PwC ve ULI tarafından yayımlanan “Gayrimenkulde Gelişen Trendler® Avrupa 2013” Raporu’na göre; İstanbul gelişme beklentilerinde 2013’te Avrupa’nın en popüler şehri olan İstanbul, mevcut gayrimenkul yatırımlarında 4. sırada gösterildi.
2012 yılında ULI ve PwC'nin 600 uzman yöneticiyle yaptığı çalışmada İstanbul, Roma, Londra, Paris gibi kentleri geride bırakarak Avrupa'nın yıldızı parlayan kentleri arasında en üst sırada yer almıştı
2012 yılında Urban Land Institute (ULI) ile küresel danışmanlık şirketi PricewaterhouseCoopers'ın (PwC) yaptığı Emerging Trends Real Estate-2012 (Gayrimenkulde Gelişen Trendler) raporuna göre Avrupa'da 2012'ye damga vuracak kentler listesinin başında İstanbul yer almıştı. Uluslararası emlak sektörünün Avrupa'daki bir çok ülkedeki tepe yöneticilerinden oluşan 600 kişiyle yapılan çalışmaya göre İstanbul, yatırım ve geliştirme alanlarında en üst sırada kendine yer bulmuştu. İstanbul'u bu kadar popüler yapan ise ekonomide güçlü büyüme ile büyümede beklentinin artmış olması gösterilmişti. Ayrıca genç nüfusu, İstanbul'u listenin en üst sırasına yerleşmesine sebep olmuştu
PWC ve Urban Land Institute (ULI) işbirliği ile gerçekleştirilen ve gayrimenkul sektöründeki son gelişmeleri içeren “Emerging Trends in Real Estate® Europe 2013 – Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2013” raporunun sonuçları bugün İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilen toplantı ile sektör temsilcileri ile paylaşıldı. Gayrimenkul sektörünün önde gelen temsilcileri hem rapor sonuçlarını hem de sektördeki son gelişmeleri tartıştı.
Rapora göre, İstanbul mevcut gayrimenkul yatırımlarıyla Avrupa’nın öne çıkan ilk 27 şehri arasında 4. sırada yer aldı. İlk beşin içindeki diğer şehirler “güvenli limanlar” olarak yatırımcıları çekerken, İstanbul, gelecekteki gelişim fırsatları için en popüler yer olmayı 2013’te de sürdürüyor. Rapora göre yatırımcılar güvenli bölgeleri tercih etmeyi sürdürürken Avrupa’nın ticari gayrimenkul sektörü Alman şehirlerinin hakimiyeti altında. Katılımcıların 2013 piyasa performansına dair beklentileri esas alınarak Avrupa genelindeki 27 şehrin sıralama tablosunda başı çeken Münih’i, ikinci sıradaki Berlin ve beşinci sıradaki Hamburg yakından takip ediyor. Yatırımcılar bu şehirlerden her birinin güçlü yerel mikro-ekonomik ortamından ve esnek emlak piyasası koşullarından cesaret alıyor.
İstanbul sunduğu fırsatlarla sektörün gündeminde
Alman şehirleri Münih, Berlin ve Hamburg’un yanı sıra Londra ile birlikte ilk 5 içinde yer alan İstanbul, geçtiğimiz yıla göre daha az puan alsa da ‘fırsatlar açısından önemli’ olması nedeniyle katılımcılar arasında popüler olmaya devam ediyor.
Önceki iki Gelişen Trendler Avrupa raporunda birinci olan ve bu yıl da üst sıralarda yer alan İstanbul’un bu sonuçları almasının başlıca nedeni, ise; heyecan verici gayrimenkul potansiyeli, Türkiye’nin Çin’e rakip olacak seviyedeki ekonomik büyüme performansı ve genç nüfusu nedeniyle önümüzdeki dönemde ‘gelişim fırsatları’ sunması olarak ortaya çıktı. Raporda ayrıca, hükümetin uluslararası sermayeyi davet etmek ve İstanbul’u bölgesel bir finans merkezine dönüştürmek konusundaki kararlılığına da yer veriliyor. Türkiye’de yabancıların gayrimenkul sahibi olmasına yönelik kısıtlamaların yumuşatılmasının etkisini de vurgulayan raporda, Türkiye Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER)’in bu değişikliklerin gayrimenkul yatırımlarını artıracağına ilişkin beklentisine de yer veriliyor.
İstanbul’un uluslararası pek çok şirket ve markanın bölgesel merkezi olduğuna da dikkat çeken raporda ünlü markaların İstanbul’da bir mağaza açmaları ve çok sayıda uluslararası lüks ismin İstanbul’da bir yer edinme kararı verdiğine de değiniliyor. Bunun yanında pek çok global şirketin ve bankacılık ve sigortacılık sektörlerinin ileri gelen kuruluşlarının Rusya ve Orta Doğu’daki şehirlere olan yakınlıktan etkilenerek İstanbul’da yönetim üsleri kurduğuna da değiniliyor.
PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğluraporda öne çıkan sonuçları şöyle değerlendirdi:
“Gelişme beklentilerinde İstanbul’un hala zirvede bulunması sevindirici olmasına rağmen, gayrimenkuldeki uluslar arası yatırımcı girişinin sınırlı düzeyde gerçekleşmiş olması düşündürücü. Raporda da belirtildiği gibi yatırımcı “güvenli limanlar” aramaya, en verimli ve karlı yatırım alanlarını seçmeye devam ediyor. Raporda çok açık bir şekilde vurgulandığı gibi İstanbul’un rakipleri ile en önemli farkı “işlem” azlığı. Bir bölgenin önemli bir gayrimenkul üssü, “güvenli liman” olabilmesi işlem derinliğinin yüksekliği ile orantılı. Pazara girmek isteyen, kolaylıkla çıkabilme olanaklarını da görmek istiyor. Alıcı ve satıcının sıklıkla bir araya gelip çok işlem yapabildiği pazarlar gayrimenkul yatırımcısının kendisini rahat hissettiği pazarlar oluyor ve gelişiyor. Türkiye pazarının da yatırımcı açısından rahat hissedilen bir pazar olması için gerekli ekonomik, hukuki ve vergisel ortamın sağlanması uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ve İstanbul’a yıllardır istikrarlı bir şekilde süren yakın ilgisinin “gerçeğe” bir an önce dönebilmesinin en önemli ön koşulu olarak görünüyor.”
ULI Türkiye Başkanı Haluk Sur,ise şu değerlendirmede bulundu:
“2013 raporu ile ilgili en önemli ayrıntı Euro üzerindeki endişelerin kalkarken buna karşılık Kuzey Avrupa- Güney Avrupa Euro karşılaştırmalarının gündeme geliyor olması. Bu da verimlilik açısından, gerek Euro paritesi ve satın alma gücü, gerekse hukuk düzeni ve suistimaller konusunda karşılaştırmaları gündeme getiriyor. Önümüzdeki dönem; Avrupa Birliği’nin kendi içinde yeniden yapılanma sürecine gireceğine işaret ediyor. Halen kredi finansmanı alanında sıkıntılar devam etmekte, tüm göstergeler paranın 2013’te erişilmesi zor bir meta olarak kalacağı yönünde. Bununla birlikte, her ne kadar Batı Avrupa gayrimenkul piyasaları revaçta olsa da geçtiğimiz 2-3 seneden farklı olarak gelişmekte olan piyasa ekonomileri ve ülke refah fonları yatırımcılar için umut kapısı olmaya devam ediyor.”
İstanbul’a ilişkin veriler:
|
Derece (5 üzerinden) |
Sıralama (2012) |
Sıralama (2011) |
Gelişme öngörüleri |
3,46 |
1 |
1 |
Mevcut yatırım performansı |
3,55 |
4 |
1 |
Yeni gayrimenkul yatırımları |
3,47 |
2 |
1 |
Raporda önce çıkan diğer Sonuçlar
Sterlinin istikrarı Londra’yı 3. sıraya taşıdı
PwC ve Urban Land Institute (ULI) işbirliğiyle yayınlanan Gayrimenkulde Gelişen Trendler® Avrupa 2013 Raporu’na göre, birçokları tarafından Avrupa’nın en önemli güvenli bölge piyasası olarak görülen Londra, Münih ve Berlin’in ardından bu yılın raporunda en büyük yükselişi göstererek üçüncü sırayı alıyor. Şehrin gayrimenkul piyasasının boyutu ve likiditesi, bir para birimi olarak sterlinin istikrarı ve İngiltere’nin geri kalanı ile Avrupa’nın ekonomik sorunlarından bağımsız durabilmesi yatırımcıları çekiyor.
Genel olarak, en üst sıralarda yer alan şehirler, uluslararası cazibeye ve daha iyi ekonomik beklentilere sahip daha büyük Batı Avrupa şehirlerinden oluşuyor. Bunun aksine, en kötü performans gösteren şehirler de –Atina, Lizbon, Dublin, Madrid ve Barselona gibi–, Euro Bölgesi krizinin kalbinde yer alan veya 2008 yılındaki finansal erimenin sonuçlarıyla başa çıkmaya çalışan ülkelerde bulunuyor.
Rapor için ankete katılanların yaklaşık yüzde 80’i, Euro Bölgesi krizinin kendi faaliyetleri için yeni fırsatlar sunduğuna inanıyor. Ancak bu göreceli iyimserliğin etkisi, 2013 yılında Avrupa ekonomisinde ya da bölgenin gayrimenkul piyasasında çok az iyileşme olacağına dair genel bir fikir birliğiyle azalıyor. Anket katılımcıları, şehirlerin emlak piyasaları görünümü hakkında 2004 yılında olduklarından daha kötümserler ve yüzde 45’i sermaye değerlerinin 2017’ye kadar durgunluğunu sürdürmesini bekliyor.
Raporda, etkisi azaltılmış iyimserliğin, gayrimenkul şirketlerinin geçtiğimiz beş yılda faaliyetlerini yeniden yapılandırmasından ve şimdi zorlayıcı ekonomik ve emlak piyasası koşullarından yararlanmak için yeni stratejiler kullanmaya başlamalarından kaynaklandığı belirtiliyor. Bu “yeni norm”a adaptasyonda, kuruluşların riskleri mümkün olduğunca azalttığı ve bölgesel ve sektöre özel yatırım durumlarını benimsemek yerine sermayelerini belirli varlıklara ve fırsatlara odakladığı görülüyor.
2013 için Öne Çıkacak Yatırım Piyasaları
2013’de öne çıkacak beş Avrupa gayrimenkul yatırım piyasası şöyle tahmin ediliyor:
1. Münih –Şehrin güçlü ve likit piyasası, ekonomik türbülanslara karşı durabilecek güvenilir yerler arayan yatırımcıları çekiyor. Münih, global ve orta ölçekli oyuncuların bir karışımından oluşuyor ve genişleyen biyoteknoloji, çevre bilimleri ve medya sektörlerine ev sahipliği yapıyor. Düşük boşluk oranları ve sınırlı tedarik, yatırımcıların 2013’te kira büyümesinden emin olması anlamına gelirken, özellikle BRIC ülkelerinden gelen turist sayılarındaki hızlı artış da Münih’in perakende piyasası için olumlu bir bakış sunuyor.
2. Berlin – Birçokları tarafından Avrupa’nın “Silikon Vadisi” olarak adlandırılan şehir, yılda 19 milyar € değerinde ciro elde eden 15.000’in üzerinde teknoloji şirketiyle bir teknoloji merkezi olarak gittikçe artan bir üne sahip. Yetenekli teknoloji çalışanlarının akışı, şehrin konut piyasasını canlandırıyor. Özellikle önemli kira artışlarının görüldüğü Mitte gibi semtlerde şehir içi lüks daire piyasası büyüyor. Berlin’in bir kültür merkezi olarak ünü, hem daire hem de otel sektörlerinden faydalanan çok sayıda ziyaretçinin akınına uğramasını sağlıyor.
3. Londra – İngiltere’nin başkenti, dünyanın en önemli güvenli bölgelerinden biri durumunda olması sayesinde, 2013 anketinde en büyük yükselişi gösterenlerden biri. Değerlerdeki canlanmanın tamamlanıp tamamlanmadığına dair bazı spekülasyonlar olsa da, birçokları özellikle en iyi bölgelerdeki süper-kalite evlerin ve yeterince keşfedilmemiş özel kira sektörünün avantajlı olduğu konut sektöründe mikro-piyasa fırsatları görüyor. City ve Canary Wharf ofis piyasaları hala belli miktarda özel yatırımcı çekiyor; ancak sektör işten çıkarmaları sürdürürken finans hizmetler sağlayan kuruluşlar için yeniofis inşaatları beklenmiyor. Şehrin büyüyen teknoloji ve yaratıcılık isteyen sektörleri için geliştirilmeye hazır fırsatlar mevcut.
4. İstanbul – İlk beşin içindeki diğer şehirler doğalarında var olan “güvenli liman” özellikleri ile yatırımcıları çekerken, İstanbul gelecekteki gelişim fırsatları için en popüler yer olmayı sürdürüyor. Şehrin heyecan verici gayrimenkul potansiyeli, Türkiye’nin Çin’e rakip olan ekonomik büyüme oranı ve genç nüfusu İstanbul’un öne çıkmasının başlıca nedenleri. Son zamanlarda yapılan değişikliklerle, yabancıların gayrimenkul sahibi olmasına yönelik kısıtlamaların yumuşatılması Türkiye Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER), tarafından da ifade edildiği gibi ülkedeki gayrimenkul yatırımlarında önemli ölçüde artış beklentisi yaratıyor.
5. Hamburg – Almanya’nın en büyük ikinci şehrine yatırımcıların ilgisi, güvenli bölge durumundan kaynaklanıyor. Hamburg, global oyuncuların ve küçük ve orta ölçekli yerel işletmelerin zengin çeşitliliğinden faydalanıyor. Yatırımcılar, piyasanın sunduğu istikrar uğruna yüksek fiyat ödemeye istekli olduklarından, %4,75’lik getirilerin 2002’den beri en düşük seviyesinde olduğu ofisleri tercih ediyor. Ancak, sınırlı ofis tedariki nedeniyle, ilgi çekici varlıkları edinmek gittikçe daha zor hale geliyor ve bazı yatırımcılar şehrin sanayi sektörüne geçiş yapıyor.
Mevcut Gayrimenkul Yatırımları için Öne Çıkan 10 Avrupa Şehri
|
2013 Sıralaması |
2012 Sıralaması |
Değişiklik |
1 |
Münih |
2 |
↑1 |
2 |
Berlin |
4 |
↑2 |
3 |
Londra |
10 |
↑7 |
4 |
İstanbul |
1 |
↓3 |
5 |
Hamburg |
7 |
↑2 |
6 |
Paris |
6 |
↔0 |
7 |
Zürih |
8 |
↑1 |
8 |
Stockholm |
5 |
↓3 |
9 |
Moskova |
9 |
↔0 |
10 |
Varşova |
3 |
↓7 |
Gayrimenkulde Gelişen Trendler® Avrupa 2013’ün bir kopyasını indirmek ve raporda sözü edilenleri tartışan sektör liderlerinin kısa bir videosunu izlemek için lütfen www.pwc.com/etreeuropeadresini ziyaret edin.
Gayrimenkulde Gelişen Trendler®Avrupa Raporu hakkında
Gayrimenkulde Gelişen Trendler® Avrupa 2013, PwC ve Urban Land Institute (ULI) ve tarafından 2003’ten beri her yıl yayınlanan ortak bir rapor olup, Avrupa gayrimenkul yatırım ve geliştirme trendleri ile gayrimenkul finans ve sermaye piyasalarının yanı sıra sektöre ve coğrafi bölgeye göre trendler hakkında genel bir bakış sunar. Yatırımcılar, geliştiriciler, borç verenler, aracılar ve danışmanlar dahil olmak üzere, uluslararası alanda tanınmış 500’ün üzerinde gayrimenkul profesyonelinin görüşlerine dayalıdır. Tilburg Üniversitesi’nde gayrimenkul ekonomisti olan Dirk Brouen’in, fiili IPD gayrimenkul piyasası performans verileriyle geçmiş Gelişen Trendler tahminlerini karşılaştıran analizi, geçtiğimiz 10 yılın sekizinde, raporun Avrupa genel gayrimenkul trendinin ne olacağını doğru tahmin ettiğini göstermektedir.
PwC Hakkında
PwC, tüm dünyada en üst düzey sektör uzmanlığı ile sunduğu denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri ile müşterilerine aradıkları değeri katar.
158 ülke 180.000’i aşkın çalışanı ile PwC yeni bir yaklaşım ve pratik tavsiyeler üretmek üzere müşterileri ile düşünce, deneyim ve çözüm önerilerini paylaşır.
PwC 1981’den bugüne faaliyet gösterdiği Türkiye’de, İstanbul’da iki, Ankara’da, Bursa’da ve İzmir’de birer ofis olmak üzere toplam 5 ofiste, yaklaşık 1.350 kişilik profesyonel kadrosu ile Türk iş dünyasının aradığı değeri yaratmak için hizmet sunmaktadır.
Urban Land Institute Hakkında
The Urban Land Institute (www.uli.org), üyelerince desteklenen küresel kar amacı gütmeyen bir eğitim ve araştırma enstitüsüdür. Kuruluşun misyonu, arazilerin sorumlu kullanımı, dünya genelinde gelişen topluluklar oluşturma ve bunları sürdürülebilir kılma gibi konularda liderlik rolü üstlenmektir. 1936 yılında kurulan Enstitü’nün arazi kullanımı ve gelişim alanlarının tüm yönlerini temsil eden yaklaşık 33.000 mensubu bulunmaktadır.