Boğazın kurtuluşunu ilan ettiği gün diyebiliriz.
İstanbul Boğazı’nın “geri görünüm ve etkilenme alanı” olarak tanımlanan sahile 9 kilometreye kadar olan bölümlerini, kentsel dönüşüme açan düzenleme konusunda Teknik Yapı Holding Başkanı ve İnder Genel Başkanı Nazmi Durbakayım’ın yorumunu aldık.
“Boğaz kanununun yürürlüğe girdiği 18.11.1983 tarihinden bu yana boğazın öngörünüm kısmına çivi çakılmıyor.
Öngörünüm nedir?Öngörünüm sahilde durup başınızı kaldırdığınızda kıyı kenarından itibaren karanın gökyüzü ile kesiştiği bölgesine öngörünüm deniyor.
Geri görünümde imar hakkı vardı ancak ön görünümde yok.
İstanbul’a göç başladığından itibaren en cazip bölge boğaz bölgesi olmuş ve gecekondulaşma burdan başlamıştır.
Afet yasası kapsamında bu konu ele alındı. Boğaz için çıkarılan bu kararla boğazın kurtuluşunu ilan ettiği gün diyebiliriz.
Boğaziçi kanunundan bu yana boğazda imar yapılmadı .Bogazda kötü yapılaşmış bölgeler bu yasa çerçevesinde boğazın sulietine uygun bir hale gelecek. Hem de deprem riskinden kurtulacak.
Ancak önümüzdeki günlerde tekrar böyle yasalara ihtiyaç duyulmayacak şekilde uygulamaların olmasını temenni ediyorum.
Kentsel dönüşüm yasası çıkarken şu şekilde bir ilave ile çıkar ise yasaya çok fazla işlevsellik kazanacağına inanıyorum.
Kat mülkiyeti kanununun müktesep hak olmasından dolayı ancak binaların yenilenmesinde 2/3 oranındaki malikin kararının yeterli olması için o bölge/ parsel/ binanın afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor. Bunun için gerekli olan çürük raporunun alınması günümüzde çok zor. Bir kuruluş çürük diğer bir kuruluş ise sağlam raporu verebiliyor. Ancak İstanbul 1997 ye kadar 2. Derece deprem bölgesi idi. 1997 de 1. Derece deprem bölgesi ilan edildi dolayısı ile 2.derece deprem bölgesi şartlarında inşaa edilen binalar afet bölgesi ilan edilmek sureti ile çürük raporu alma süreci kısaltılabilir ve 2/3 oranı daha rahat çalışır. Bu durumda 98 yönetmeliğinden önce yapılmış binalarda daha yüksek kriterler kullanıldı ise bunlara rapor almak sureti ile 1. Derece deprem şartnamelerine uygun olduğu ispatlanmış olur. (Medeni kanunun değişiminde de yeni kanunu kabul etmeyenlerin dilekçe vermesi şeklinde ters uygulanma yapılmıştı) .
Ayla Özer
