CNN Türk’e açıklamalarda bulunan Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, “30 yıl içerisinde olma olasılığı yüzde 47. Bu çok yüksek bir şey. Dolayısıyla biz 24’üncü yıl içerisindeyiz” ifadelerini kullanarak İstanbul depreminin zamanlamasına dikkat çekti.
Prof. Dr. Naci Görür açıklamalarında şunları söyledi:
“Bu konuyu mümkün olduğunca uygun yerlerde, uygun şekilde dile getirmeye çalışıyoruz. 99 Gölcük depremleri olduktan sonra Marmara Denizi ve Marmara Bölgesi tehdit altına girdi. O zamandan beri Marmara’ya ve İstanbul’a ve Marmara Bölgesi’ne dikkat edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Yani insanlar elbette insani duygularla endişe edebilirler. Yani İstanbul’da çok şeyler yapıldı, doğru. Bunu belediyeler yaptı, hükümet yaptı, belli ölçüde halk yaptı ama bu yapılanlar yeterli değil. Bir an önce biz İstanbul’u planlı, programlı, devletiyle, belediyesiyle, vatandaşıyla, omuz omuza, kol kola, gönül birliğiyle depreme hazırlamamız gerekli. Yani aksi halde çok üzüleceğiz demektir. Şimdi kentsel dönüşüm denilince deprem odaklı kentsel dönüşümden bahsetmek lazım. Bir kenti depremi hazırlamak demek sadece yapı stokuyla olmaz. Yani İstanbul’u depremi hazırlamak için önce yönetimi, halkı, altyapıyı, yapı stokunu, ekosistem ve çevreyi, ekonomiyi deprem dirençli yapacaksın.
Bu zaman işini bilmiyoruz. Bu konuda yapılan yayınlar var. Son revize yayına göre de yine Parsons ve diğerleri bu çalışmayı yaptılar. Ve bilim dünyasının kabul ettiği yöntemleri uygulayarak ve ciddi bir dergide yayınlayarak diyorlar ki ‘Marmara Bölgesi’nde her an olmak kaydıyla 99’dan sonra her an olmak kaydıyla önümüzdeki 30 yıl içinde yani 99’dan 30 yıl içerisinde olma olasılığı yüzde 47. Bu çok yüksek bir şey. Dolayısıyla 30 yıl içinde dediklerine göre biz 24’üncü yıl içerisindeyiz. Yani dolayısıyla zararın neresinden dönülürse kârdır. Bir insanımız bile hayatını kaybetmezse bizim için önemlidir. Bir an önce en önemli gündem maddesi olarak bu işi alıp dediğim gibi hep birlikte, el birliğiyle, güç birliğiyle bu işleri yapmamız lazım.
Çok basit ve ortalama bir değerle yani insanların aklında kalacak düşünürsek, şimdi 2. Boğaz Köprüsü’nü düşünün. 2. Boğaz Köprüsü, yani harita üzerinde onun yerini belirleyin ve ona paralel doğu batı bir çizgi çizin. Onun güneyinde kalan alanlar, 99 depremlerini hissettiğinden çok daha fazla katbekat hissedeceklerdir. Kuzeyinde kalan alanlar daha az hissedeceklerdir. Yani bu çizgi bir anlamda hasar durumunu yansıtıyor olabilir. Ve yine daha özelleştirirsek Avrupa Yakası’nda zemin, Asya Yakası’na oranla daha kötü olduğundan Avrupa Yakası daha fazla hasar, Asya Yakası göreceli daha az hasar görecektir. Özellikle her iki yakada da kıyıya yakın yerler, dolgu alanları, kötü zemin yerleri, vadiler diğer yerlere oranla göreceli daha fazla hasar göreceklerdir. “