Deloitte'un Ekonomik Görünüm raporundan: – "Türkiye'nin yılsonu büyüme oranının, resmi hedefin altında ama daha önceki tahminlerimizin üzerinde, yüzde 3,5 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor" – "Enflasyonun yüzde 8,5 civarında, cari açığın ise GSYH'ye oranla yüzde 5,5-6 bandında gerçekleşmesi öngörülüyor"
Deloitte, daha önce yüzde 2-2,5 bandında gerçekleşeceğini öngördüğü Türkiye'nin 2014 yılı büyüme oranı tahminini yüzde 3,5 olarak revize ettiğini açıkladı.
Deloitte Türkiye Ekonomi Danışmanı Murat Üçer tarafından hazırlanan "Ekonomik Görünüm: Merkez Bankaların Gölgesinde" raporu yayınlandı. Deloitte'ten yapılan açıklamaya göre, raporda, dünya ekonomisine ilişkin temel tespit ve öngörülerin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin büyümesine, cari açık ve enflasyona ilişkin değerlendirmeler yer aldı.
Deloitte Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Hüseyin Gürer, konuya ilişkin açıklamada, 2014'ün geride bırakılan ilk yarıyılında dünya ekonomisinde her ne kadar iyileşme devam etse de büyümenin zayıf ve dalgalı bir seyir izlediğini bildirdi.
ABD ekonomisinin, mevsim koşulları gibi özel durumları yansıtsa bile, ilk çeyrekte yüzde 2,9 daralmasının piyasalar nezdinde olumsuz bir etki yarattığını belirten Gürer, Avrupa tarafında ise iyileşmenin kırılgan olmakla birlikte halen devam ettiğini dile getirdi.
Bu ortamda Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte yıllık yüzde 4,3 büyümesinin, bunun yarısının da dış talep yani net ihracattan gelmesinin oldukça olumlu bir tablo olduğuna işaret eden Gürer, "Ancak enflasyonumuz halen hedefe göre çok yüksek bir oranda. Cari açığın ise daralma gösterse de seneyi yine GSYH'ye oranla yüksek sayılabilecek bir seviyede, yüzde 5,5-6 civarında, tamamlayacağı tahmin ediliyor" yorumunda bulundu.
Küresel ekonomi "kırılgan" da olsa iyileşme devam ediyor
Deloitte'un Ekonomik Görünüm raporuna göre, dünya ekonomisinde iyileşme devam ediyor. Büyüme beklentileri bu sene için hafif aşağı revize edilirken, genel trend iyimser ve bunda bir değişim beklenmiyor.
ABD, 2014'ün ilk çeyreğinde son 5 yılda görülen en sert daralmayı yaşamış olmasına rağmen bunun geçici olduğu düşünülüyor. Euro Bölgesi'nde ise iyileşmenin temellerinin daha da zayıf olması, örneğin İtalya ve Yunanistan'ın hala daralması, küresel ekonomide kırılganlığın devam ettiğini gösteriyor.
Toparlanmada Gelişmekte Olan Piyasa (GOP) ekonomilerinin başı çekmesi beklentisinin yanı sıra, bu ekonomilerin ancak yapısal reformlarla hatırı sayılır oranda büyüyeceği vurgulanıyor. Risk ve likidite ortamının en azından kısa vadede destekleyici olmaya devam edeceği belirtilirken, gelecek süreçte dikkatle izlenmesi gereken risklerin ise ABD'deki iyileşmenin gücü, Avrupa Merkez Bankası'nın düşük enflasyonla mücadelesi, Çin'de emlak balonu ve jeopolitik riskler olduğu ifade ediliyor.
Türkiye'nin büyüme tahmini revize edildi
Türkiye'nin 2014'te 2012 yılındakine benzer bir şekilde "yeniden dengelenme" sürecinden geçtiği belirtilen raporda, orta vadede Türkiye'nin yeni bir hikaye oluşturma ihtiyacı olduğu ifade edildi.
Rapora göre, Türkiye'nin temel hedefi olan yüzde 4 üzeri büyüme, hedefle uyumlu bir enflasyon ve daha makul bir cari açık/GSYH oranına ulaşmak için ekonominin üretkenlik ve arz tarafına yoğunlaşmak gerekiyor. Fakat başta Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı seçimleri, gelecek sene genel seçimler olmak üzere gelecekteki yoğun siyasi tablo netleşene kadar bu hedefin gerçekleşmesinin zor olduğu ifade ediliyor. Buna ek olarak, Türkiye ekonomisinin yüksek dış finansman ihtiyacı göz önüne alındığında, ekonominin gelecek dönemde küresel rüzgarlara son derece bağımlı bir seyir izleyeceği öngörülüyor.
Küresel ortam ve risk iştahı yılbaşına göre beklentilerden daha iyi seyrederken, Türkiye ekonomisi de yılın ilk yarısı itibariyle görece olumlu bir görünüm sergiledi. Öte yandan, son verilerde büyümede görece bir yavaşlama sinyalinin söz konusu olduğu belirtilen raporda, "Bu gelişmeler ışığında yılsonu büyüme oranının, resmi hedefin altında ama daha önceki tahminlerimizin üzerinde, yüzde 3,5 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Bunun ardında ise dış koşulların olumluya dönmesi, tüketimin beklenenden az gerilemesi ve yüksek seyreden kamu harcamaları yatıyor. Özel yatırımlar ise halen durgun" denildi.
Cari açık giderek azalıyor
Deloitte raporuna göre, Türkiye'de ekonomi her ne kadar beklenin üzerinde büyüse de cari açıkta daralma devam ediyor. Nisan ayı itibariyle 57 milyar doların altına gerileyen cari açığın, Mayıs ayında 54 milyar dolar civarına gerilemesi bekleniyor. Böylelikle yıl sonunda cari açığın, geçen yıla göre ortalama 2 puanlık bir küçülme yaşayarak, GSYH'ye oranla yüzde 5,5'e yaklaşması bekleniyor.
Raporda enflasyona ilişkin, "Enflasyon tarafında, Mayıs ayı itibariyle en kötünün geride kaldığını söylemek mümkün; Mayıs ayında, ağırlıklı olarak kur ve gıda fiyatlarındaki sert yükselişler sonucu, hedefin neredeyse iki katına çıkan enflasyonun, Haziran ayı itibariyle düşüşe geçeceği ve yılsonunu yüzde 8'lerde kapatacağı değerlendiriliyor. Ancak enflasyonda katılığın devam ettiği ve yüzde 5 hedefine ulaşılmasının çok düşük ihtimal olduğu belirtiliyor" değerlendirmesine yer verildi.
Rapora göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), küresel ortamın verdiği desteği kullanarak oldukça hızlı bir şekilde faizleri düşürmesi üzerine, sermaye hareketlerinde bir ani tersine dönüş yaşanmadıkça ve lira üzerindeki baskılar artmadıkça indirimlerin en azından kısa vadede devam etmesi bekleniyor.
Türkiye'de yüksek seyreden enflasyon ve cari açık, faiz indirimlerinde son derece temkinli olmayı gerektirirken, TCMB'nin siyasi ortam ile ekonomik realiteler arasında bir denge tutturmaya çalıştığı değerlendiriliyor. Raporda, Merkez Bankası'nın haftalık repo faizini indirirken, yüzde 8 olan faiz koridorunu ve yüzde 12 olan gecelik borç verme faiz oranını değiştirmemesi, bunun önemli bir göstergesi olarak ifade ediliyor.
Haziran ortası itibariyle kredi derecelendirme kuruluşları Moody's (Baa3) ve Fitch'in (BBB-) Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyede, S&P'nin ise bunun bir basamak altında (BB+) tutmaya devam ettiği anımsatılan raporda, "Öte yandan görünüm değerlendirmesinde ise S&P Şubat ayında, Moody's ise Nisan ayında notunu durağandan negatife çevirmişti. Fitch ise 'durağan' görünümü korumaya devam ediyor. Deloitte'a göre ise, kredi derecelendirme kuruluşlarından Türkiye'ye doğru aşağı yönlü riskler olmakla birlikte, kısa vadede Türkiye'nin kredi notunda bir değişim olma ihtimali düşük" ifadelerine yer verildi.