Esenyurt Belediyesi ile Büyükşehir arasındaki ''brokratik tıkanma'' nasıl aşılır hala belirsiz ama ortalık toz duman olacak gibi.30 bine yakın konut inşaatı ciddi şekilde aksamış durumda.Sadece müteahhitler değil bu projelerden konut alanlarında mağduriyeti büyüyor.
Bir müteahhit heyecanla anlatıyor: "Elimizde Esenyurt Belediyesinin verdiği ruhsatlar var. Kat irtifaklarını kurmuşuz, daireleri satmış, tapuları üçüncü şahıslara vermişiz. Büyükşehir, Esenyurt'a 'sen bu ruhsatları hatalı vermişsin' diyor. Aslında plan notlarına göre her şey resmi ve nizami. 'Problem' dedikleri Esenyurt'un imar ve plan notlarında bodrumlar Ve ortak alanlar emsale girmiyordu. 100 daireyi geçince de 0.15 artırım hakkı veriliyordu. Biz buna uyduk. Büyükşehir benzer projeleri başka ilçelerde onayladı. Esenyurt ile ne problemleri varsa ki biz bilmiyoruz bize 'hayır' dendi. Bize (müteahhitlere) usulsüz iş yapmışız gibi muamele yapıldı. Bu ilçe sınırlarında böyle sorunlu 30 bin konutluk proje var. Bu projeleri 25 firma inşa ediyor. Buradaki müteahhitlerin ya da vatandaşların suçu ne? Eğer usulsüzlük vardıysa 2 senedir bu Büyükşehir neredeymiş. 40 katlı bina yapılmış da iki senedir görmemiş misin? Konu 100 binden fazla insanı ilgilendiriyor. 30 bin konutun büyük bölümü satılmış. Ve artık bankalar, Esenyurt projelerine kredi vermiyor.'
SANKİ SABOTAJ
Aynı müteahhit 'Bu işi artık başbakan dışında kimse çözemez' diyor ve susuyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'tan randevu istenmiş ama randevu bir türlü alınamamış. Şimdi ne olacak? Esenyurt'ta yaşanan ve AK Partinin temsil ettiği 'usta belediyeciliğe' hiç uymayan bu problem giderek büyüyor. Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'yi dönüştürmek için ortaya koyduğu vizyona ters işler bunlar. 'Kim suçlu kim haklı' bir tarafa, bu kadar proje batarsa bu ülkenin 'kentsel dönüşüme baş koymuş' Başbakanı bundan zarar görmez mi? O yüzden bana 'siyasi bir sabotaj varmış gibi' geliyor.
AKPARTİ VE BELEDİYECİLİK
Belediyeler, halka hizmetin en 'geniş tanımlanabidiği' kamu kurumlarıdır. Beşikten mezara yani 'doğumdan cenaze işlerine' kadar vatandaşa hizmetle yükümlüdürler. Başarılı belediye başkanları da sonra bakan hatta başbakan olabilirler. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu, sürecin en güzel örneğidir. Bir partinin belediye başkanlarının başarısı aynı zamanda iktidarı getirir. AK Partili belediyeler 'başarısız olmaya' başlarsa, bundan en büyük zararı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti görür. 1990'larda İstanbul'da Büyükşehir ve ilçe belediyeler arasındaki kavgaları, beceriksizlikleri, İSKİ skandalı ve benzeri hırsızlıkları sonuçlarıyla görmüş bir gazeteciyim. Aynı yıllarda Refah Partisinin belediyelerde yükselişinde herkes hatırlar. Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oluşu ve RP'nin yurt genelinde belediye seçimlerindeki zaferleri, hep 'ortaya konulan başarılı belediyecilikle çok bağlantılıydı. AK Parti de kurulduğunda bu mirası temsil ediyordu ve ilk seçiminde iktidara gelebilmesinde bu sürecin önemli katkısı oldu. Önümüzdeki yıllarda 'kentsel görüntümüz' hızla iyileşecek. Bu dönüşümü yönetemeyen Başkanlar hem kendi siyasi kariyerlerini sıkıntıya sokacaklar hem de mensup oldukları partilerin imajını olumsuz etkileyecekler.
Sadi Özdemir – Hürriyet Emlak