Yeşil çatılar, sürdürülebilirliğin ana ilke olarak benimsendiği günümüz mimarisinin temel ögelerinden biri olarak kabul görüyor.
Avrupa’da çok yaygın bir uygulama olan yeşil çatılar, ülkemizde ise inşaat sektörünün yeni trendi olarak dikkat çekiyor. Türkiye pazarına ilk kez 2003 yılında Onduline Avrasya öncülüğünde giren yeşil çatılara duyulan ilgi her geçen yıl daha çok artıyor. Yeşil çatıların en sık kullanıldığı ülke olan Almanya’nın sadece Stutgart kentinde 2 milyon metrekarelik yeşil çatı uygulamasına karşılık Türkiye genelindeki 500 bin metrekarelik yeşil çatı uygulaması alınması gereken çok yol olduğunu gösteriyor.
Yeşil çatıların hızlı kentleşme sonucunda eko-dengesi bozulan şehirlere yeni bir soluk kattığını belirten Onduline Avrasya Sürdürülebilir Büyüme Koordinatörü Ayşe Miray Şen: “Yeşil çatılar Türkiye için yeni bir kavram olsa da geçmişi Babil’in Asma Bahçeleri’ne kadar dayanıyor. Yapılaşma sonucu yok edilen yeşil alanların eğimli çatılar, teras çatılar ve otopark üzerlerinde yeniden kazanılması hedefi ile geliştirilen yeşil çatılar, doğal güzelliğinin yanı sıra bulunduğu ortamın oksijen miktarını artırarak havayı temizliyor. Örneğin İstanbul’da kişi başına 1,5 metrekarelik yeşil alan düştüğü ve şehirlerin yüzde 75’inin asfalt ve beton gibi geçirimsiz yüzeylerle kaplı olduğu göz önünde bulundurulduğunda yeşil çatıların önemi daha çok ortaya çıkıyor” dedi.
Sanayi tesislerinden konutlara kadar geniş bir bina yelpazesinde kullanılabilen yeşil çatı sistemlerinin Türkiye’de daha çok büyük projelerde tercih edildiğini ifade eden Ayşe Miray Şen: “Konutlara hem estetik değer katan hem de sağlıklı bir yaşam alanı oluşturan yeşil çatılar, sel baskınları, hava kirliliği, kentlerin aşırı ısınma sorunu gibi iklimsel değişikliğe neden olan olayların azaltılmasına yardımcı oluyor. Isı, su ve ses yalıtımını da destekleyen yeşil çatılar aynı zamanda çatıdan drene edilmesi gereken su miktarında da yüzde 90’a kadar tasarruf sağlıyor. Tüm bu özellikleri ile Yeşil Bina adayı projelere de katkıda bulunan yeşil çatılar ülkemizde daha çok bir prestij unsuru olarak görüldüğü için genellikle alışveriş merkezleri gibi ticari yapılarda kullanılıyor. İlk yatırım maliyeti geleneksel çatılara göre biraz daha yüksek olsa da getirileri ile aradaki farkı amorti eden yeşil çatıların bu açıdan değerlendirildiğinde sadece büyük projeler için değil konutlar için de son derece avantajlı bir uygulama olduğu görülüyor” diyerek açıklamalarına devam etti.
Onduline Avrasya’nın, “Sistem Ondugreen” markası ile Türkiye’de bugüne kadar 500 bin metrekarelik yeşil çatı uygulaması yaparak 200 bin tonluk karbon salınımını önlediğini söyleyen Ayşe Miray Şen: “Onduline Avrasya olarak 2003 yılında Alman ZinCo firması ile işbirliği yaparak “Sistem Ondugreen” markasıyla Türkiye’yi ilk defa yeşil çatı sistemiyle buluşturduk. İlk yıllarda oldukça küçük bir pazar payına sahip olan yeşil çatılar, 2013 yılından bu yana ivme kazandı. 2005 yılında 10 bin metrekarelerde olan yeşil çatı uygulamaları, 2013 yılına gelindiğinde 300 bin metrekareye ulaştı. 2014 yılında ise 500 bin metrekareye yakın yeşil çatı uygulaması yapıldı. Geçtiğimiz yıl 8 milyon Euro olan pazar büyüklüğünün 2015 yılında ise 10 milyon Euro’luk bir satış hacmine ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye yeşil çatı pazarı Avrupa ile kıyaslandığında epey geride olsa da gerek artan çevre duyarlılığı gerekse de kentsel dönüşüm gibi etkenlerle pazarın çok daha büyüyeceği görülüyor” dedi.