Gelişen Kentler Zirvesi’nin 7. ci durağı Balıkesir oldu. Sektörün yoğun katılım gösterdiği zirveye Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da katıldı. Yaptığı konuşmada bölgesel zirvelerin düzenlenlesinin önemine değinen Babacan: “Yatırım işi önce bir tanışıklıkla başlıyor. Bu toplantının sonunda güzel fikirler gelişerek, Balıkesir’e yararlı sonuçlar ortaya çıkaracak. Kasım 2013’de Ankara’da katıldığım Kent Ekonomileri forumunda şunları ifade etmiştim: Artık kentler ekonomimizin çok önemli unsurları haline geldi. Ülkelerin gelişmesi için kentlerin kalkınması gerekiyor. Kentler kalkınmadan da ülkenin kalkınmasından söz etmek mümkün değil. Daha büyük ve gelişmiş kentlere sahip olmak ekonomik gelişmeyi de hızlandırmaktadır. Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki kentler büyüdükçe, üretkenlik yükseliyor, kişi başına düşen gelir seviyesi artıyor. “ diye konuştu.
7. GELİŞEN KENTLER ZİRVESİ'Nİ İZLEMEK İÇİN VİDEOYU TIKLAYINIZ
Şehir büyürken hitap edilen pazarın da büyüdüğünü belirten Babacan: “Şehirler büyüdükçe rekabet artmakta. İş gücü piyasaları da derinleşmektedir. Büyüyen kentlerin daha fazla girişimci, daha fazla inovasyon, daha fazla eğitimli nüfus için gerekli zemini sağladığını da gözden kaçırmamak gerekir. Bütün bunlar da toplumsal refahın artmasını beraberinde getiren unsurlardır. “ diye konuştu.
Dünyadaki kentleşme tredleri hakkında bilgi veren Ali Babacan: “20. Yüzyıl kentleşme yüzyılı olmuştur. Birleşmiş Milletler verilerine göre 1950 yılında, dünya nüfusunun sadece yüzde 30’u kentlerde yaşıyordu. 2014’te bu oran yüzde 54’e çıktı. 2050 yılında ise; bu oranın yüzde 66’ya çıkması bekleniyor.
'Marka değeri oluşturan kentler birbiriyle yarışacak'
1990 yılında, dünyada nüfusu 10 milyonun üzerinde olan şehir sayısı sadece 10, bugün itibari ile bu sayı 28’e ulaşmış durumda. 2030 yılında bu sayının 40’a çıkması bekleniyor. Bütün bu veriler bizlere kentlerin hem ekonomik açıdan, hem sosyal açıdan, hem de kültürel açıdan ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu açıdan önümüzde ki dönemde marka değeri oluşturmayı başarabilen kentlerin, birbirleriyle yarışacağı bir dönem olacak. “ şeklinde konuştu.
'Balıkesir ekonomik aktivitenin merkezi'
Türkiye hakkında değerlendirmelerde bulunan Ali Babacan: “Dünyada en hızlı kentleşen ülkelerden birisi Türkiye. Şehirlerimizin nüfusu gittikçe yoğunlaşıyor, kırsal nüfus gittikçe azalıyor. Balıkesir’e bakacak olursak ;Balıkesir’in gerçekten çok büyük bir potansiyeli var. İstanbul, Bursa ve İzmir’in ortasında bir şehir. Yeni ulaşım projelerini de dikkate aldığımızda İstanbul –İzmir körfez geçiş projesi ile, yeni otoyol projesi ile birlikte düşündüğümüzde, Balıkesir tam da ekonomik aktivitenin merkezinde olacak bir şehir.” dedi.
'Yatırımcının önünü açalım'
İstanbul, İzmir ve Bursa’nın potansiyeli büyük şehir olduğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Ali Babacan: “İstanbul, İzmir, Bursa güzergahının merkezinde yer alan Balıkesir’in bundan sonraki dönemde çok daha hızlı gelişmesi işin doğal akışı. Yeter ki şehrimiz için doğru politikalar yapalım, güzel politikalar geliştirelim. Ama belki de her şeyden önemlisi gölge olmayalım, engel olmayalım. Hem merkezi hükümet açısından, hem bakanlıklarımız açısından, hem de belediyelerimiz açısından söylüyorum. Yatırımcının önünü açan, işini kolaylaştıran bir anlayışla bunu götürmemiz gerekiyor. “ ifadelerini kullandı.
Yatırımcıların önün açılması gerektiğinin altını çizen Babacan: “Yatırımcılardan bir tanesinin yurtdışı tecrübelerinden birini dinledik. Bir gayrimenkul projesi için Almanya’nın önemli şehirlerinden birinde bir arazi alıyorlar. Bu satın almadan hemen sonra o şehrin belediye başkanı ekibiyle birlikte İstanbul’a geliyor. Biz sizin için ne yapabilir diyor. Gelişmişlik seviyesini tamamlamış Almanya’dan bahsediyoruz. Belediye başkanı çıkıp Türkiye’ye geliyor. Siz bizim şehrimizden arsa satın almışsınız. Biz sizin için ne yapabiliriz, işinizi nasıl kolaylaştırabiliriz diyor. Biz gelişmekte olan, yatırım ihtiyacı olan bir ülkeyiz. Özellikle uluslararası sermayenin çok hızlı bir şekilde gelmesi gereken bir ülkeyiz.Kendi yatırımcımızın da önünü açmak zorundayız.” diyerek şöyle devam etti:
Yatırımcıların önün açılması gerektiğinin altını çizen Babacan: “Yatırımcılardan bir tanesinin yurtdışı tecrübelerinden birini dinledik. Bir gayrimenkul projesi için Almanya’nın önemli şehirlerinden birinde bir arazi alıyorlar. Bu satın almadan hemen sonra o şehrin belediye başkanı ekibiyle birlikte İstanbul’a geliyor. Biz sizin için ne yapabilir diyor. Gelişmişlik seviyesini tamamlamış Almanya’dan bahsediyoruz. Belediye başkanı çıkıp Türkiye’ye geliyor. Siz bizim şehrimizden arsa satın almışsınız. Biz sizin için ne yapabiliriz, işinizi nasıl kolaylaştırabiliriz diyor. Biz gelişmekte olan, yatırım ihtiyacı olan bir ülkeyiz. Özellikle uluslar arası sermeyenin çok hızlı bir şekilde gelmesi gereken bir ülkeyiz.Kendi yatırımcımızın da önünü açmak zorundayız.” Diyerek şöyle devam etti:
'Yatırım olmadan büyüme olmaz'
“Balıkesir Belediye Başkanımızın yoğun bir şekilde çalışarak buraya getirdiği bu zirve, bundan sonraki dönemde Balıkesir’deki belediyecilik anlayışının en güzel sinyallerini veriyor. Yatırım olmadan büyüme de istihdam da olmaz. İki türlü yarım var; bir özel sektör yatırımı, iki altyapı yatırımı. Türkiye’deki yatırım harcamasının yüzde 80’ini özel sektör yapıyor. Merkezi hükümetimiz ve belediyelerimiz de altyapı için gereken çalışmaları yapıyor. Öte yandan da özel sektör yatırımlarının da önünü açmak için ger türlü gayreti göstermelidir.
Balıkesir bir sanayi ve tarım şehri. Madencilik, inşaat ve enerjinin önemli olduğu bir şehir. Aynı zamanda turizm potansiyeli de önemli olan bir şehir. Türkiye’de işsizlik oranın en düşük olduğu şehirlerimizden bir tanesi. Bu bile şehrin önümüzdeki dönemlerdeki potansiyelini bizlere gösteriyor.
'Kentsel dönüşümde yerli kaynaklara ağırlık verelim'
2023 hedefleri hakkında da bilgi veren Başbakan Yardımcısı Babacan: “Rekabetçiliği ve sosyal uyumu geliştiren kentsel dönüşüm programının amacı şehirlerimizin ekonomik, sosyal, fiziki dezavantajlarını azaltmak. Rekabet gücünü ve yaşam kalitesini artırmak. Bu amaca yönelik yapılacak yatırımların kuşkusuz makro ekonomik yatırımları bozmayacak şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bu programın amacı; Kentsel dönüşümü yerli ve yenilikçi üretimi destekleyecek şekilde uygulayabilmek. Kentsel dönüşüm yaparken mutlaka kendi kaynaklarımıza, kendi teknolojimize ağırlık verelim. Ülkemiz deprem kuşağında. Bu nedenle yapılarımızın asla risk içermemesi gerekiyor. Teknoloji en riskli deprem bölgelerindeki şehirlerde bile 50 katlı binaların yapılabilmesine imkan veriyor. Dolayısıyla binalarımızı bilinçli bir şekilde yapmalıyız.
'Aile odaklı şehirleşmek önemli'
Şehirlerimizin iş ve yaşam kalitesi bakımından cazibesinin artması çok önemli. Şehirler sadece yapılar yollar değil, asıl insanlarla bütünleştiğinde gerçekten şehir olur. Aile odaklı bir bakış açısı ile şehirleşmemiz gerekir. Sosyal uyumu destekleyen bir şehirleşme anlayışı olmalı. Tarihi ve kültürel değer taşıyan bir anlayış olmalı. Özellikle şehir merkezlerinin dönüşümünde en küçük bir taş parçasının dahi tarihi bir anlamı varsa korumak gerekir. Bilinçli bir şekilde restore ederek, kalıcı bir şekilde korumak gerekir.
Dönüşüm yapılamasının önemli bir amacı da ülkemizde konut sahiplerini artırmak. Bununla ilgili çok sayıda eylem belirledik . 2018’e kadar tümünün tamamlanmasını bekliyoruz.
'Bizim kadar detaylı hazırlık yapan bir ülke yok'
G20 Dönem Başkanı olarak rahatlıkla ifade edebilirim ki, başka hiçbir G20 ülkesinde, önümüzdeki 4 yılla ilgili ve 2023 ile ilgili bizim yaptığımız kadar detaylı bir hazırlık yok. G20 dünyanın en büyük 20 ekonomisi. Başkanlığa seçildik. 20 ülkeyi de yakından takip ediyorum. İleriye doğru bu kadar detaylı bir hazırlık yapan başka bir ülke yok.
Yatırım konusunda G20'de önemli bir süreç başlattık. Dünya ticaretinin yüzde 75’i G20 üyeleri tarafından gerçekleştiriyor. Daha da önemlisi dünya ekonomisinin yani gayri safi hasılanın yüzde 85’i G 20 üyesi ülkeler tarafından gerçekleştiriliyor.
Biz bu yıl G 20’de 3 öncelik ilan ettik. Birincisi kapsayıcılık, ikincisi uygulama, üçüncü yatırım. Kapsayıcılıkta hem ulusal boyut, hem de uluslar arası boyut ele alınıyor. Büyümenin bir ülkede tüm kesimlerde olumlu sonuçlarının görülmesi gerektiğini söylüyoruz.
Özlem ATİLA / Emlakdream.com