23 Aralık 2024 Pazartesi
Ana SayfaManşetBakan Kurum: "Yabancıya yapılan konut satışlarının fiyatlara etkisi yok.."

Bakan Kurum: “Yabancıya yapılan konut satışlarının fiyatlara etkisi yok..”

CNN Türk ekranlarında canlı olarak yayınlanan “Tarafsız Bölge” programına konuk olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, programın sunucusu Ahmet Hakan’a TOKİ’nin yeni başlayacağı sosyal konut hamlesinden Fikirtepe’de yaşanan gelişmelere kadar sektörü yakından ilgilendiren bilgi paylaşımlarında bulundu.

Bakan Kurum’un açıklamalarında öne çıkan konular şöyle:

“Ülkemizde yılda yaklaşık 1.5 milyon konut satışı oluyor. Bunun yaklaşık yüzde 31’ini 1. el konut satışları, kalanını da 2. el konutların el değiştirdiği bir satış görüyoruz. Bu satışları incelediğimizde arz-talep dengesine göre yüklenici firmalar konut yaparlar ve satış gerçekleştirirler. Geçtiğimiz yıllarda konut fazlalığı vardı, bir eleştiri söz konusuydu. Biz bunu Sayın Berat Albayrak ve Cumhurbaşkanımızla konuşarak bir kampanya yaptık.

Dünyadaki gelişmiş ülkelerin hemen hemen hepsinde konut fazlalığı söz konusu. İnşaat malzemelerin fiyatlarında bir artış söz konusu. Bırakın tedarik etmeyi, tedarik zinciri öyle bozulmuş ki 9-10 ay ötesine randevu alıyorsunuz. Dünyaya baktığınızda ise bir artış söz konusu. Avrupa’da insanlar konut fiyatlarının artışıyla ilgili eylem bile yapıyorlar.

İşin içinde fırsatçılar var. Fırsatçılar yüzünden tüm sektörün itham etmek doğru değil. Araştırmalar yapılıyor ve tespit edilenlere gerekli yaptırımlar yapılıyor.

Artışları biz bakanlık olarak, ilgili bakanlıklarımızla birlikte denetimlerimizi düzenli olarak yapıyoruz. Girdi-çıktı maliyetleri düzenli olarak inceleniyor. TOKİ’de bu yüzden var. Son 20 yılda 1,200 bin konut ürettik. 100 bin sosyal konut yaptık. Türkiye’de 2021 yılında satılan konutların yüzde 14’ü TOKİ’nin ürettiği satışlar ve konutlardır.

Biz artışlarla ilgili ihracatı bile Kabine’de konuştuk. Öncelikli bizim ülkemiz, Ülkemizdeki taleplerin karşılanması söz konusu. Tabi ki ülke olarak ihracat yapacağız. Biz TOKİ’yle birlikte yakın zamanda sosyal konut hamlesini 81 ilimizde yapacağız. Bir de kentsel dönüşüm konutları yapıyoruz. Bu muafiyetlerle birlikte deprem riskini kontrol edecek adımlar atmayı planlıyoruz.

TOKİ konutları sayesinde serbest piyasadaki konutların fiyatını da kontrol altına almış oluyoruz. İnsanlarımızın konutlara erişimini sağlamış oluyoruz. Konut fiyatlarındaki 3-4 kat artışların nedeniyse ham madde girdileriyle ilgili. Yoksa son 3-4 yıldır konutlarda bir artış söz konusu değildi.

Hiçbir zaman afetlerde, alt gelir, orta gelir vatandaşlarımızın çaresiz kalması konusunda bir tavır sergilemedik. O yüzden sosyal konut ve kentsel dönüşüm faaliyetlerine devam edeceğiz. Kirada doğrudan bizim bir rolümüz yok. Arz-talebi dengelediğimiz zaman kiralarda istediğimiz seviye gelecektir.

Çok güzel bir konumda olan Fikirtepe’de kentsel dönüşüm, 15 bin konut ve 60 bin vatandaşı ilgilendiren bir mesele. Burada vatandaşlarımızın gelen talepleri doğrultusunda bir planlama yapıldı. 3. kişilere satışlar, insanların başkalarının ortak olduğu bir süreç gördük. Biz bu duruma kayıtsız kalamazdık ve Cumhurbaşkanımız “Bu sorunu halledelim” diye talimat verdi.

Meclis’ten bir kanun geçirerek düzenleme yaptık. 2022 yılında vatandaşlarımızın burada kalan yarım işleri düzeltmek için sürece müdahil olduk. İhalelerini yaptık. 2023 yılı itibariyle inşallah teslimlerini yapacağız. Bu süreçte de onlara kira ve taşıma yardımı veriyoruz. Orada bir cazibe merkezi olacak. Yeniden planlama yaptık. 

Bir de yabancıya konut satışı var. Sayın Meral Akşener konut artışından bahsetti. Aslında ifade olarak doğru bir ifade değil. Bizim ortalama 30-40 bin yabancıya satışımız var. Son 5 yıla baktığımızda 40-50 bin yabancıya satış söz konusu. Bu sene 1,5 milyon satış içinde 59 bin yabancıya konut satışı gerçekleşti. Geçen seneki satış bir önceki yıllara göre abartılacak bir artış değil. Yüzde 3’lük bir marj, bahsettiğimiz konutlardaki fiyat artışına bir etkisi yok.

Bütün devletlere baktığımızda, ABD’de İngiltere’de belli bir miktarla ev aldığınızda hem vatandaşlık hem oturma izni veriyorlar.. Bu şekilde bize gelmeleri, yatırım yapmaları çok önemli. Bu ülkeye güveniyorlar, yatırım yapmak istiyorlar. Bu adamlar sadece konut almıyor ki, geliyor fabrika açıyorlar. İstihdam sağlanıyor. Dünyanın gıpta ile baktığı bir ülke olmak istiyorsanız bunları yapmak zorundasınız. Bizim vatandaşlarımız ABD’den Avrupa’dan ev almıyorlar mı?

Devletin bütün birimleri verilen görevler neticesinde çalışıyor. Dün Kabine’de Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yabancılara vatandaşlık için konut satışını 250 bin dolardan 400 bin dolara çıkardık. Niye? Konut maliyetleri arttı, fiyatlar arttı. Bu artışla birlikte vatandaşlığında artışı olması gerekiyordu, biz de yaptık. Biz vatandaşımızı hangi konuda açıkta bıraktık ki bu konuda açıkta bırakalım. Haziran’da TOKİ müjdesi vereceğiz.

Burada kentsel dönüşüm, deprem bizim yatsınamaz bir gerçeğimiz. Biz depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Nüfusumuzun %70’i deprem bölgesinde yaşıyor. Sadece depremde, Karadeniz’de İzmir’de deprem oldu diyoruz. Eğer enkaz altında kalan vatandaşımız varsa tüm ekiplerimizle oraya gidiyoruz. Aslında bunları unutturmamalıyız. Bu dönüşümü yapmak zorundayız. Bu konuda dertliyim. Yani dönüştürelim hep birlikte devletimiz 2012 yılında kimse demez bunu, “Bedeli ne olursa dönüştüreceğiz” dedi GOP’ta. Hızlı, gönüllü, yerinde yapacağız. Vatandaşımıza yardım vereceğiz, 20 milyon lira taşınma, kira yardımı verdik. Biz yüzde 40-50 sübvansiyon sağlıyoruz. İstanbul’da 5, 8 milyon konut var. 1,5 milyonu riskli. 300 bini ise acilen değişmesi gereken konutlar.

İstanbul’umuzun 39 ilçesinde örnek kentsel dönüşüm projesi yapıyoruz. 140 bin tane devam eden projemiz var. Esenler’de 60 bin konutluk çok güzel bir proje gerçekleştiriyoruz. Rezerv konutlarla birlikte şehrin içindeki toplanma alanları oluşturacağız. Türkiye’de bugüne kadar3 milyon konutu dönüştürdük. Yapı denetim kanunu çıkardık 99 depremi sonrasında. Hedefimiz 2035’e geldiğimizde kentsel dönüşüme girilmemiş konut bırakmamak.

Dolayısıyla bunu kararlı bir şekilde devam ettirmemiz lazım. Belediyelerimizin çıkıp kentsel dönüşüm için proje üretmesi, kaynak ayırması gerekiyor. Biz de bakanlık olarak arsa desteği, mali destek vereceğiz. Bu konuyu siyaset üstü olarak görüyoruz. Ben “O yaptı bu yaptı” demek istemiyorum. Topyekun seferberliği sürdürmek zorundayız ki o acıları tekrar çekmeyelim.

Sahada bizim uyguladığımız konutlara baktığımızda, şehirleşme modelinin uygulamaya gayret gösterdiğimizi görüyorsunuz. Nedir bu şehirleşme modeli. Yeşil alanların içine kurulu projeler. İzmir’deki depremde zemin artı 5 katlı konutlar yaptık. Bu anlattığım kentsel dönüşüm projelerindeki konutların hepsi zemin +4 kat evler. Bu artık bizde kanun gibi. Bu yapmış olduğumuz bütün projeler yatay mimarı esaslı projelerdir.

Biz sadece Kanal İstanbul Projesi’nde değil yapılacak her işte çevre etki raporu hazırlıyoruz. Belli büyüklükteki projede bu ÇET raporu hazırlanıyor. Buradaki ekolojik duruma zararı olup olmayacağı, deprem riskinin olup olmayacağı, atık su, kanalizasyon hatlarının nereye bağlanacağı, ekolojik yaşantının devam etmesi için atılacak adımların yer olduğu bir rapor.

Bu tüm dünya ülkelerinde böyle. Bir yatırım yapılacaksa çevre etkilerine bakarsınız. Bilim insanlarımız, akademisyenlerimiz neden güvenmiyorsunuz? İstanbul’da 2 tane fay hattı geçiyor. İstanbul’da beklenen deprem nedir? Yerin 20 km altında, 7 ve üzerinde şiddetli bir deprem bekleniyor. 20 metrelik kanal nasıl oluyor da depremi tetikliyor?

Böyle bir şey olmadığını bilimsel olarak söylüyoruz. Buraya ilave şehir gelmeyecek. 500 bin ilave nüfus gelecek. 500 bin ilave rezerv konut yapıp, Bağcılar’daki Başakşehir’deki insanları güvenli şekilde buraya getireceğiz.

Kentsel dönüşüm anlaşması çerçevesinde bu vatandaşlarımızı buraya taşıyoruz. Sonra Kanal İstanbul projesinde yüzde 52’si terk edilmiş. İstanbul’da ne kadar riskli konutumuz varsa onları yenilemiş olacağız. Su kaynaklarına etkisi var diyor. Orada Sazlıdere ve Terkos barajı var. Sazlıdere İstanbul’un yüzde 2 ila 3’ünü karşılıyor. Melen projesi bundan katbekat fazlasını ikame edecek.

Kaçak yapıyla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Daha 3-4 gün önce yine yıkım gerçekleştirdik. Kıyılarımızda, koylarımızda o sit alanlarımızda bu mücadeleyi yapacağız. Bunlar geleceğimize, çocuklarımıza bırakacağımız bir emanet.

Müsilajla ilgili etkin bir süreç yürüttük. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla afet koordinasyon bilinciyle süreç yürüttük. 25 milyon Marmaralıyı ilgilendiren bir konuydu. Yaklaşık 11 bin metreküp müsülajı bertaraf ettik. 22 maddelik Marmara Denizi’ni koruma eylem planı ortaya koyduk. Bunun başlıca sebepleri var 1- iklim değişikliği 2- kirlilik. Bunlar öncelikli konular. Kirlilik yüklerinin tamamını, Fabrikalar, Atölyeler, Belediyelerin arıtma tesisleri ne kadar kirletici yük varsa tespitini yaptık ve yönetmeliği değiştirdik. Bin metreküp ve üzerindeki tüm tesisleri anlık izlemeye başladık. Bizim verilerin üzerindeyse anlık müdahale ediyoruz. Arıtma tesislerini inceledik. Kısa vadede adımlarımızı attık şuan için Marmara’da herhangi bir risk yok ama bu yine müsilaj çıkmayacak anlamına gelmiyor. Bunlar kısa vadede attığımız adımlar. Ama uzun süreçte atılacak adımlar da önemli.

Şu an bizim Marmara koordinasyon ekibimiz var bunun içinde bilim insanları da var. Şu an bilim insanları yakın zamanda bize böyle bir risk olmadığı hakkında görüş beyan etti. Marmara Denizi bizim iklim değişikliği önlemleri arasında en dikkat ettiğimiz konu. Müsilajla ilgili yürüttüğümüz çalışmalar aynı şekilde devam edecek.”

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI