Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye'de boşanan çiftlerin sayısı 2012 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 2,7 artış göstererek 123,325'e yükseldi. Yani boşanmalar her geçen gün ne yazık ki artıyor. Peki, ailenin en temel ihtiyacını karşılayan gayrimenkuller boşanma sonrasında kimde kalıyor?
İMilliyet'ten Bengü Öner'in haberine göre stanbul Barosu Avukatlarından Avukat Nilgün Sivrioğlu'yla boşanmadan sonra eşler arasında mal paylaşımının özellikle gayrimenkuller bazında nasıl gerçekleştiğini konuştuk.
2002'den sonraki tüm evlilikleri ve daha eski tarihli evliliklerde de 2002'den sonra edinilen malları kapsayan bu uygulamanın istenirse değiştirilebildiğini söyleyen Sivrioğlu, "1 Ocak 2002 tarihinden itibaren günümüze geçerli olan yasal mal rejimi "Edinilmiş Mallara Katılım" şeklindedir. Yani eşler, evlilik tarihinden sonra çalışarak, sosyal sigorta ya da özel sigorta aracılığıyla, miras ve bağış dışında edindikleri tüm mallarda ortak olarak hak ve tasarruf sahibi. Gayrimenkul ve menkul, evlilik birliği içindeki tüm edinimler için geçerli olan yasal rejim haricinde, “Mal Birliği” ve "Mal Ayrılığı” şeklinde eşlerin seçimine bağlı mal rejimleri vardır" dedi.
Buna göre eşler yasal rejim olan, "Edinilmiş Mallara Katılım" rejiminden faydalanmak istemezlerse; evlilik anında beyan ile veya evlilikten sonra noterde düzenleterek ya da bir avukata bunu düzenletip notere onaylatarak, mal rejimini değiştirebiliyor. Ancak herhangi bir seçim yapmazlarsa 2002'den itibaren geçerli olan "Edinilmiş Mallara Katılım" yasal rejimine tabi oluyorlar.
Boşanma durumunda, evliliğin iptali ya da ölüm sebebi ile evlilik sonlandığında önem arz eden bu ortaklık, gayrimenkuller konusunda malın kimin üzerine kayıtlı olduğu sonucunu değiştiremiyor. Ancak diğer eşin bu maldan payını yani yasal hakkını boşanmanın bir sonucu olarak istemesini sağlayabiliyor.
Edinilmiş mallar üzerinde özellikle sıkça rastlandığı gibi; erkeğin üzerine kayıtlı olan gayrimenkul üzerinde ipotek tesisi halinde, diğer eşin muvaffakatının da arandığını söyleyen Sivrioğlu, 2002'den itibaren geçerli olan bu yasal rejimle evlilik birliğinde edinilen mallar bakımından diğer eşin haklarını korunmasının amaçlandığını ifade etti.
.
Boşanınca Ev Kimde Kalacak?
Evliliğin özellikle boşanma ile sona ermesinden sonra, malın paylaşımı anlamında edinilmiş mallardaki payı talep etmenin seçim meselesi olduğunu söyleyen Sivrioğlu; bu durumda eşlerin, 2002'den sonra edindikleri gayrimenkulün kimin üzerine olursa olsun %50 adına tescilini, ya da bedelinin ödenmesini isteyerek, yasal mal rejiminden yararlanabileceğini açıkladı.
Gayrimenkul yarı yarıya ya da eşlerden biri üzerine alınmış olmasının önemi olmaksızın, “Edinilmiş Mallara Katılım” düzenlemesi ile hak aranabiliyor. Ancak bu uygulama boşanmalar esnasında talep edilirse hak sağlıyor. Yani sadece ilgili kişinin talebi doğrultusunda gayrimenkulün paylaşımı söz konusu… Talep edilmediği takdirde kendiliğinden elde edilen bir hak sağlanmıyor.
Boşanmalar esnasında, kötü niyetli eşin mal kaçırması durumunun sık sık yaşandığını ifade eden Sivrioğlu, bu gibi durumlarda geriye dönük devir tarihlerinin ve devreden eşin kötü niyeti ile işlemin muvazzalı olduğu tespit edilerek, yasal hak olan malların yüzde 50'sinin alınması için dava açılabildiğini, ancak bunun yasal süreci uzattığını ve keza hak sahibinin hakkını almasını geciktirdiğini bazen da imkansız hale getirdiğini söyledi.
Eşlerin boşanma sırasında yapacakları anlaşma doğrultusunda, 2002’den önce alınan malların da paylaşılması için başvurmaları mümkün. Ancak bunun dışında 1 Ocak 2002'den önce edinilen malvarlığı için (eğer tanınan bir yıllık süre içinde eşler tarafından bir sözleşme yapılmadı ise) eski mal rejimi olan "Mal Ayrılığı Rejimi" geçerli sayılıyor.
Yasal düzenlemeye göre ipotekli ya da borçlu malın da paylaşımı yine yüzde 50 şeklinde yapılıyor. Ancak miras, bağış ve evlilikten önceki mallar yasal rejime dâhil olmuyor.
Eşlerden birinin üzerine kalan mirasın, evliliğin sonlanması durumunda, diğer eş tarafından talep edilmesi halinde; mirasla edinildiği kanıtlanarak paylaşım dışı kalması söz konusu. Yani mirasla ya da bağışla gelen gayrimenkul, "Edinilmiş Mal Rejimi" kapsamına girmiyor.