Denizli’de gerçekleştirilen toplu açılış töreninde konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, verdikleri sözü yerine getirerek kentte 1449 konutu ve 50 dükkanı hak sahiplerine teslim etmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Denizli’nin turizmiyle, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle Ege’deki cazibe merkezi eşsiz bir şehir olduğunu belirten Bakan Kurum, konuşmasında şunları söyledi:
“Türkiye Yüzyılı’nı Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladılar. Tükiye Yüzyılı’nda Muhteşem Türk Şehirleri inşası için Denizli’miz içinde gece gündüz hizmet ediyoruz. Bugüne kadar TOKİ Başkanlığımız eliyle 10 bin 815 konut kazandırdık. Deprem oldu Bozkurttaydık, deprem oldu vatandaşlarımızın acılarına ortak olduk, konutlarını yaptık teslim ettik.
Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi kapsamında Denizli’mize ilk etapta 3 bin 150 konut inşa ediyoruz. İnanın bu projeyi açıkladığımız zaman o altılı masa hep birlikte koro halinde bu projeye karşı çıktılar. Ama hamdolsun milletimiz bize inancını güvenini 5 milyonu aşkın başvuruyla gösterdi. Biz milletimizi hiçbir zaman mahcup etmedik, ne söz verdiysek o sözleri tuttuk. 16 bin imarlı arsamızı da Denizli’deki hemşerilerimizin hizmetine sunuyoruz. Bereketli Denizli’mizin ekonomisine, istihdamına, gençlerin geleceğe güvenle bakacağı bu sanayi sitelerinde Denizli üretmeye, istihdam oluşturmaya devam edecek 300 bereketli dükkân kazandırıyoruz. Ne söz verdiysek sözlerimizi tuttuk.
Milletin istikbaline olan inancımızla bu yolu aşmak için ‘Büyük ve güçlü Türkiye’yi’ inşa etmek için gece gündüz demeden yürümeye devam ediyoruz. Ne zaman darda kalsak ne zaman zorda kalsak yanımızda hep siz vardınız, Denizli vardı, 81 ilde 84 milyon vatandaşımız vardı. İşte bu dua, dertlerine derman olduğumuz gönüllerin duasıdır. Pamukkale’nin güzelliğinin sirayet ettiği kalplerin duasıdır. Çok şükür; eser yerine bahane üretenlerden olmadık. Her zaman eser ürettik ve eser siyaseti yaptık. Altılı masaya rağmen biz milletimize eser üretmeye devam edeceğiz. Çünkü bizim gelecek seçim kaygımız yok. Bizim kaygılarımız çocuklarımıza, evlatlarımıza daha iyi, daha güzel gelecek bırakma kaygısıdır.”
