Tahiti’nin 315 km. uzağında yer alan ve doğal güzellik açısından, ünlü komşusu Bora Bora’dan aşağı kalır yanı olmayan hatta ondan daha da güzel olan Maupiti, yeşil ve mavi renklerin iç içe geçtiği, kristal berraklığındaki deniz suyu, akvaryuma benzeyen deniz altı yaşamı, daima yaz mevsimini yaşayan iklimi ve senli benli konuşan samimi ve rahat insanlarıyla gerçek anlamda bir cennet….
İşte bu özelliklerini kaybetmek istemeyen Maupiti, gözde turistik bir yere dönüşmeyi reddetti. 1246 kişilik nüfusu olan, 13,5 kilometrekarelik adanın belediye başkanı bundan on yıl önce 2004 yılında uluslararası lüks bir otelden tesis kurma teklifi aldı.
Ancak binlerce insanın hayatını ilgilendiren bir konuda tek başına karar vermek yerine ahaliyi topladı; hararetli tartışmalar günlerce sürdü. Herkese söz hakkı verildi. Bunun üzerine referandum kararı alındı. Adaya lüks otelin gelmesi yani yörenin turizme açılması milyonlarca euro’luk yatırım, onlarca iş garantisi anlamına geliyordu; balıkçılık, meyve, sebze yetiştiriciliği, ulaşım vs’ye dayanan lokal ekonomi gelişecekti. Ancak halk bu vaatlerin hiçbirisiyle ilgilenmedi. Şaşaalı bungalovlar, dolarların saçıldığı havyarlar, Hollywood yıldızları ya da Wall Street’in köpekbalıkları onlar için cazip değildi. Maupiti halkının yüzde 80’inden fazlası lüks otelin teklifine hayır dedi.
O çalkantılı günlerin ardından tekrar sükunete kavuşan Maupiti şimdi belki çok zengin değil ama huzurundan da taviz vermemiş durumda. Adanın merkezi konumundaki Vaiea kasabasında bir postane, dispanser, itfaiye, Air Tahiti’nin bürosu var ve bunların tümü de adanın tek yolu üzerinde yer alıyor. Ayrıca sağlık sorunları için bir doktor, iki hemşire, güvenlik için de iki jandarma var. Katolik, Protestan, mormon, Yehova inanışları için de ayrı ayrı ibadethaneler mevcut. Buna karşılık ne bir banka, ne bir mezarlık var. Her aile ölülerini evin bahçesine gömüyor.
Ada halkının yiyecek içecek ihtiyacı için de yalnızca temel gıda malzemelerinin satıldığı üç bakkal var; Hinano birasının sunulduğu iki bar, ulaşım için de birkaç scooter ve paslı bisiklet adadaki günlük yaşamı tamamlayan diğer unsurlar.
Belediye Başkanı Woullingston Raufauore, “on yıl önce buranın ahalisi atalardan kalma değerlerini korumayı, istediği gibi yaşamayı tercih etti. Yani okyanus, rüzgâr, balıkçılık ve paylaşımı seçti; Polinezya’nın diğer adalarını tahrip eden göz kamaştırıcı, şaşaalı hayatı reddetti. Amacımız başkalarına örnek olmak değil, yalnızca kararlaştırdığımız gibi yaşamak istiyoruz” diyor.
Fortune Turkey