İstanbul’da öğrencilerin kiralık konut için yoğun şekilde tercih ettiği 8 ilçede kira fiyatları son 2 ayda ortalama yüzde 21 arttı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı ve Şehir Plancısı Buğra Gökce, üniversite öğrencilerinin kiralık konut için tercih ettiği ilçelerdeki fahiş kira artışlarına dikkat çeken bir açıklama yaptı ve çözüm önerilerini sıraladı.
Son 2 ayda enflasyonun yüzde 18 kiraların ise yüzde 21 artığını ifade etti Gökçe, “Üniversite öğrencilerinin kiralık konut için yoğun olarak tercih ettiği 8 ilçemizde kira fiyatlarında son 2 ayda yaşanan değişimi inceledik. İki emlak sitesinde yer alan ilanlardan aldığımız verilere göre 8 ilçede kiralar ortalama yüzde 21 artmış durumda. Son 2 aydaki enflasyonun yüzde 18 seviyesinde olduğu düşünüldüğünde, enflasyonun üstündeki kira artışlarının 2 temel sebebi olabilir.” diyerek o sebepleri şöyle açıkladı:
1 – Ev sahipleri daha yüksek gelir elde etmek için kira fiyatlarını arttırdılar. Makroekonomik koşullar nedeniyle, ev sahipleri enflasyon oranında veya enflasyonun üstünde bir gelir elde edebilmek için kira bedellerini sürekli arttırıyorlar. Özellikle üniversiteye yeni başlayacak öğrencilerin İstanbul’umuza gelecek olması, talep yönünde bir artış ürettiği için ev sahiplerinin bu talebi bir fırsat olarak değerlendirerek kira bedellerini çok yüksek oranda arttırması muhtemel.
2 – Konut arzı talebi karşılamıyor. İstanbul’da boş konutlar, yabancılara konut satışı, ölçüsüz şekilde artan sığınmacı ve düzensiz göçmen nüfusu gibi unsurlar nedeniyle büyük bir konut talebi var. Dolayısıyla fiyatlar taleple birlikte doğrusal olarak artıyor”
Kira sorununa yönelik önerilerini de paylaşan Gökçe, şu ifadeleri kullandı:
“Konut hakkı Anayasal bir haktır. Devlet vatandaşların konut talebini karşılayacak önlemleri almak zorundadır.
Sosyal konut uygulamasını hayata geçirmek, büyük şehirlerimizde sosyal konut üreterek halka arz etmek zorundayız.
Boş konutların da yeniden kullanılması için bir dizi öneri daha önce yapmıştık. Kademeli emlak vergisi uygulamasıyla boş konutlardan gerçek bedel üzerinden vergi alınarak bu boş konutların talebe arz edilmesini teşvik etmek gerekiyor.
Yabancılara vatandaşlık karşılığı konut satışı uygulamasının durdurulması da önemli. Bu uygulama vatandaşlarımızın konut erişimini kısıtlayan, konut piyasasını da dengesizleştiren bir noktaya erişmiş durumda. Kamunun görevi öncelikli olarak vatandaşların haklarını korumaktır. Eğer yapısal ve kalıcı adımlar atılmazsa İstanbul ve Türkiye’de konut krizi daha da derinleşecek. Tüm karar vericilerin bu nedenle gereken adımları atmasını umuyoruz.”
(Kaynak: Sözcü)