Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, kentsel dönüşümde olumsuzluklar yaşandığını belirterek, “”Böyle giderse, İstanbul’daki 5.5 milyon konut 10 milyona, nüfus iki katına çıkar” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Aydın Düşünce Platformu tarafından düzenlenen “Şehir ve Medeniyet” isimli konferansa katılan Özhaseki özellikle 1950’li yıllarda başlayan büyükşehirlere göç sürecine, belediyelerin hazırlıksız ve plansız yakalanmasının kentlerin gecekondularla dolmasına neden olduğunu söyledi.
“Şehirlerimizin kimliği yok”
Özhaseki, Türkiye’nin “kimliksiz ve çok sağlıksız” şehirlere sahip olduğunu anlatarak, “”Roma’ya gidiyorsunuz, bir kimliği var. Prag’a gidiyorsunuz, bir kimliği var. Eski Paris’in bir kimliği var. Bizim ise birkaç küçük ilçe, belde veya köyümüzün dışında bizim kültürümüzü yansıtan bir bölgemiz yok. Bizim tarih ve kültürümüzü yansıtan han, hamam gibi eserler kıyıda köşede kalmış durumda. Şimdiye kadar bunların kıymetini bilememişiz” diye konuştu.
Bakan Özhaseki, 2000’li yıllardan sonra belediye başkanlarının kendi bölgelerindeki tarihi eserleri koruma yoluna gittiğini aktararak, “Şehirlerimizde kıymetini bilemediğimiz için yok ettiğimiz eserler oldu. Artık paramız, pulumuz, aklımız, hocalarımız var. Şimdi bize ‘Ne yapmak lazım? Bir şeyler yapın’ deniyor. Bizim durumumuz şu. Acemi bir terzinin eline düşmüş kumaş getiriyorlar önümüze ve o kumaştan güzel bir elbise çıkarmamızı istiyorlar. Halbuki adamın pantolon boyu 110 santimken 89’e kesilmiş. Nereden başlayacağız, ne yapacağız; bunun için bizim de akla ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
Kentsel dönüşüm uyarısı
Şehircilik şurasının en önemli başlıklardan birisinin ülke için bir zorunluluk olan kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayan Özhaseki “Önümüzdeki temel konular var: Kentsel dönüşüm, göç-uyum, kimlik ve yerel yönetimlerin süreçteki rolü. Doğu ile Batı’yı ayıran en önemli faktörlerden birisi kamu yönetimi anlayışıdır. Batı’da yerel yönetimler hakimken; doğuda merkeziyetçilik daha güçlü. Türkiye ikisinin ortasında. Siyasi irade yerelleşmeye çalışıyor, elindeki yetkilerini devretmeye, özel sektörün üzerine oturmaya çalışıyor ama bir takım dirençlerle karşılaşıyor” değerlendirmesini yaptı.
“Yıldı 500 bin konut dönüşecek”
Özhaseki, İstanbul’un deprem riskine karşı alınacak tedbirlerin şehirleşme anlamında ‘fırsat’ olarak değerlendirebileceğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Gerekli kanun çıktıktan sonra yılda 500 bin konutu değiştirip, dönüştürmeyi düşünüyoruz. Bu piyasaya yılda yaklaşık 150-200 milyar liranın girmesi demek. Bu süreç 300 sektörü etkileyecek. İstanbul’da bina bazlı dönüşümler ‘başa bela’ hale geldi. Bina bazlı dönüşümün bela olduğunu millet anladı herhalde, en azından biz anladık. Çünkü bina bazlı dönüşümde yapılan eski binayı bir kaç kat artırmaktan ibaret. Bu da nüfus yoğunluğunu artırıyor. Alan bazlı dönüşümde de sıkıntılar var. Böyle giderse, İstanbul’daki 5.5-6 milyon konut 10 milyona; nüfus da iki katına çıkar.”