Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Marmaray Projesi 'nin 150 yıldır gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi.
''Marmaray'a olan sevdamız, 1860 yılında Sultan Abdülmecit'in mühendis Preault'ya, proje hazırlatmasıyla başlamıştı'' diyen Yıldırım, Mühendis Preault'ın, Sarayburnu ile Üsküdar arasında, ayaklar üstünde tasarladığı batık tünelin, arabalar için değil yayalar için olacağını, ancak o günün teknolojisiyle bu tünelin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını anlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla bu projeyi tozlu raflardan indirdiklerini ve çağın gereklerine uygun olarak yeniden tasarladıklarını ifade eden Yıldırım, ''(Bu yol yaya yolu olmayacak, demiryolu olacak) dedik. Adını da Marmaray koyduk. Bu projeyi dünyanın en saygın projelerinden biri haline getirdik ve 9 Mayıs 2004 tarihinde projenin temelini attık'' diye konuştu.
Kazı sırasında ortaya çıkan Arkeolojik buluntular nedeniyle çalışma takvimini 2013 yılı sonuna uzatmak durumunda kaldıklarını belirten Yıldırım, her iki yönden çalışmalara devam ederek sonunda projenin tüp tünel kısmında son aşamaya geldiklerini söyledi. Yıldırım, şöyle konuştu:
''Arılıkçeşme-Kazlıçeşme bölümünün ilk ray kaynağını attık. 150 yıl gerçekleşmesini beklediğimiz rüyamızın hayata geçmesi için önümüzde sadece 18 ay kaldı. Cumhuriyetimizin 90. yılında 29 Ekim 2013'te çifte bayram yapacağız. Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünde büyük rüyamız Marmaray'ın da açılışını yapacağız.
Ancak şunu unutmamak gerekir. Marmaray Projesi'ni sadece İstanbul'un iki yakasını birleştirmek için yapmadık. Marmaray'ı dünyayı birleştirmek, dünyanın iki yakasını birbirine bağlamak için yaptık. Çünkü Marmaray, Demir İpekyolu Projesinin sadece bir ayağı. Marmaray'ın diğer ayakları olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi, İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Projesi ve Ankara-Sivas Hızlı Tren Projelerini de yavaş yavaş tamamlıyoruz. Bu anlamda Marmaray, sadece Bakanlığımın değil, sadece hükümetimizin değil, milletimizin bir projesidir. Pekin'den Londra'ya uzanan güzergahta bulunan ülkelerin projesidir. Dünyanın üzerinde titrediği bir projedir. Adım adım sona yaklaşıyoruz.''
-Projenin tarihçesi-
İstanbul Boğazı'nın altından geçecek bir demiryolu tüneli ile ilgili düşünce, ilk olarak 1860 yılında ortaya atıldı. Tünel, deniz dibi üzerine inşa edilen sütunların üzerine yerleştirilen tünel olarak planlandı.
Bu tür fikirler ve düşünceler, izleyen 20-30 yıllık dönem içerisinde daha ileri düzeyde değerlendirildi ve 1902 yılında benzer bir tasarım geliştirildi. Bu tasarımda İstanbul Boğazı'nın altından geçen bir demiryolu tüneli öngörüldü, fakat bu tasarımda, deniz dibi üzerine yerleştirilen bir tünelden bahsedildi. O zamandan bu yana, çok farklı fikir ve düşünceler denendi ve yeni teknolojiler, tasarıma daha çok özgürlük kazandırdı.
İstanbul'da doğu ile batı arasında uzanan ve İstanbul Boğazı'nın altından geçen bir demiryolu toplu ulaşım bağlantısının inşa edilmesine yönelik istek, 1980'li yılların başlarında giderek arttı ve bunun sonucunda 1987'de ilk geniş kapsamlı fizibilite etüdü gerçekleştirilerek, raporlandı. Bu çalışma sonucunda, bugün projede belirlenen güzergah, bir dizi güzergah arasından en iyisi olarak seçildi.
1987 yılında ana hatlarıyla belirlenen proje, izleyen yıllar içerisinde tartışıldı ve yaklaşık 1995'te, daha detaylı etüt ve çalışmaların gerçekleştirilmesine ve 1987'deki yolcu talebi tahminleri dahil olmak üzere fizibilite etütlerin güncellenmesine karar verildi. Bu çalışmalar, 1998 yılında tamamlandı, elde edilen sonuçlar, daha önceden elde edilen sonuçların doğruluğunu göstererek, projenin İstanbul'da çalışan ve yaşayan insanlara birçok avantaj sunacağını ve şehirdeki trafik sıkışıklığıyla ilgili olarak hızla artan sorunları azaltacağını ortaya çıkardı.
1999 yılında Türkiye ve Japon Uluslararası İşbirliği Bankası (JBIC) arasında bir finansman anlaşması imzalandı. Bu kredi anlaşması, projenin İstanbul Boğaz Geçişi bölümü için öngörülen finansmanın temelini oluşturdu.
Bu kredi anlaşması, rekabete dayanan ihale yöntemiyle seçilecek olan bir uluslararası müşavirler grubunun teminini de kapsıyor. Seçilen müşavir olan Avrasyaconsult, Mart 2002'de proje için İhale Dokümanlarını hazırladı.
İhaleler, uluslararası ve ulusal yüklenicilere ve/veya ortak girişimlere açık olarak gerçekleştirildi.
2002 yılında boğaz tüp geçişi ve yaklaşım tünelleri ile 4 istasyon inşaatını kapsayan sözleşme BC1 Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi İnşaatı, Tüneller ve İstasyonlar işi ihale edildi, ihaleyi alan ortak girişim ile Mayıs 2004'te sözleşme imzalanarak Ağustos 2004'te işe başlanıldı. Bu sözleşme için 2006 yılında JICA ile ikinci bir kredi anlaşması imzalandı.
Ayrıca, projenin önemli bölümlerinin finansman anlaşmalarının düzenlenebilmesi amacıyla, Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ile 2004 ve 2006 yıllarında Banliyö Demiryolu Sistemlerinin (CR1) finansmanı için 2006 yılında ise Demiryolu Araçları İmali (CR2) finansmanı için kredi anlaşmaları imzalandı. Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası (CEB) ile de 2008 yılında CR1 sözleşmesinin finansmanı için, 2010 yılında ise CR2 sözleşmesinin finansmanı için kredi anlaşmaları imzalandı.
Sözleşme CR1 Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi ve Elektro-Mekanik Sistemler işi 2006'da ihale edildi (Önyeterlilik ilahesi 2004) ihaleyi alan ortak girişim ile Mart 2007'de sözleşme imzalanarak Haziran 2007'de işe başlanıldı, Temmuz 2010'da fesh edildi. Fesih süreci ve yüklenicinin başvurusu üzerine başlayan ICC Tahkim süreci devam ediyor.
Sözkonusu işin Sözleşme CR3 adı altında yeniden ihale süreci, Temmuz 2010'da Uluslararası İhale ilanının yayınlanması ile başlamış olup Ocak 2011'de teknik teklifler açılacak. Sözleşme CR2 Demiryolu Araçları Temini işi 2008 yılında ihale edildi (Önyeterlilik ilahesi 2007) ihaleyi alan ortak girişim ile Kasım 2008'de sözleşme imzalanarak Aralık 2008'de işe başlanıldı.
AA