Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Öğretim Görevlisi ve A Sınıfı İSG Uzmanı Turabi Karadağ, şu uyarılarda bulundu:
“Günümüz mimarisinde sıkça kullanılan Fransız balkonlar, standart balkon ebatlarında olmayan yani sandalye ve masa konulamayan balkonlardır. Yapısal olarak pencerelerin tamamen açılabildiği ve önlerinde bariyerlerin bulunduğu Fransız balkonlar genellikle hava almak amacıyla kullanılmaktadır. Fransız balkon denilmesinin nedeni Fransa-Paris'te çok sık karşılaşılmasıdır. Ancak yeni dönemde Türkiye’de yer alan projelerde sıklıkla karşılaşılmaktadır.
Estetik kaygısı güvenliğin önüne geçmesin!
Fransız balkonlar, son dönemde yeni binalarda çok kullanılıyor ancak bazı projelerde teknik ve sağlamlık konusunda emniyetin ikinci plana atıldığını görüyoruz. Günümüzde estetik kaygısı, güvenliğin önüne geçti. Belediyelerin bu konuda gerekli denetimleri yapması ve önlemleri alması gereklidir.
Korkuluk mantolama üzerine yapılmamalıdır
Korkuluğu 60 cm olan sözde güvenlik önlemi alınmış bir balkona sahibim. Balkonlarda, yükseklik, demirler arası mesafe ve monte yöntemi önem taşır. Yükseklik en az 90 cm, yatay bağlantılar arası ise en az 20 cm olmalıdır.
Betona sabitlenmelidir!
Müteahhit bir binayı yaparken balkon korkuluğunu, manto malzemesinin üzerine sabitliyor. Böyle bir uygulamanın güvenliğinden söz etmek mümkün değil. Ancak Fransız balkonları yasaklamak da çözüm değil. Güvenlik şartları oluşturulmalı, olgunlaştırılmalı, denetimler arttırılmalı, küpeşte yükseklik kriterleri tekrar gözden geçirilmeli. Ankrajlar mermere değil de betona önce hilti ile açılıp çok güçlü yapıştırıcı ile yapıştırılıp daha sonra vidalanmak suretiyle sabitlenmelidir.
Çocukların güvenliğine dikkat
Cam ile korkuluk arası 10 cm olmalıdır. Özellikle küçük ve yeni yürümeye başlayan çocuğu olan ailelerde bu sorun sıkça dillendirilmektedir. Burada olması gereken ise çocuk cam ile korkuluk arasına sığmamalıdır.”
Mimari aşamada güvenlik düşünülmeli
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rüştü Uçan ise denetimlerin önemine dikkat çekti.
Uçan, “Konuyu İmar Yönetmeliği açısından değerlendirmek doğru olmaz ancak mimari aşamada tasarımlar yapılırken riskler düşünülmeli ve binalar inşa edilirken bu güvenlik önlemleri göz önünde bulundurulmalıdır. Mimarlar Odası’nın denetimlerini içeren bir belge olma özelliği taşıyan Sicil Durum Belgesi 2012 yılında kaldırıldı. Bu uygulama ile mimarların, projelerin ve tasarımların denetlenme zorunluluğu da kaldırılmış oldu. Denetimsiz bir ortam yaratıldı ve denetimsizliğin sonuçlarını millet olarak hepimiz çekiyoruz.” dedi.