İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Deprem ve Dirençli Kentler” isimli konferansa katılan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Anadolu coğrafyasının faylarla çevrili olduğuna dikkat çekerek “İzmir’de sadece deniz içinde değil her yerde faylar var. Bunlar deprem üretirlerse İzmir’i kelimenin tam anlamıyla felç eder.” dedi.
Türkiye topraklarının yüzde 90’ına yakınının canlı faylarla çevrili olduğunu söyleyen Görür, “Bu fayların her birinin kendine özgü karakterleri var. Her biri ne kadar büyüklükte, nasıl ve ne zaman deprem üretir? Nereyi, nasıl etkiler? O bölgede depremin şiddeti ne olur? Bunların hepsi, bu fayların özelliklerine bağlı.” diye konuştu.
Bilimle yönetilen ülkelerde depremlerdeki can kaybı sayısının yüksek olmaması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Görür, “Depremleri durduramayız. Kentlerimizi deprem dirençli yapabiliriz. Deprem dirençli yerler, bugünkü bilimle, teknoloji ile yapılabilir. Bunu yapabilecek her şeyimiz var.” dedi.
Görür, “Eğer insanlarımız talep etmezse, siyaseti zorlamazsa siyasetçi bu işe girmez. Biz de her depremde binlerce insanımızı toprağa veririz. Bu iş böyle gitmez. Bu deprem işini halletmemiz lazım; aksi halde tarihin çöplüğüne atılır, gideriz.” ifadelerini kullandı.
“İZMİR’DEKİ FAYLAR, İZMİR’İ FELÇ EDEBİLİR”
Görür konuşmasında konferansın gerçekleştiği İzmir’e ilişkin uyarılarda da bulundu.
İzmir’in bir deprem kenti olduğuna dikkat çeken Görür, “İzmir’de sadece deniz içinde değil her yerde faylar var. Bunların her biri 7 ve üzerinde deprem üretebilir. Bunlar deprem üretirlerse İzmir’i kelimenin tam anlamıyla felç eder.” dedi.
İnsanları tehdit eden fayların özelliklerinin bilinmediğini söyleyen Prof. Dr. Görür, şöyle devam etti:
“Şimdiye kadar bu özellikleri bilmeden geldik ve çok şanslıyız. Her fay hattının kendine özgü özellikleri var. İlk önce geometrisine bakılmalı. Fayın uzunluğu tespit edilmeli. Ayrıca fayın bazıları dallı budaklı olurken, bazıları paralel olarak yan yana dizilmiş olabiliyor. Bir diğeri derinliğinin tespit edilmesi. Sığ olan fay daha küçük deprem üretirken, derin olan fay büyük depremler üretebiliyor. Ayrıca fay hattının en son ne zaman deprem ürettiği de bilinmeli ki tekrar ne zaman deprem üreteceği öngörülecek. Bu nedenle düşmanımızı tanımalıyız. Bu düşman soteye yatmış ve ne zaman uyanacağı belli değil. Deprem olacağı zaman 100 binlerce insanımızı kaybetmek istemiyorsak; bu fay özelliklerini bilip, önlem almalıyız.”