Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin, TSE temsilcileri, akademisyenler ve çeşitli sektör temsilcilerinin katılımıyla Kayseri İncesu Organize Sanayi Bölgesinde gerçekleştirilen testlerde ülkemizde yaygın olarak kullanılan dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin yangına olan dayanımı Türkiye’de ilk defa “gerçek bina ölçekli bilimsel metotlar” ile test edildi.
Neden Yangın Dayanımı, Neden Gerçek Ölçekli Yangın Testleri?
Binalarda kullanılan malzemeler bir yangın esnasında kuşkusuz ki yangının ilerlemesini hızlandırmaktan ziyade, yavaşlatıcı, geciktirici veya engelleyici rol oynamalıdır. Yangının binanın bölümleri arası ilerlemesini geciktirici malzemeler ve uygulama teknikleri mevcut. Ancak uygulanan her teknik veya kullanılan her malzemenin belirli bir ek maliyetinin olmasının yanı sıra, bunlar binanın ömrü, dayanımı veya güvenliği açısından ek sakıncalar doğurabiliyor. Bu sebepten dolayı, binaların yangına karşı güvenliğini teknik olarak “en azami” seviyede kılan uygulamalar yerine, teknik ve ekonomik olarak “en optimum” seviyede kılan uygulamaların tespit edilmesi gerekiyor.
En optimum malzemelerin ve uygulama tekniklerinin tespit edilebilmesi için, yangın testlerinin gerçekçi olması, malzemeleri doğru değerlendirmesi gerekiyor. Ülkemizde yürürlükte olan standartlar bu anlamda yeterli olmamasına karşın, birçok Avrupa ülkesinde yaygın olarak yapılan “gerçek bina ölçekli yangın testleri” sayesinde doğru değerlendirmeler yapılabiliyor ve en optimum malzemeler ve uygulama teknikleri tespit edilebiliyor.
Bir İlk: Devlet – Özel Sektör İşbirliği ile Yangın Testleri
7 Kasım 2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dr. Robert Murjahn Enstitüsü işbirliği ile yapılan yangın testleri, devlet – özel sektör işbirliği ile yapılmış, doğru malzemeleri ve uygulama tekniklerini bilimsel metotlar ile tespit etmek için yapılmış bir çalışma olması itibarı ile Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Bakanlık, sorumlu olduğu yönetmelik düzenlemelerinde doğru adımlar atabilmek için bilimsel testleri referans almış ve sonuçları doğru değerlendirmek için testlere bizzat iştirak etmiştir. Bu işbirliği, Bakanlığın yaptığı titiz çalışmanın ve bilimsel sonuçlara olan inancının göstergesidir.
Testlerde çeşitli tipte dış cephe ısı yalıtım (mantolama) sistemlerinin yangına tepkisi tespit edilmiştir. Yaklaşık 5 saat süren testleri titizlikle takip eden ve sonrasında açıklama yapan Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin, “Biz burada enerji verimli, sürdürülebilir, güvenli bir bina için özellikle dış cephe sistemlerinin güvenilirliğini test etmiş bulunuyoruz. Bu deney sonucunda elde etmiş olduğumuz verilerle de düzenleyeceğimiz kanun, yönetmelik ve mevzuatlarda değerlendirmede bulunacağız.” dedi. Selami Merdin devamında “Farklı kombinasyonlarda uygulanmış dış cephe sistemlerinin yüzey yangın yürümesini gerçekleştirmediğini, yangının yayılmasına katkı vermediğini gözlemlemiş bulunuyoruz.” açıklamasında bulundu.
Tüketiciler Spekülasyonlara Değil Bilimsel Sonuçlara İtibar Etmeli
Ülkemizde ilk kez bu kadar büyük ölçekte yapılan testlerde her biri 25 m2 ve toplamda 100 m2 büyüklüğündeki dört farklı tip mantolama sistemi Avrupa standartlarına göre yangın testine tabi tutuldu. Test esnasında 5,5 metre yüksekliğindeki test yüzeylerinin sıcaklığı ve cephede alev ilerlemesi olup olmadığı gözlemlendi. İlk testte 5 cm EPS, ikinci testte ise 5 cm taşyünü içeren mantolama sistemleri yaklaşık 30’ar dakika boyunca test edildi. Test sonucunda 5 cm EPS sistem ile 5 cm taşyünü sistem aynı yangına dayanım performansı sergiledi ve testleri geçti. 10 cm EPS ve yangın bariyerli olarak 12 cm EPS içeren diğer mantoma sistemleri de diğerleri ile aynı performansı sergiledi ve testleri geçti.
Dr. Robert Murjahn Enstitüsü Bilimsel Araştırma Merkezi (RMI – Türkiye) Müdürü Güneş İnan, test sonrası yaptığı açıklamada “Mantolama sistemlerin yangın karşısında gösterdiği dayanım, sadece kullanılan ısı yalıtım malzemesine indirgenmemeli. Yaptığımız testler, yangın performansının ağırlıklı olarak cephenin en dış katmanını oluşturan sıva ve güçlendirme amaçlı sıva içine gömülü file tarafından belirlediğini gösteriyor. Bu sonuçlar, tüketicilerin mesnetsiz bilgilere değil bilimsel sonuçlara itibar edilmesinin önemini ortaya koyuyor.” dedi.
Doğru Malzeme, Doğru Uygulama
Güneş İnan devamında “Bu testler bize Türkiye’de son 15 yıldır doğru malzemeler ve doğru uygulama teknikleri ile yapılan milyonlarca metrekarelik mantolama uygulamalarının yangın açısından güvenli olduğunu işaret ediyor. Test sonuçları, EPS içeren mantolama sistemlerinin yükseklik sınırı veya bina tipi kısıtlaması olmadan tüm binalarda güvenle kullanılabileceğini gösterdi. Ülkemizde son yıllarda uygulama standartları ve mesleki yeterliliklerin belgelendirilmesi konusunda çok önemli adımlar atıldı, ancak bunların yaygınlaştırması için hem devletimizin hem de özel sektörün üzerine düşen görevler var. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Yeni İş Güvenliği Paketi’nde Mesleki Yeterlilik Kurumu aracılığıyla yapılan mesleki belgelendirmeye verdiği destek son derece anlamlı. Mantolama uygulamalarının belgelendirilmiş uygulamacılar tarafından yapılması, hem uygulama kalitesini hem de uygulama esnasında iş güvenliği kurallarına uyulması yönünde kişisel bilinci artırıyor. Bu bağlamda, doğru malzemelerin belgelendirilmiş uygulamacılar tarafından uygulanması konusunda ısrarcı olmalıyız. Doğru uygulamalara olan güvenin de, doğru olmayan uygulamalar veya bilimsel dayanağı olmayan bilgiler dolayısı ile erozyona uğramasına izin vermemeliyiz.” dedi.
İngiltere Örnegi
Büyük çaplı “full scale” testlere duyulan ihtiyaç konusunda sorulan soruya Güneş İnan “Ülkemizde ve Avrupa’daki standartlar, mantolama sistemlerinin gerçek yangın dayanımını tespit etmek için yeteri değil. İngiltere, Almanya, Avusturya gibi birçok ülkede bu tür büyük ölçekli testler uzun yıllardan beri yapılıyor. Ülkemizdeki mantolama sistemlerinin de bu testlerden geçmesi ve Bakanlığın hazırladığı yönetmelikler vasıtasıyla, özellikle yangın riski yüksek olan binalarda bu testlerde başarılı olmuş sistemlerinin kullanımına izin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İngiltere’deki yönetmelikler 18 metreden yüksek binalarda sadece bu tür testlerden geçmiş cephe sistemlerinin kullanılmasına izin veriliyor. Bilimsel yöntemlere ve testlere dayalı benzer düzenlemeler ülkemizde de olmalı.” dedi.
Alanımızda Takip Eden Değil, Takip Edilen Olmak İstiyoruz
Türkiye mantolama pazarı son 10 yıl içerisinde hızlı bir büyüme sonucu Avrupa’nın en büyük mantolama pazarı haline gelmiş durumda. Avrupa Isı Yalıtım Sistemleri Derneği EAE’ye göre Türkiye’de 2013 yılında 63 milyon m2 mantolama uygulaması yapılmış olmasına karşın, en yakın takipçileri arasında yer alan Polonya’da 40 milyon m2, Almanya’da ise 36 milyon m2 mantolama uygulaması yapıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan Güneş İnan, “Mantolama pazarının ulaştığı büyüklük, ülkemizde enerji verimliliğine verilen önemin göstergesi. Bu son derece memnuniyet verici. Ulaştığı pazar büyüklüğü dolayısı ile ülkemiz Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri tarafından örnek gösterilir konuma geldi. Bu da son derece memnuniyet verici. Biz ancak bununla yetinmek istemiyoruz. Ülkemizin pazar büyüklüğü olarak elde ettiği liderliği, teknik alanlarda elde edeceğimiz liderlikler ile sürdürülebilir kılmak istiyoruz. Biz her alanda takip eden değil, takip edilen olmak istiyoruz. Kanun ve yönetmelikler de buna dahil.” dedi.
Ülkemizin 2023 yılı Enerji Verimliliği hedeflerine ulaşabilmek için önemli bir yere sahip olan dış cephe ısı yalıtım sistemleri son kullanıcılara ekonomik kazancın ötesinde birçok fayda sağlıyor.
Yangın testini başarıyla geçen dış cephe ısı yalıtım sistemleri ayrıca sağladığı fayda ve avantajlar konusunda da ön plana çıkıyor.
Dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin fayda ve avantajları;
– Isı yalıtımı binadan dışarıya ısı kaybını azaltıyor, enerji tasarrufu sağlıyor.
– Ortalama % 50 yakıt tasarrufu sağlıyor ve kendini 2 ila 5 yılda amorti ediyor.
– Sadece kış aylarında yakıt giderlerini değil, yazın da soğutma giderlerini azaltıyor.
– Mekânlarda ısının dengeli dağılımını sağlıyor.
– Konut içindeki dengeli ısı dağılımı sayesinde, yaşanan mekânlarda rutubetsiz, sağlıklı ve konforlu yaşam ortamı oluşmasını sağlıyor.
– İç yüzeylerde terleme sonucu küflenme, siyah leke oluşması ile sıva ya da boyaların kabarmasını engelliyor.
– Yapının dayanıklılığını sağlayarak ömrünü uzatıyor.
– Binanın onarım masraflarını azaltıyor.
– Binanın dış cephesini güzelleştiriyor.
– Atmosfere giden karbondioksit miktarını azaltarak, hava kirliliğinin azalmasına ve çevrenin korunmasına katkıda bulunuyor.
Dr. Robert Murjahn Enstitüsü Bilimsel Araştırma Merkezi (RMI – Türkiye) Hakkında
Dr. Robert Murjahn Enstitüsü Bilimsel Araştırma Merkezi (RMI – Türkiye), boyalar, kaplamalar ve dış cephe sistemleri üzerine akredite bir laboratuvar olarak test hizmetleri vermek ve araştırma-geliştirme faaliyetleri yürütmek üzere 2007 yılında faaliyete geçmiştir.
Bir araştırma ve test merkezi olarak RMI – Türkiye’nin faaliyetleri, uzmanlık alanı dahilindeki ürünlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin tespit edildiği laboratuvar analizlerinden, bu ürünlerin reel boyutlarda ve reel iklim koşulları altında sahada gösterdiği performansın ve dayanımın laboratuvar ortamında canlandırıldığı büyük çaplı testlere kadar uzanmaktadır.
RMI – Türkiye, sektörün ihtiyacına göre yeni test metotları geliştirmek amacı ile ulusal (TSE) ve uluslararası (CEN) standardizasyon kurumlarının ilgili çalışma gruplarında görev almakta ve ciddi katkılarda bulunmaktadır. Sektörden elde ettiği tecrübeyi bu kurumlara aktarmakta, bu kurumlardan elde ettiği tecrübe ile de hizmet kalitesini en üst seviyede tutmayı sağlamaktadır.
RMI – Türkiye, sektörün ihtiyaç duyduğu bir çok testte, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından akredite olmuştur (Akreditasyon No: AB-0169-T/30 Mayıs 2008).
RMI -Türkiye yürüttüğü faaliyetler ve sektörde edindiği konum ile mevcut teknolojilerin gelişimine ve sektördeki ürünlerin niteliğinin ve çevreye karşı duyarlığının artmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.