Ülkemizdeki değerli eğitimciler, hem bugünün hem de geleceğin dünyasına hazır bireyler yetiştirmek için kolları sıvadı. Son olarak 30 yıllık birikimini Türkiye ve yurt dışındaki en iyi okullara öğrenci yetiştirmek amacıyla hizmete dönüştüren eğitimci Ali Koç, Bodrum’da kurduğu köy okulunda, Türk ve dünya eğitim sistemleriyle uyumlu akademik programını uygulayarak öğrencilerini geleceğe hazırlıyor.
Günümüz koşullarında başarı olmanın yolu çocukların erken yaşlarda attığı adımlara bağlıyken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yıl okul öncesi ve ilkokullarda uyguladığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle birlikte öğrenciler 21. yüzyıl becerilerini kazanarak geleceğe hazırlanıyor. Öğrencileri dünya vatandaşı olarak yetiştirmeyi hedefleyen eğitimciler ise yerli modelleri global eğitim sistemleriyle harmanlayarak Türkiye’nin kırsallarına taşıyor. 30 yıllık birikimini Türkiye ve yurt dışındaki en iyi okullara öğrenci yetiştirmek amacıyla hizmete dönüştüren eğitimci Ali Koç, Muğla’nın incisi Bodrum’da kurduğu Zeytin Ağacı Okulu’nda Türk ve dünya eğitim sistemleriyle uyumlu akademik programını uyguluyor.
“OKULDAKI HERKES KÜÇÜK BIR TOPLULUK OLMAYI ÖĞRENIYOR”
Kesintisiz eğitim ilkesini savunarak kurduğu köy okulunda fen bilimlerinden İngilizceye kadar yoğun bir akademik program uyguladığını belirten Zeytin Ağacı Okulu Kurucusu Ali Koç, “Son yıllarda büyük şehirlerden daha küçük ve yeşil yaşam alanlarına doğru bir tersine göç yaşanıyor. Özellikle de çocuklarını sağlıklı ve huzurlu ortamlarda yetiştirmek isteyen aileler, şehrin zorlu ve stresli yaşam koşullarından uzaklaşıp Bodrum gibi beldelere yerleşmeyi tercih ediyor. Genellikle yüksek eğitim düzeyine sahip bu aileler, çocuklarının alacağı eğitimi de önemsiyor. Ben de ‘Bir çocuğun ilkokul ve ortaokul aldığı eğitim, daha sonra gitmek istediği her okula ulaşabilir ve uyum sağlanabilir nitelikte olmalıdır’ ilkesinden hareketle kurduğum Zeytin Ağacı Okulu ile bu ihtiyaca cevap olmayı amaçlıyorum. Çocukları doğadan, yaşadıkları çevreden, ait oldukları küçük topluluk içinde kuracakları sıcak ilişkilerden koparmadan, globalde de geçerliliği olan bir eğitim veriyorum” diyerek okulu hakkında bilgileri paylaştı.
Kurduğu eğitim köyünün en önemli özelliğinin öğretmenden rehberliğe tüm eğitimcilerin, özellikle de okul müdürünün kampüsteki tüm öğrencileri yakından tanıması olduğunun altını çizen Ali Koç’tan edinilen bilgilere göre, yoğun akademik programına rağmen kampüste bir köy havası yaşanıyor. Bodrum’un iklim koşullarına göre bazı dersler açık havada işleniyor. Öğrenciler öğle yemeğinde kendi yetiştirdikleri ya da bahçedeki ağaçlardan topladıkları meyve ve sebzelerden besleniyor. Öğretmeninden öğrencisine, mutfağından bahçesine kadar herkesin birbirini isimleriyle tanıdığı okulda küçük bir topluluk olmayı öğreniyor.
EBEVEYN AKADEMISI ILE ÇOCUKLARDAN ÖNCE AILELERI EĞITIM ALIYOR
Zeytin Ağacı Okulu’nun tam kapasitesine eriştiğinde bile sadece 200 çocuğun eğitim aldığı köy nitelikli bir kampüs olması hedefleniyor. Bodrum’da kurulan eğitim köyü, aynı zamanda bulunduğu bölge için de kültürel merkez olma özelliği taşıyor. Okulun bahçesinde bulunan taş bina, “SCHOLAE” adı altında bölgenin sanatçılarının, meslek erbaplarının ve bilim insanlarının bir araya geldiği, öğrenme amaçlı bir buluşma alanı olarak değerlendiriliyor.
SCHOLAE’nin ilk öğrencilerinin, okula kayıt yaptıran çocukların anne ve babaları olduğunu söyleyen Zeytin Ağacı Okulu Kurucusu Ali Koç, “Katılımcılar, Ebeveyn Akademi’sinde Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk ile birlikte yaz aylarından bu yana ebeveynliğin incelikleri üzerine çalışıyor. Sonraki yıllarda da kayıt yaptıran her ebeveyn için beslenmeden, sağlıklı dijital alışkanlıkların geliştirilmesine kadar her konunun işlendiği eğitimler gerçekleştirilecek” diyor. Her şeyden önce eğitimci olduğuna dikkat çeken Ali Koç, “İnsanlığın daha iyi, daha mutlu bir toplum olma idealiyle kendine vermiş olduğu kıymetli ve kadim bir hediye olduğuna inanıyorum. Bugün dünyanın dört bir yanında öğrenme aşkıyla yola çıkan her eğitimci, aslında aynı kadim kökten besleniyor. Bugüne kadar pek çok okulun kuruluşunda rol almış bir kurucu olarak, daima ülkemdeki ihtiyaca kulak verdim. Kendi okulumu da bu zamanın ihtiyaçlarına göre tasarladım” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Bodrum’un yerel özelliklerinden beslenen ama öğrencisini Türkiye’nin ve dünyanın en iyi okullarına gidebilecek standartlarda yetiştiren bir okul kurdum. Eğitime dair tüm bilgi ve deneyimini aktardığım Zeytin Ağacı Okulu’nun kurucusu olmaktan gurur duyuyorum. İlk ve en uzun süreli öğrencisi de ben olacağım. Öğrenme; tutkuyla çıkılan, yer yer zorluklarla karşılaşılan ve her zorlukla daha da çok öğreten akademik ve kişisel gelişimin iç içe geçtiği bir yolculuktur. Zeytin Ağacı da hayalini kurduğum ilk günden bugüne kadar bize çok şey öğreten, öğrenme aşkı, yaşama sevinci ve sürprizlerle dolu bir yolculuk oldu, olmaya da devam edecek.”