22 Kasım 2024 Cuma
Ana SayfaSektörden HaberlerEmlak balonuna dikkat!

Emlak balonuna dikkat!

Deloitte'un Ekonomik Görünüm raporundan: – "Türkiye'nin  yılsonu büyüme oranının, resmi hedefin altında ama daha önceki tahminlerimizin  üzerinde, yüzde 3,5 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor" – "Enflasyonun  yüzde 8,5 civarında, cari açığın ise GSYH'ye oranla yüzde 5,5-6 bandında  gerçekleşmesi öngörülüyor" 
 
Deloitte, daha önce yüzde 2-2,5 bandında  gerçekleşeceğini öngördüğü Türkiye'nin 2014 yılı büyüme oranı tahminini yüzde 3,5  olarak revize ettiğini açıkladı.   
Deloitte Türkiye Ekonomi Danışmanı Murat Üçer tarafından hazırlanan  "Ekonomik Görünüm: Merkez Bankaların Gölgesinde" raporu yayınlandı. Deloitte'ten  yapılan açıklamaya göre, raporda, dünya ekonomisine ilişkin temel tespit ve  öngörülerin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin büyümesine, cari açık ve enflasyona  ilişkin değerlendirmeler yer aldı. 
Deloitte Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Hüseyin Gürer, konuya ilişkin  açıklamada, 2014'ün geride bırakılan ilk yarıyılında dünya ekonomisinde her ne  kadar iyileşme devam etse de büyümenin zayıf ve dalgalı bir seyir izlediğini  bildirdi. 
ABD ekonomisinin, mevsim koşulları gibi özel durumları yansıtsa bile,  ilk çeyrekte yüzde 2,9 daralmasının piyasalar nezdinde olumsuz bir etki  yarattığını belirten Gürer, Avrupa tarafında ise iyileşmenin kırılgan olmakla  birlikte halen devam ettiğini dile getirdi. 
 
Bu ortamda Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte yıllık yüzde 4,3  büyümesinin, bunun yarısının da dış talep yani net ihracattan gelmesinin oldukça  olumlu bir tablo olduğuna işaret eden Gürer, "Ancak enflasyonumuz halen hedefe  göre çok yüksek bir oranda. Cari açığın ise daralma gösterse de seneyi yine  GSYH'ye oranla yüksek sayılabilecek bir seviyede, yüzde 5,5-6 civarında,  tamamlayacağı tahmin ediliyor" yorumunda bulundu. 
  
Küresel ekonomi "kırılgan" da olsa iyileşme devam ediyor 
 
Deloitte'un Ekonomik Görünüm raporuna göre, dünya ekonomisinde  iyileşme devam ediyor. Büyüme beklentileri bu sene için hafif aşağı revize  edilirken, genel trend iyimser ve bunda bir değişim beklenmiyor. 
 
ABD, 2014'ün ilk çeyreğinde son 5 yılda görülen en sert daralmayı  yaşamış olmasına rağmen bunun geçici olduğu düşünülüyor. Euro Bölgesi'nde ise  iyileşmenin temellerinin daha da zayıf olması, örneğin İtalya ve Yunanistan'ın  hala daralması, küresel ekonomide kırılganlığın devam ettiğini gösteriyor. 
 
Toparlanmada Gelişmekte Olan Piyasa (GOP) ekonomilerinin başı çekmesi  beklentisinin yanı sıra, bu ekonomilerin ancak yapısal reformlarla hatırı sayılır  oranda büyüyeceği vurgulanıyor. Risk ve likidite ortamının en azından kısa vadede  destekleyici olmaya devam edeceği belirtilirken, gelecek süreçte dikkatle  izlenmesi gereken risklerin ise ABD'deki iyileşmenin gücü, Avrupa Merkez  Bankası'nın düşük enflasyonla mücadelesi, Çin'de emlak balonu ve jeopolitik  riskler olduğu ifade ediliyor. 
 
Türkiye'nin büyüme tahmini revize edildi 
Türkiye'nin 2014'te 2012 yılındakine benzer bir şekilde "yeniden  dengelenme" sürecinden geçtiği belirtilen raporda, orta vadede Türkiye'nin yeni  bir hikaye oluşturma ihtiyacı olduğu ifade edildi. 
Rapora göre, Türkiye'nin temel hedefi olan yüzde 4 üzeri büyüme,  hedefle uyumlu bir enflasyon ve daha makul bir cari açık/GSYH oranına ulaşmak  için ekonominin üretkenlik ve arz tarafına yoğunlaşmak gerekiyor. Fakat başta  Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı seçimleri, gelecek sene genel seçimler olmak  üzere gelecekteki yoğun siyasi tablo netleşene kadar bu hedefin gerçekleşmesinin  zor olduğu ifade ediliyor. Buna ek olarak, Türkiye ekonomisinin yüksek dış  finansman ihtiyacı göz önüne alındığında, ekonominin gelecek dönemde küresel  rüzgarlara son derece bağımlı bir seyir izleyeceği öngörülüyor. 
Küresel ortam ve risk iştahı yılbaşına göre beklentilerden daha iyi  seyrederken, Türkiye ekonomisi de yılın ilk yarısı itibariyle görece olumlu bir  görünüm sergiledi. Öte yandan, son verilerde büyümede görece bir yavaşlama  sinyalinin söz konusu olduğu belirtilen raporda, "Bu gelişmeler ışığında yılsonu  büyüme oranının, resmi hedefin altında ama daha önceki tahminlerimizin üzerinde,  yüzde 3,5 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Bunun ardında ise dış koşulların  olumluya dönmesi, tüketimin beklenenden az gerilemesi ve yüksek seyreden kamu  harcamaları yatıyor. Özel yatırımlar ise halen durgun" denildi. 
 
 
Cari açık giderek azalıyor 
Deloitte raporuna göre, Türkiye'de ekonomi her ne kadar beklenin  üzerinde büyüse de cari açıkta daralma devam ediyor. Nisan ayı itibariyle 57  milyar doların altına gerileyen cari açığın, Mayıs ayında 54 milyar dolar  civarına gerilemesi bekleniyor. Böylelikle yıl sonunda cari açığın, geçen yıla  göre ortalama 2 puanlık bir küçülme yaşayarak, GSYH'ye oranla yüzde 5,5'e  yaklaşması bekleniyor. 
Raporda enflasyona ilişkin, "Enflasyon tarafında, Mayıs ayı itibariyle  en kötünün geride kaldığını söylemek mümkün; Mayıs ayında, ağırlıklı olarak kur  ve gıda fiyatlarındaki sert yükselişler sonucu, hedefin neredeyse iki katına  çıkan enflasyonun, Haziran ayı itibariyle düşüşe geçeceği ve yılsonunu yüzde  8'lerde kapatacağı değerlendiriliyor. Ancak enflasyonda katılığın devam ettiği ve  yüzde 5 hedefine ulaşılmasının çok düşük ihtimal olduğu belirtiliyor"  değerlendirmesine yer verildi. 
 
Rapora göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), küresel  ortamın verdiği desteği kullanarak oldukça hızlı bir şekilde faizleri düşürmesi  üzerine, sermaye hareketlerinde bir ani tersine dönüş yaşanmadıkça ve lira  üzerindeki baskılar artmadıkça indirimlerin en azından kısa vadede devam etmesi  bekleniyor. 
Türkiye'de yüksek seyreden enflasyon ve cari açık, faiz indirimlerinde  son derece temkinli olmayı gerektirirken, TCMB'nin siyasi ortam ile ekonomik  realiteler arasında bir denge tutturmaya çalıştığı değerlendiriliyor. Raporda,  Merkez Bankası'nın haftalık repo faizini indirirken, yüzde 8 olan faiz koridorunu  ve yüzde 12 olan gecelik borç verme faiz oranını değiştirmemesi, bunun önemli bir  göstergesi olarak ifade ediliyor. 
Haziran ortası itibariyle kredi derecelendirme kuruluşları Moody's  (Baa3) ve Fitch'in (BBB-) Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyede,  S&P'nin ise bunun bir basamak altında (BB+) tutmaya devam ettiği anımsatılan  raporda, "Öte yandan görünüm değerlendirmesinde ise S&P Şubat ayında, Moody's ise  Nisan ayında notunu durağandan negatife çevirmişti. Fitch ise 'durağan' görünümü  korumaya devam ediyor. Deloitte'a göre ise, kredi derecelendirme kuruluşlarından  Türkiye'ye doğru aşağı yönlü riskler olmakla birlikte, kısa vadede Türkiye'nin  kredi notunda bir değişim olma ihtimali düşük" ifadelerine yer verildi. 

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI