İstanbul Beyoğlu’ndaki Tünel Geçidi’nde yer alan KaVe, Akbaba’lı Meyhane, Peranostra, tekN ve antika dükkanı Artrium’un kapladığı pasaja ünlü restoran zinciri Midpoint geliyor.
İstanbul Beyoğlu’nda Tünel Meydanı ile Asmalımescit’i birleştiren Tünel Geçidi’ndeki KaVe, Peranostra Cafe/Bar, tekN, Akbaba’lı Meyhane ve antika dükkanı Artrium, yerlerini restoran zinciri Midpoint’e bırakıyor. Bu mekanların işletmeciliğini yapan Hacer Sayman, bu geçitteki, sadece Çıfıt Çarşısı adıyla faaliyet gösteren giyim, akseuar ve nitelikli eski/yeni objelerin satıldığı dükkanda kalıyor.
Otantik bir Galata sokağı projesi
Sayman, Çıfıt Çarşısı’ndan ayrı olarak otantik bir Galata sokağı projesi geliştiriyor. Bu proje, butiğin yanında yerli ve yabancı sanatçıların işlerini geliştirdiği ve sergilediği bir modern tasarım atölyesi de içerecek. Artrium’daki antikaların bir kısmı ise bir dizi müzayede ile satılacak.
Sayman ayrıca eşi, eski Baro Başkanı olan Yücel Sayman’la birlikte Assos Sivrice’de kiraladığı ve deniz feneri konusunda Türkiye’nin ilk kütüphanesi haline getirdikleri Deniz Feneri’yle ilgili olarak da projeler düşünüyor.
İlk olarak antika dükkanını açtı
Sayman, Beyoğlu’nda Tünel Pasajı adıyla da bilinen Tünel Geçidi’nin içinde yaklaşık 14 yıl önce gravürcü, kitapçı, kırtasiyeci, berber, müzik aletleri satışı ve tıbbı malzemeler satışı yapan dükkanların olduğunu hatırlattı.
Pasaja ilk olarak 1993 yılında, bugün Artrium adıyla faaliyet gösteren antika dükkanını açtığını anlatan Sayman, “Kardeşimle birlikte Nuruosmaniye’de antika ve turistik eşya mağazamız vardı. Yaklaşık 18 yıl işlettiğimiz dükkandan 1993’lerde ayrılmıştım. O dönemde kimsenin ilgi göstermediği bu pasajdaki gravürcü, dükkanını devrediyordu. Kiraladım ve böylece pasaja geldim” diyor.
1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması dünyada birçok insanın kaderini değiştirdi. Hacer Sayman, “Benim de kaderim değişti” diyor. Berlin’de kapanan bir galerinin eşyalarını parça parça İstanbul’a getirir Hacer Sayman. Ayrıca, Berlin’den getirilen meşe dolaplar, antika dükkanındaki meşe raflarla da bütünlük oluşturur.
Pasajın kaderini değiştirdi
Avusturya Lisesi mezunu olan Sayman, Viyana’da işletme okur. Viyana’da gördüğü ve etkilendiği sanatçı kahvehanesi Hawelka’nın benzeri neden İstanbul’da da olmasın diye düşünen Sayman, böylece 1999’da pasajda KaVe’yi açar. Amacı, entellektüellerin buluşma noktası olmasıdır.
Daha sonra oluşturmak istediği sanat ve cafe ortamının bozulmaması için diğer dükkanları da kiralar. Pasaja ilgi çekebilmek için akşamları piyano eşliğinde eşiyle üç ay dans eder. Canlılık gelen pasajın kaderi değişmiştir. Ancak, bambaşka bir ortam yaratan Sayman’ı oradan çıkarmak için davalar başlar. Sayman, “Beni buradan tahliye etmek için davalar açıldı” diyor.
Sayman, davaların nedeninin ‘rant’ ve ‘kadın olması’ olduğunu belirtiyor. Beyoğlu’ndaki dokunun değiştiğini vurgulayan Sayman, “Markiz’i yaşatmayan bir kentte benim esamem okunmaz” diyerek, biraz da kırgınlığını ifade ediyor.
Yaklaşık 14 yıl önce ‘İstanbul’da neden bir Hawelka olmasın diye düşünen’ Sayman, “Bugün neden böyle mekanların olmadığını iyi anlıyorum” diyor. 2004’te pasajın girişinde Türkiye’nin ilk sanat galerisi olan Galata Sanat Galerisi’nin yerine House Cafe açılır. Pasajda şu anda tek değişmeyen mekan ise kurulduğu günden beri varlığını hâlâ sürdüren Kohen Kitapçısı’dır.