Türkiye boya sektöründe faaliyet gösteren büyük ölçekli yerli boya firmalarının uluslararası alanda yabancı sermayeli kuruluşlarla ortaklık yapmaya başladığını vurgulayan sektör temsilcileri, bu durumun sektörün küresel ölçekte konumunu güçlendirdiğini ve ihracat potansiyelini artırdığını belirtiyor.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nden (İKMİB) alınan bilgilere göre, kimya sanayisinin alt sektörlerinden olan boya ve hammaddeleri sektörü, kimya sanayi ihracatının yüzde 7’sini oluşturuyor. Boya ve hammaddeleri sektörü üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu ise ihracata kanalize ediyor. Son beş yılda ihracatını artıran boya ve boya hammaddeleri sektörünün 2014 yılında toplam ihracat rakamı 995 milyon 693 bin dolar değerinde iken, 2017 yılında bu rakam 1 milyar 20 milyon 323 bin dolara ulaştı. Türkiye’nin 2018 yılında boya ihracatı bir önceki yıla göre değer bazında yüzde 15.42 artış göstererek, 529.6 milyon dolara ulaştı.
En çok boya ihracat Irak, Özbekistan ve Çin’e yapılıyor
Boya hammaddelerinde ise 2018 yılında miktar olarak yüzde 9.3, değer olarak da yüzde 13’lük artış kaydedildi. Boya ve hammaddeleri ihracat toplamı 2018 yılında 2017 yılına göre değerde yüzde 14 artarak 1 milyar 163 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bunun yanında Türkiye’nin 2018 yılında en çok boya ihracatı yaptığı ilk üç ülke; Irak, Özbekistan ve Çin oldu. Çin’den sonra ise ilk 10’da sırasıyla İran, Azerbaycan, Mısır, Gürcistan, Rusya, Brezilya ve Ukrayna yer aldı. Doğu Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika ülkelerine yakınlığı nedeniyle, Türkiye bu ülkelere yönelik ihracat için önemli bir merkez olma özelliğine sahip.
Öte yandan, bölgesel ihracat potansiyeli yüksek ve boya talebinin artış gösterdiği gelişmekte olan pazarlara yakınlığı Türkiye’ye avantaj sağlıyor. Ancak, bu avantajını ölçek olarak değerlendiremediğine dikkat çeken uzmanlar, büyüme devam etse de geçmiş yıllara kıyasla büyüme hızında bir yavaşlama olduğu görüşünde birleşiyor. Büyük ölçekli şirketler yeni teknolojilere kaynak ayırmakta zorlanmazken küçük ve orta ölçekli şirketlerin Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarına verilen devlet teşviklerinden daha fazla yararlanması gerekiyor. Boya inovasyona çok açık bir sektör ve yüksek teknolojili boyaların ihracatta da getirisi çok yüksek. Coğrafi yakınlık ve lojistik avantajı sayesinde boya sektörü özellikle yakın pazarlarda ihracat potansiyeli ile öne çıkıyor.
Üretimde önemli ölçüde düşüş oldu
Boya Sanayicileri Derneği’nden (BOSAD) alınan verilere göre Türkiye boya ve hammaddeleri sektörü 2018 yılında yurtiçi talep ve ekonomik büyüme süreciyle beraber gelişimini sürdürdü. Ancak, 2018 yılı ikinci yarısında ortaya çıkan ve makroekonomik göstergelerde kendini gösteren ekonomik olumsuzluklarla birlikte, yıl sonuna kadar sektörel kuruluşları önemli ölçüde etkilendi. Yurtiçi tüketimde özellikle yılın ikinci yarısında başta inşaat boyaları alanı olmak üzere üretimde önemli ölçüde düşüş oldu. Yıl ortalamasında da 2018 yılında 2017 yılına göre boya sanayisi üretiminde düşüş görüldü. Boya sanayisi 2018 yılında Türkiye ekonomisinde yaşanan düşük büyüme hızıyla beraber, sektörel bir yurtiçi talep daralması yaşadı.
Bu sürecin; ekonomide yaşanan genel sorunlar dahilinde ele alındığında başta döviz kurlarındaki istikrarsızlık, son yıllarda yaşanan gelir düzeyindeki düşüş gibi birçok temel sorundan kaynaklandığı görülüyor. Bu süreçte temel girdilerin yüzde 60’lık bölümü ithalata bağlı bir üretim yapısı içinde olan Türkiye sanayisi, ithal girdi maliyetlerinin getirdiği aşırı yük ile (başta finansman yükü de olmak üzere) karşı karşıya kaldı ve ürün maliyetlerindeki artışın önemli bir kısmını, zaten daralan piyasa ortamında satış fiyatlarına tam anlamıyla yansıtamadı. Bu sürecin bu yılın ilk yarısında da devam etmesi bekleniyor.
Sektör temsilcilerine göre, boya sektörünün gelişimini direkt olarak ilgilendiren bir faktör de konut kullanıcılarının ev ve binalarını boyama sıklığıdır. Araştırmalar ülkemizde gelişmiş ülkelere kıyasla daha seyrek boya yapıldığını ve renovasyona gidildiğini gösteriyor. Boyama sıklığı alım gücü ile doğru orantılı olduğu kadar alışkanlık ve boyanın ulaşılabilir olması ile de ilgili.
Türkiye, toplam üretimden yüzde 2’lik pay alıyor
Diğer yandan uzun yıllardır Türkiye’nin üretimde, global boya sanayisinden aldığı pay yaklaşık yüzde 2. Global pazardaki boya üretimi 2017 yılı verilerine göre, yılda yaklaşık 60 milyon tondur. Türkiye’de boya sanayisi toplam üretiminin yaklaşık yüzde 8-10’luk bir bölümünü ihracata yöneltiyor. Son 10 yılda ihracatını artıran sektör, özellikle coğrafi yakınlığı bulunan dış pazarlara boya sanayisinin çeşitli alt sektörleri itibarıyla boya ürünleri sevk ediyor.
Sektörün bu yıla ait temel beklentisi ise; genel ekonomik yapıda son bir yılı aşkın izlenen makroekonomik dengelerin yeniden tesis edilerek ekonominin başta cari açık ve finansman yapısına yönelik iyileştirme süreci içinde önlemler alınması ve genel imalat sanayinin devlet tarafından desteklenerek, yeniden ulusal ekonomi içinde yükselen bir değere sahip olma.
Sektörün sorunlarının başında ise temel girdilerin yüzde 60’ının dışa bağımlı olmasının yanı sıra ölçek ekonomisi dışındaki kuruluşların, teknolojik yapılarındaki eksiklikler ve kayıt dışılık geliyor. Sektörün bu yıl odaklanacağı önemli konu başlıkları içinde sektörel büyüme ve ihracatın artırılması yer alıyor. Ayrıca, sektörün son dönemde kimya ana sektörü içinde en yüksek Ar-Ge teşviki alan sektör olması dikkat çekici bir gelişme. Sektörün bugünkü koşullar altındaki sorunlarının çözümünde, başta ekonomimizin genel dengesinin yeniden tesisi yanında, sanayinin özellikle ihracata dayalı bir strateji hedefi doğrultusunda, yeni bir üretim ve yatırım hamlesinin desteklenmesi büyük önem taşıyor.