Dünyanın en büyük müteahhitlik şirketleri arasında ikinci sırada yer alan Türkiye, inşaat sektöründe son 30 yıldaki büyümesiyle dünya ligindeki yerini sağlamlaştırıyor. Havalimanından dev rezidans projelerine kadar birçok alanda dünyaca ünlü projenin inşaatına imza atan TAV Grubu'nun CEO'su Sani Şener, "Özellikle 2001 krizinden sonra sağlanan ekonomik istikrardan en çok yararlanan sektörlerden biri inşaat. Bunun geri dönüşü olarak da inşaat sektörü yarattığı katma değer ve istihdam ile ekonominin lokomotifi olmayı artırarak sürdürdü. Bundan sonraki yıllarda da Türk inşaat sektörünün gerek yurtiçi gerek yurtdışında yakaladığı bu ivmeyi daha da yukarılara taşıyacağını, kendisine bağlı işkollarının gelişimine de daha fazla katkıda bulunarak Türkiye ekonomisine itici güç olmaya devam edeceğini düşünüyorum" dedi.
İnşaat sektörünün gelişmesinde hükümet politikalarının, uluslararası kredi kuruluşlarının, politika ve ekonomiyi etkileyen kararlarının doğrudan rolü bulunduğunu anlatan Şener, "Türk inşaat sektörü de oluşan bu şartları iyi değerlendirerek bu süreçte geçirdiği yapısal değişimle kurumsallaştı. Sadece konut üretimi ile sınırlı kalmayıp daha teknik ve uzmanlık isteyen köprüler, tüneller, havalimanları, barajlar gibi alanlarda kendini geliştirdi. Şu anda rekabete açık ve güçlü finansman kaynaklarına sahip bir yapıya sahip olan Türk inşaat sektörü 30 yıl öncesine göre karşılaştırdığımızda büyüyen ülke ve şehirlerin vazgeçilmezi olan mega projeleri gerçekleştirme kapasite ve uzmanlığına kavuştu diyebiliriz" dedi.
43 yılda 7 bin 713 projeye imza attık
Türk İnşaat sektörünün hem yerel hem de küresel anlamda iki bölümde yer aldığını vurgu yapan Şener'in verdiği bilgilere göre Türk müteahhitlik sektörü yurtdışına açıldığı 1972'den bugüne kadar 104 ülkede toplam 301.2 milyar dolarlık 7 bin 713 proje üstlenerek önemli büyüme rakamları kaydetti. Çin'in ardından Türkiye'nin 42 firma ile dünyada ikinci sırada olduğunu vurgulayan Şener, "TAV İnşaat olarak da havalimanı kategorisinde birinci olarak dünyanın en büyük havalimanı inşaat şirketi olduk. Bu hem bizim hem de sektörün geldiği noktayı gösteriyor" dedi.
Hedefimizde farklı coğrafyalar olmalı
1972'den bu yana yurtdışında da faaliyet gösteren Türk inşaat sektörünün daha çok Ortadoğu, Kuzey Afrika, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri gibi yakın coğrafyalarda iş yaptığının altını çizen Şener, şöyle devam etti: "Her ne kadar kültürel ve politik yakınlığımız olsa da bu coğrafyalarda da uluslararası müteahhit olabilmenin zorlukları yaşandı. Özellikle kontrat ve talep yönetimi konusunda çok yol kat edildi. Sektörün halen bir öğrenme sürecinde olduğunu düşünüyorum. Hedefimiz farklı coğrafyalarda da sektörün iş yapabilirliğini artırmak, Türk İnşaat sektörünü küreselleştirebilmek olmalı."
Ekonomide özelbir yere sahibiz
Geliş mekt e olan bir ülke olan Türkiye'de, inşaat sektörünün ekonominin gelişiminde en önemli faktörlerden biri olduğunu söyleyen Şener, "Sektöre girdi sağlayan bütün taraflarla beraber; GSMH içinde yaklaşık yüzde 30'luk bir paya sahip olan inşaat sektörü kendisine bağlı 200'den fazla alt sektöre yarattığı taleple hiç kuşkusuz ekonominin lokomotifi ve çok özel bir yere sahip. Dünyada ve ülkemizde oluşan ekonomik dalgalanmalardan etkilense de bugün olduğu gibi gelecekte de inşaatın ekonomide çok önemli bir rolü olacağına inanıyorum" dedi.
