Yerel seçim sonrası karşılıklı gelişen uzlaşı – işbirliği çağrıları umarım TV ekranları sınırlı kalmaz. Marmara Bölgesi halkı için yerel yönetim ve hükümet bir birlerinin davetini bekleyerek zaman kaybetmez. Çünkü depremden sonra suçlayacak, pişman olacak oy isteyecek kimse bulamayacaklar.
2024 Tayvan Depremi, 1999 Büyük Tayvan Depremi Tesadüfünün Tekrarı Olabilir mi ?
Tayvan’da 21 Eylül 1999’da Taipei’nin 150 kilometre güneyinde meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 2 bin 400 kişi hayatını kaybetmiş, 100 binden fazla kişi yaralanmış, binlerce bina yıkılmıştı.
Son 25 yılın en büyüğü 3 Nisan 2024’ de Tayvan’da Hualien kentinde meydana geldi. 7,4 büyüklüğündeki depremde 9 kişi hayatını kaybederken en az 736 kişi de yaralandı.
Ölü ve yaralı sayısı değişebilecektir. Ancak değişmeyecek tek gerçek; deprem eğitimi ve yapıların 99’ dan sonra güçlendirilmesi, deprem yönetmeliğine uygun yapılar inşa etmek olmuştur.
1999’ dan beri Tayvan başarmış, biz başaramamışız. Uzun süredir deprem uzmanları uyarıyor, en yeni uyarılardan birine Sayın Prof. Dr. Naci Görür, imza atmış.
“ Zamanın yaklaştığını hissediyoruz. Son revize edilmiş tarihiyle günümüzde Marmara Denizi’nde deprem olma olasılığı 1999 yılından sonra 30 senede yüzde 47. Biz şu anda yüzde 47 deprem bekliyoruz.”
%47 olasılık az mı ? Biri yarın deprem olacak mı demeli ?
Bir bilim insanı, “ Adalar ve Kumburgaz fayının birlikte kırılması durumunun büyük risk taşıdığını vurguluyor. İstanbul’da 1766 yılında bu fayların ikisi de kırıldığını, ancak ayrı ayrı kırılırlarsa İstanbul belli zamanlarda 2 tane 7’ye yakın depremlerle karşı karşıya kalacak, 7.5 büyüklüğüne kadar deprem üretebileceğine “ dikkat çekiyor ve uyarıyor.
Deprem, Marmara Bölgesinin Gerçeğidir
Marmara Bölgesinde 25 milyona yakın yerleşimi etkileyebilecek Büyük İstanbul Depremi, Marmara Bölgesi ekonomisinde yıkıcı etki yaratacaktır.
Bu etki Türkiye, Avrupa ve Dünya ekonomisini uzanacaktır. Ekonomiye minimum 500 milyar liralık etkinin olacağı öngörülen büyük İstanbul depremi, İstanbul’da yaşayanlar kadar Türkiye Cumhuriyetinin önündeki en büyük problemdir.
İstanbul; tarihi, ekonomik, turizm, sanayi, ticaret , eğitim, nüfus yapısı ile adım adım yaklaşan Büyük Deprem Tehdidi altındadır. Büyük Deprem Tehdidi artık parti – siyaset üstü bir durumdur.
İstanbul’da Marmara Bölgesinin Sanayi – Ticaret – Konutlar – İnsanlar – Kurumlar arası koordinasyona ihtiyacı vardır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ( Sayın Ekrem İmamoğlu ) organizasyonu ile Tekirdağ ( Kadir Albayrak ) Edirne ( Filiz Gencan Akın ), Çanakkale ( Muharrem Erkek ), Yalova ( Mehmet Gürel ), Bursa ( Mustafa Bozbey ), Balıkesir ( Ahmet Akın ), Kırklareli ( Derya Bulut ) , Kocaeli ( Tahir Büyükakın ), Bilecik ( Melek Mızrak Subaşı ) ve Sakarya ( Yusuf Alemdar ) Büyükşehir, il ve İlçe Belediye başkanları birlikte hareket etmelidir.
Marmara Bölgesi ve İstanbul’un yarın geç olacak, bugünden eylem planına – uygulamaya – sorumluluk alacak koordinasyona ihtiyacı vardır. Bu koordinasyonu İstanbul – Marmara özelinde sağlayacak “ bakanlık “ bakanlıklar arası etkileşim, bütçe ve kabiliyeti ile yerel belediyelere hız kazandıracaktır.
Şimdi Marmara Bölgesinin depreme hazırlanması için “ MARMARA BAKANLIĞI“ nın kurulması ihtiyaçtır.
Marmara Bölgesinde Kentsel Dönüşüm Artık Zaman Kaybıdır
Çürük yapıları biz yıkmazsak deprem yıkacaktır:
Marmara Bölgesinde; en kısa sürede ticarisinden konutuna, sanayisinden fabrikasına öncelikli olarak 99 öncesi konut – ticari – sanayi – depolama yapılarının risk analizlerini talebine bağlı olmaksızın bedelsiz tamamlayalım, güncelleyelim. Bu bir bilimsel çalışma olmakla birlikte yıkmanın dayanağı olabilecektir.
Depremin Marmara Bölgesinde olası çevre etkilerinden bazıları;
- Yıkılan binalar, zarar gören yollar ile “ ulaşım – erişim “ durabilecek,
- Şehirlerin alt yapı sistemi devre dışı kalabilecek,
- Çevre ile lojistik bağ kopabilecek,
- Türkiye’nin her noktasından göç alan İstanbul’a yönelecek endişe trafiği; ulaşımı kilitleyebilecek,
- Marmara bölgesinde insani kayıp, tüm Türkiye’nin ocağına ateş düşürecektir,
- Yıkılan yapıların üstündeki ve jeneratörsüz “ baz istasyonları “ enerji / elektrik alamadığı için “ haberleşme “ bitecek,
- Doğalgaz hatları devre dışı kalacak, doğalgaza bağlı “ üretim ve tüketim “ kesilecek,
- Elektrik enerji hatları, trafolar devre dışı kalacağı için; elektriğe bağlı sanayi, faaliyetler durabilecek,
- Herkes kendi, ailesinin ve akrabalarının derdine düşeceği için fırınlar çalışmayacak, bakkallar açmayacak, marketler çalışmayabilecek, restoranlar hizmet veremiyecek, internet sistemine bağlı her türlü sipariş çökebilecek,
- Depremden etkilenen vatandaşların iş kollarında; faaliyet durabilecek, Daha onlarcasını, burada sıralayabiliriz, bir de Deprem ile birlikte tetiklenmesi olası, Heyelan ve Çığlar,Zemin Sıvılaşmaları, Tsunami, Seller, Gelgitler, Yangınlar Yaşanması muhtemeldir.Bu başlı başına bir felaket senaryosudur.
Bir dönemi, nesli, jenerasyonu etkileyecek, bu etki yıllarca sürecektir.
Bu durum artık ev benim; bina benim… Can’da benim noktasından çıkmıştır
Bu iş artık kamu problemidir. Mülkiyet Hakkı Anayasal haktır; ancak can’a – çevreye zarar verebilecek olan her hak kısıtlanabilmeli, gerekir ise Anayasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Aksi takdirde İstanbul’da sokağa çıktığımızda çıplak göz ile neyin yıkılıp; yıkılmayacağı ortadadır.
• çok ağır hasar alacak yapılar
• ağır hasar alacak yapılar
• orta hasar alacak yapılar
%47 Deprem olasılığında Her türlü Dönüşüm; Marmara Bölgesi için Zaman Kaybıdır. Uzlaşma, anlaşma, rıza, gönül birliği için artık Zaman kalmamıştır. Yapıları depreme dayanıklı hale getirmek artık çözüm değildir; bu iş “ dönüşümden “ çıkmıştır.
• Kentsel dönüşüm…
• Yerinde dönüşüm…
• Gönüllü Dönüşüm…
• Her türlü dönüşüm; zaman kaybıdır.
Biz Yıkarsak; Deprem Yıkımını Azaltır, Canları kurtarırız!..
Bugün yıkılmaz ise, yarın yıkılacak yapıları, Biz düzenli yıkarsak, çevresel etkiyi minimize edebiliriz, bina içinde hayatları bugünden kurtarırız. Olası depremde kritik saatleri az hasar alabilecek yapılara yönlendirebiliriz.
Aksi takdirde depremin etkisi ile yıkılan yapılarda ne can kurtarabiliriz, ne de çevreyi…
Bu işin Sosyal yönü kalmamıştır.
Yıktıktan sonra; verilen – revize edilen imar durumuna göre yıkılan yerin yapı malikleri “ arsa katılımından “ kat karşılığı verecekleri kamu ve özel kuruluş ile arabulucu eşliğinde anlaşsın; anlayamayanlara kamulaştırılsın.
Bugün kamulaştırmanın depremin ekonomik maliyeti göz önüne alındığında yarın yeniden yapmanın maliyetinden daha hesaplı olacaktır.
Deprem için yanıcı – tahrip edici etkiye sahip olabilecek Merdiven altı sanayinin; en kısa sürede kapatılması ve tasfiye süreçleri başlatılmalıdır.
Sanayi tesisleri – Fabrikalar – Depolarda inceleme yapılmalı ve yönetmeliğe uygun olmayanlar kapatılmalıdır.
Temelleri asırlar önce atılan ve ilkel şartlarda hizmet vermeye çalışan ticaret ve sanayi bölgeleri artık yapı yorgunluğu, yapı teknoloji ve standartlarına yenik düşmektedir. Özellikle İstanbul ölçeğinde, deprem sadece konutları tehdit etmemektedir, sanayi bölgelerini/sanayi yapılarınıda tehdit etmektedir.
İşçi ve işverenlerin zamanlarının büyük bölümünü geçirdiği, maddi ve manevi yatırımlarını yaptıkları yapılar sadece sanayici için değil ülke ekonomisi içinde önem taşımaktadır. Ülke ekonomisinin lokomotifi olan Marmara Bölgesi için bu durum farklı bir önem arz etmektedir.
Çünkü; Marmara Bölgesi kendisini bugün kurtarmaz, zorlayıcı, radikal, kanuni yaptırım kararları uygulamaz ise; Türkiye’nin diğer bölgeleri bir araya gelse dahi Marmara’yı daha sonra kurtaramayacaktır.
İnsani Yıkım Başlasın;
Hasar alabilecek yapılara insan ve makina gücü ile deprem sonrası kritik saatler içinde erişebilmek, böyle bir arama – kurtarma yapısını organize; insan & teçhizat & makine kanalize etmek mümkün değildir. Ancak böyle bir durumda olası depremde kritik saatleri az hasar alabilecek yapılara yönlendirebilmek mümkün olabilecektir.
Bu konu partiler üstü siyasetten arınması gereken konudur. Derhal Hükümetin, meclisin ortak iradesi ile Marmara Bölgesinde bilirkişi tespitine dayanan ağır – çok ağır hasar görecek her türlü yapının kamulaştırılarak “ insani yıkım “ kanunu çıkarılsın ve İlçe / İl / Büyükşehir / Bakanlık el birliği ile yıkımları başlasın.
Son Önerilerim Ticaret ve Kamu Dünyasına;
99 ve öncesine ait gayrimenkullerde niteliği ve mülkiyet şekli fark etmeksizin Güncel Yapı sağlamlık raporu olmadan, yıkılma olasılığı bu kadar yüksek yapılar için
- Emlak Kuruluşları: Satılmasına veya kiralanmasına hizmet vermeyin,
- Emlak Portallarına; sağlam raporu sisteme girilmeyen Bu yapıların reklam satış kiralama duyuru ilanına aracılı etmeyin,
- Banka Finans Kuruluşları: teminat ipotek karşılığı işlemler yapmayın, mortgage kredisi kullandırmayın,
- Sigorta Kurumları: Dask dahil hiçbir sigorta enstrümanı sunmayın,
- Tapu Daireleri: Sağlam raporu olmadan hiç bir işleme izin vermeyin,
- Belediyeler; Su, Elektrik, Doğalgaz gibi hizmetlere kısıtlama getirin.
Sizler, Deprem aracılığı ile yıkıma yakıma can kayıplarına Suça ortak olmayın.
Haber Siteleri ve Haber Kanalları;
Seçimler Bitti, her gün seçimin kazananı – kaybedenini analiz etmeye son verin. Artık gündemi DEPREM’e çevirin. Marmara Bölgesi Yerel yönetimler ve hükümetin atacağı adamlara odaklanın, izleyin ve takip edin.
Sanayiciler, Ticaret ile uğraşanlar, meslek kuruluşları bu konuyu önemseyin – önemsetin yarın ürettiklerinizi satın alacak insan bulamayabileceksiniz. Bugünü kaybetmenin bedeli yarını kazanmadır!
25 seneden beri değişmeyen, Ranta ve çaresizliğe yenik düşen; depremi kadere ve paraya bağlayan bir kısım Marmara Bölgesi Halkına söyleyebilecek birşey bulamıyorum. Kendiniz için yapmıyorsanız sevdikleriniz, aileniz, yaşlılarınız, gençleriniz, minik dostlarınız için bunu yapın!.. yapın artık!..
MARMARA BÖLGESİNDE “ DEPREM “ DEVLETİN, BELEDİYELERİN HER TÜRLÜ HİZMETİNİN ÖNÜNDEDİR. BİR NESİL YOK OLMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYADIR!
Bu vesile ile emlakdream aracılığı ile şimdiden Ramazan Bayramınızı kutluyorum.