Mütekabiliyet (karşılıklılık) Yasası çıktı ve bu yasa ile yabancı uyrukluların Türkiye'de gayrimenkul sahibi olması büyük ölçüde kolaylaştı.
Bu konuyu destekleyecek diğer kanunlar ve yönetmelikler için de çalışmalar sürüyor. Bir yandan yurt dışında özellikle de Türkiye'de gayrimenkul sahibi olmayı arzulayanların çok olduğu ülkelerde tanıtım atağı başlıyor. Bunun İçin devlet de devreye giriyor. Geçen hafta da bahsettiğimiz gibi son verilere göre yabancıların Türkiye'de gayrimenkul alımları birkaç kat artış göstermeye başladı. Peki eksik olan ne ya da neler yaşayacağız?
Aracılık Hizmeti
Son haftalarda İstanbul'un herhangi bir mahallesinde bile emlakçilik yapamayacak kadar vasıfsız ve başka işlerle uğraşan bazı kişilerin 'uluslararası gayrimenkul danışmanlığı' adı altında projeleri pazarlamaya kalkıştığını duyuyoruz. Hemen şunu söylemek lazım; bu iş eğer belirli bir disiplin altına alınamadan bir anda yayılırsa çok sıkıntı yaşarız. Yabancılar aldatılırsa ekonominin lokomotifi olan bir sektör en umutlu olduğu bir konuda büyük hayal kırıklığı yaşar.
Bunu neden mi söylüyorum? 1985'ten itibaren Türkiye'ye özellikte Körfez ülkelerinden ve diğer zengin Arap ülkelerinden büyük bir turist akını başlamıştı. Turizm alışverişinde İstiklal (Beyoğlu), Halaskargazi, Rumeli (Osmanbey), Laleli bir anda ciro patlamaları yaşamıştı. Üstelik bu turistler kalabalık aileler şeklinde gelip
İstanbul'da uzun süreli kaldıkları için başta İstinye, Sarıyer ekseni olmak üzere Boğazda müthiş bir kira patlaması yaşamıştık. Sonuç ne oldu hatırlayan var mı? Çok büyük zenginlik akıtan bu turist kitlesini önce lokantada, sonra mağazalarda ve en çok da kiralanan evlerde çok kötü kandırmaya başladık,adeta kazıkladık. Onlar da küsüp gittiler.
Önceden 1 yılda alabildiği kirayı 1 ayda bir Arap turistten almaya başlayanlar hem kendileri için hem ülke için hiç de hayırlı bir iş yapmış olmadılar.
Yanlış iş yapmayalım
İşte bu kötü tecrübelerden dolayı önümüzdeki fırsatı bu defa iyi değerlendirme şansımız daha yüksek. O yüzden diyorum ki Türk inşaat ve gayrimenkul sektörünün örgütleri çok dikkatli olmalılar. Bu defa “Kervan yolda dizilir” mantığıyla değil hemen dört dörtlük bir çalışma yaparak yola çıkalım. Çünkü bu iş büyük. Büyük olduğu kadar da riskli bir iş. Eğer yabancıların kandırıldığına, dolandırıldığına dair vakalar, haberler çoğalırsa herkes zarar eder. Bir kez daha altın yumurtlayan tavuğu kesmiş oluruz. Yabancıların bireysel konut alımı dışında yabancı kurumsal yatırımcılar da yeni dönemde Türkiye'de çok yatırım yapacak. Bunların bazıları projelere baştan girecek bazıları da projelerden toplu alımlar yapıp kendileri pazarlayacak. Buna da hazırlı olmamız gerekiyor.
Sadi Özdemir / Hürriyet