnşallah yerli teknolojilerin doğru şekilde desteklendiği bir Türkiye’de size yüzde 90’ın üzerinde yerliliğe sahip trenler, metrolar ve tramvaylar üretmenin sözünü veriyoruz.”
Önce imzalar atıldı, sonra Metro İstanbul Ar-Ge Merkezi açıldı
Konuşmaların ardından; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin ve Raylı Sistem Dairesi Başkanı Ceyhun Avşar ile Metro İstanbul Genel Müdür Özgür Soy ve Metro İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Fatih Gültekin, Ekrem İmamoğlu’nun şahitliğinde TRAM34’ün üretim sürecini başlatan imzaları attı. İBB Başkanı İmamoğlu ve beraberindeki heyet, imza töreninin ardından Metro İstanbul Ar-Ge Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi.