Türkiye’de ilk belediye teşkilatının 1855 yılında Şehremâneti adıyla İstanbul’da, ancak hukuki niteliklere sahip gerçek anlamda belediyelerin 1930 yılında ortaya çıktığı belirtilmektedir.
Ortada çok sesli bir kargaşadır gidiyor, geçenlerde İstanbul’un bir ilçesine yönelik sosyal medyada siyası parti aday adayının iletişimini gördüm; şu kadar gün sonra her şey değişecek diyor.
Ben mi yanılıyorum zaten burası bu siyasi partinin yönetiminde değil mi diye baktım.
Ben Yanılmıyormuşum… Her halde aday adayı yanıldı… diye düşündüm!
Aday Adaylarının, Partilerin Yarışması Siyasi Zenginliği ve Demokrasinin nimetlerini gösterir. Ancak partiler arası ve Parti içi rekabetlerin bu boyutu gelmesi biraz fazla gibi!
Belediye Başkanı Ne İş Yapar ?
Google arama sonucunda ilk karşıma çıkan tanımı aktarıyorum.
“ Kanunlara göre Belediye başkanı; il, ilçe ve kasaba gibi yerleşim merkezlerinin sınırları içerisindeki temizlikten, aydınlatmadan, su sisteminden, toplu taşımadan ve esnaf denetiminden sorumlu olan, belediye teşkilatını yöneten kişidir. Yani bir nevi “yönetici “ dir.“
Bu tanım, sanırım çok gerilerde kaldı. Belediyelerin kentsel yapısal sorunları bittiği için !.. kültürel ve sosyal konular önem kazanmaya başladı.
Şimdilerde “Sosyal – Katılımcı Belediyecilik“ moda !..
Sanırım siyasi partiler sosyal anlayışı; adayların sosyalliği – sosyal medya ile karıştırmaya başladı.
Şehirlerimiz; İklimlerin ve doğa olaylarının sürekli değiştiği, kentlerin eskidiği, kentsel dönüşüm – deprem – ekonomik gerçekler ile yüzleşmekte peş peşe felaketler yaşayabilmektedir.
Şehirleri yönetmeye adayların, siyasi kimliklerinden uzaklaşarak yerel yönetim sınırları içinde yerleşik – yaşayanların belediye başkanı olacağı öngörülmektedir.
Dünyadaki örneklerini uygulamaları bir tarafa bırakıyorum. Depremin izlerini – yarasını taşıyan, yerle bir olmuş, yeniden yapılanma ve hızla dönüşüm ihtiyaçlarının olduğu bu yerlerde adayların sosyal kimliği / popülerliği / tanınmışlığı ne kadar önem taşımalıdır.
Şehirleri Firmanız – Kendi işiniz kabul etseniz, finansal yönetimleri düşünmeden yönetsin diye hangi nitelikleri barındıran, tecrübe, deneyime sahip olan, iş kolunuz ile alakalı eğitim sahibine emanet edersiniz?
Geçmişte; Sanatçısından Sporcusuna, doktorundan avukatına farklı farklı tanınmış insanlar belediye başkanı olmuş, başarılı işlere imza atmış olabilir.
Ancak, kentlerin siyasi kimlik savaşına yenik düştüğü günümüzde teknik yeterliliğe sahip aday olabilecek başta şehir plancılar, mimarlar, inşaat mühendisleri yok mudur?
Kadrolarınız olabilir ancak, kadroyu yönetecek bilgi ve tecrübeniz yok ise, şartlar, siyasal rakipler ve kendiniz ile uğraşır durursunuz.
Milletin vekili olarak siyasi görev ile yetkilendirilenler, verilen vekaleti bırakıp, yerel yönetime neden aday olmaktadır?
Siyasi partiler için, yerel yönetim seçimlerinde adayların göreceli nitelikler ile iyi, yardım sever olması, oy alabilme yeterliliğine sahip olması, o kişilerin şehirleri bu dönemlerde yönetmesi için yeterli olmamalıdır.
Teknik ve inşaatı faaliyetler ile doğuşan kentlerin Belediye Başkanları“ katılım ve kadrolar/ekipten yerinde öğrenerek işi öğrenmek için “ zaman kaybetme lüksleri olmamalıdır. Ceketimi koysam kazanırım devri bitti gibi!..